Dünyamızın kara alanlarını saran çeşitli bileşim ve renkte bulunan kayalar, dış etkenlerin tesiri ile ayrışmaya, çözülmeye uğramaktadır. Kayalar ve depolar üzerinde en az birkaç milimetre, en fazla birkaç metreye kadar ulaşan çözülmüş veya ayrışmış zon, ya dış kuvvetler tarafından devamlı olarak süpürülmekte ya da oldukları yerde kalmaktadır. İşte çeşitli süreçler tarafından kaya veya pekişmemiş çökeller üzerinde çözülen bu yerli zona Toprak Tabakası denir. Ancak, toprağın oluşması sadece ana materyal olarak bilinen kaya ve depoların fiziksel ayrışma ve ufalanması sonucunda oluşmamaktadır. Dış faktörlerle ayrışan zon üzerinde, yavaş yavaş flora ve faunanın yerleştiği, yaşadığı bir ortam teşekkül etmektedir. Şöyle ki, fiziksel süreçlerle ufalanan zon üzerinde başta suyun etkisiyle oksidasyon denen olay meydana gelmekte, yani kimyasal ayrışma olayları başlamaktadır. Nitekim, suda bulunan oksijen kayalara temas ederek bunların bünyesinde bulunan bazı mineraller içerisine girerek onları oksidasyon olayı ile minerallere parçalar, ayrıştırır. Böylece yeni kimyasal maddelerin oluşması sağlanır, çeşitli oksitler ve seskioksitler oluşur. Bu arada diğer kimyasal olaylar; hidroliz, karbonasyon ve hidrasyon olayları da cereyan eder.
Ayrışma olaylarının ilerlemesine bağlı olarak, kayaların bünyesinde bulunan ve bitkilerin ana besin maddelerini oluşturan kalsiyum, sodyum, potasyum, demir vs. gibi mineral maddelerin açığa çıkması sağlanır; bu besin maddelerinin açığa çıkması sayesinde başlangıçta o bölgenin iklim özelliklerine göre çeşitli liken, yosun ve otlar çözülmüş olan zonda tutunmaya ve yetişmeye başlar. Bitkilerin sahaya yerleşmesi ile ayrışma olayları ilerler. Gerçekten, bir taraftan bitki kökleri ana materyalin ayrışmasını, parçalanmasını hızlandırırken diğer taraftan bitki artıklarını çözülmüş olan zona intikal etmesi ve çürümesi ile organik maddeler oluşmakta ve dolayısıyla da bitki artıklarını parçalayan mikroorganizmalar sahaya yerleşmektedir. Bilhassa organik maddenin humuslaşması yani mineralize olması ve su ile temasa geçmesi sayesinde karbonik ve organik asitler oluşmakta, bu asitlerin yardımı ile de kalsiyum, sodyum, potasyum gibi mineral maddeler suda eriyik hale geçmektedir. Böylece bitkilerin ana besin maddeleri bitkilerin kullanılmasına hazır hale gelmekte ve eriyik halde tuzlar ve karbonlar oluşmaktadır.
Bu olayların gelişmesine paralel olarak ana maddenin ayrışması gittikçe artar; çözülmüş ve ayrışmış olan zonda ikincil maddelerin, özellikle kil minerallerinin oluşumu başlar.
Toprakta organik maddenin ve killerin oluşması, toprak canlı ortamının gelişmesini ve ilerlemesini sağlamaktadır. Nitekim organik madde, toprağın fiziksel özelliklerini ıslah etmesi yanında toprakta suyun tutunmasını ve iyon alışverişinin artmasını sağlar. Bu arada organik kolloidlerin oluşması da ilerler. Killer ise bir yanda absorbe edilmesini sağlarken öte yandan toprak çözeltisindeki artı yüklü katyonların tutulmasını gerçekleştirir.
