Kar tipiye dönmüş, rüzgar ayaza
Kara sevda bana, bense karaya.
Binalar uykuya yatmış
İstanbul suskun.
Lanet olsun,
Sen bugün de yoksun...
Yaşamın kıyısında olta atmışım sana
el, balığa takarken kancayı
ben, hasrete takmışım sevdayı.
Üstüne üstlük,
balık da, hasret de bedava ya!
Sen ateşler içindeyken
titrer bedenim.
Üşürüm sana baktıkça
sen esrarla yandıkca
ben sana büzüşürüm.
Şiirlerim kurşun yediğinde
sakat kalır kelimelerim.
Kalemim hasreti yazdıkça
çığlık atar harflerim.
Lanet osun,
sevdam hücrelerde
ama, sen yanımda yoksun!
Saçlarım senin yokluğunu taşıyamadı
gün gün ağardı
gün gün karalardan ayrıldı.
Bana yüklediğin hasret
belimi değil,
yüreğimi kamburlaştırdı.
Bana verdiğin ayrılık
ateş mezralarında kor aldı
ayaklarım yalınca yol aldı.
Yaşamın kıyısında olta atmışım
Deniz bir şarkı fısıldar kulağıma.
Martılar telli çalgıda
sirenler kalın bir basta.
Acı bir güfte vurur şafaklarıma
rüzgar dolar damarlarıma.
Sen yoksun bu güftede
bu denizde sen yoksun
Lanet Olsun!