Bayramlarda kimin ailesine gidileceği konusu genelde sorunlara sebep oluyor. Bayramlar, yaz tatilleri, sömestr tatilleri gibi dönemlerde olduğu gibi bazı aileler için stresin arttığı bir dönem oluyor.
Karşılıklı oturup plan yapılamadığında, empati kurulmadığında bayramlar gözyaşları ile bitebiliyor. Bayramlardan sonra gelen pek çok e-mail ve telefon, bu konuda daha bir hassas davranılması gerektirdiğini düşündürüyor. Evlilik terapilerinde de sorunlar dile getirilirken aile çatışmalarında bayram ve tatillerin çatışmaların arttığı önemli zaman dilimlerini oluşturmakta olduğunu görüyoruz.
Bu sorunlara önem veriyoruz. Çünkü aile içi çatışmalar büyüdüğünde gelecek nesiller için bir travma oluşturuyor, onların kendi ailelerinde sorunlar yaşamasına zemin teşkil ediyor. Eşlerin birbirine empati göstermesi, iki tarafın büyüklerinin beklentilerine saygı göstermesi ve herkesi aynı anda memnun etmenin imkânsız olduğunun bilincinde olarak orta yolu bulmalarıyla kimin ailesine önce gidilecek ve ne kadar kalınacak gibi sorunlar kolaylıkla önlenir.
Pek çok ailede bunlar sorun olmuyor, uygun çözüm yolları bulunuyor. Mesela ayrı şehirlerdeki anne-babalar için bir bayram bir aileyi, diğer bayram diğerini ziyaret veya aynı şehirde yaşayanlar için sabah kahvaltısı ve öğle yemeğinde bir tarafı, öğleden sonra ve akşam yemeğinde diğer tarafı ziyaret gibi çözümler kırgınlıkları engelliyor.
Aslında bayram ve tatillerde çıkan sorunlar aile yapısında sorun olduğunu gösterir. Bu sorunlar hayatın akışı içinde üstü kapalı kalmakta ve bazı eşler ayrı dünyalarda yaşamaktadırlar. Hatta "çocukların eğitimi için bile" bir araya gelip konuşamayan aileler vardır. Bayram ve tatil günlerinde bu problemler su yüzüne çıkıyor.
Gençlerin bir kısmı bayram tatilinin büyük kısmını TV seyrederek, kitap okuyarak, müzik dinleyerek veya arkadaşlarıyla dışarıda buluşarak geçirmek istiyor. Anne babalar da bu eğilimdeki genç çocuklarını kendileriyle beraber gezmeye ikna edemeyeceklerini düşünüp onlarsız bir plan yapıyor.
Bazı aileler de küçük çocukları olmadan gezme programı yapıyorlar. Bunun sonucunda gençler anne-babalarının büyüklerini, kuzenlerini yeteri kadar tanıyamıyor. Bir kısmı kendi kuzenleri ile bile mesafeli ilişkiler içinde oluyor. Halbuki dost ve akraba ziyaretleri sosyal gelişime katkıda bulunur. Sosyal kaygı ve fobi, içe dönüklük, çekingenlik gibi problemi olan gençlerin çoğu ya kopuk aile ilişkileri olan aile ve akraba fertleriyle fazla görüşmeyen ya da kalabalık aile ortamında ilgi görmeyen gençlerdir.
Eskileri açmayın!
"Nereye gideceğiz?" tartışması eski sorunların da hatırlanmasına neden oluyor. Mümkün mertebe geçmişe takılıp kalmayın. Eski sorunları gün yüzüne çıkarmayın.
Orta yolu bulun
Yapılacak ziyaretlerin programını birlikte yapın. Her iki tarafı aynı anda memnun edemezsiniz. Ama orta yolu bulabilir, böylece büyüklerin beklentilerine cevap vermiş olursunuz.