Ayrışan zonun derinleşmesi ve ayrışma olaylarının ilerlemesi ile zonlaşma veya profil teşekkülü başlamaktadır. Yağış suları ile toprağın yıkanması, toprağın üst horizonlarından başlayarak derinlere doğru ilerler. Yağış suları, toprakta eriyik halde bulunan veya eriyik hale geçen bazları üst katlardan alt katlara doğru taşır ve orada biriktirir. Eğer ekvatoral bölgelerde olduğu gibi yağış miktarı fazla ise toprakta bulunan bazlar eriyik halde önemli ölçüde taşınırlar dolayısıyla da toprak besin maddeleri yönünden fakirleşir. Buna karşılık yarı kurak bölgelerde bu taşınma ancak toprağın üst horizonlarında meydana gelir. Bu olay sonucunda toprağın üst kesiminde yıkanma alt katlarında ise birikme meydana gelir ve böylece toprakta bir horizonlaşma teşekkül eder. Genel olarak toprağın üst horizonu olan A horizonu yıkanma, bunun altında olan B horizonu değişik pedojenik süreçlere göre demir, alüminyum oksitler ile kil ve organik kolloidlerin biriktiği bir horizondur. Sonuç olarak, toprakta yıkanma ve birikme olaylarının gelişmesi ve devam etmesi ile toprak teşekkülü sağlanmış olmaktadır. Ancak toprak oluşumu ve profil gelişmesi, bu kadar basit olmayıp yüzlerce ve hatta binlerce yıl süren değişik ayrışma, yıkama, birikme olayları sonucunda olmaktadır ve toprakların gelişme süreçleri değişik safhalara ayrılmaktadır. Bu safhalar ana çizgileriyle şöyledir:
1. BAŞLANGIÇ FAKTÖRLERİ
Toprak teşekkülü için ilk faktör yüzeye çıkmış olan veya yüzeydeki ana materyalin fiziksel yönden parçalanmasıdır. Fiziksel yönden parçalanmanın oluşması için de atmosfer ve su küreden kaynaklanan su, karbondioksit ve nitrojene ihtiyaç vardır. Bunlar topraktaki kimyasal olaylardan erime, hidrasyon, hidroliz ve oksidasyon olaylarını hazırlamaktadır. Şu halde, toprak oluşumu için ilk faktör ana materyalin parçalanması ve ufalanmasıdır.
2. AYRIŞMA
Ana materyal fiziksel olarak parçalanmaya ve ufalanmaya uğradıktan sonra ayrışması yani kayaların bünyesinde bulunan minerallerin parçalanması ve serbest hale geçmesi ile mümkün olmaktadır. Bu olaylar ise kimyasal yoldan meydana gelmektedir. Erime, hidrasyon, hidroliz ve oksidasyon gibi olaylar sonucunda anan madde ayrışmakta ve bitkilerin beslenmesi için çeşitli mineral maddeler açığa çıkmaktadır. Bitki örtüsünün ve toprak canlıları özellikle bakterilerin sahaya yerleşmesi ile havada serbest halde bulunan azot, nitritler ve nitratlar halinde tespit edilmektedir. Bu karşılıklı ilişkiler sonucunda karbonasyon olayı yani karbonatlar oluşmaktadır. Ayrıca organik bileşikler, demir, manganez, çinko ve bakır gibi katyonlarla birleşmekte ve toprak bünyesinde tutulmaktadır.
Ayrışma sonucunda ise toprak yüzeyinde bitki artıkları birikmekte, ayrışmayan mineraller yığılmakta hidrozoksitler oluşmakta ve iyonlar eriyik hale geçmektedir.
3. DÖNÜŞME
Bu safhada bitki kalıntıları organik maddeye dönüşmektedir. Ayrışmayan mineraller ise dayanıklı malzeme olarak toprakta kalmaktadır. Çözülmüş olan zondaki çeşitli bileşimler ise erimiş haldeki iyonlar olarak toprak suyu içinde bulunmaktadır. Böylece bu safhada ayrılmış olan maddeler dönüşmeye uğramaktadır.
4. TOPRAĞIN OLUŞUMU VE FARKLILAŞMASI
Dönüşüm safhasında bulunan organik maddelerin ayrışması ile bitkilerin ayrışmaya direnç gösteren dal ve yaprak damarları gibi kısımları organik atıklar halinde kalmakta, organik maddeyi ayrıştıran onları yiyen hayvanlar toprağa yerleşmekte ve organik maddelerin ayrışması (Hümüfikasyon) ile çeşitli mineral maddeler oluşmaktadır. Toprakta erimeyen maddeler bazı horizonlar içerisinde birikmektedir.
Bütün bu olaylar toprak yapısında fiziksel ve kimyasal yönden yeni bir şekillenme ve değişme meydana getirmektedir. Şöyle ki, toprak parçacıkları birleşerek agregat adı verilen kümeleri oluşturmakta, kil, kireç, silis vs yağış miktarına göre profil boyunca taşınmaya ve birikmeye uğramaktadır.
Toprakta katyonların yıkanmasını takiben killerde taşınmaya başlar ve oralarda birikmeye uğrar. Bu suretle toprakta fiziksel olarak da farklı katlar oluşmaktadır. Sonuçta horizonlaşma denilen belli fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip katlar oluşmaktadır. Bu suretle de toprak profili teşekkül etmektedir.