Burası mahpushane koğuşu
Soğukla, sıcağın
Siyahla, beyazın son randevusu
Koyu bir sabahın aydınlığı
Issız gecenin, sessiz haykırışı
Burası mahpushane koğuşu
Bitmeyen hikâyelerin
Çekilmemiş çilelerin
Ve nice hasretlerin
Duyulduğu,
Naraların en sarhoşu
Burada her söyleneni duyabilirsin
Kulaklarını tıkasan da
Her rengi görebilirsin
Gözlerini kapasan da
Yüreğini açsan da sevgiye
Sevilecek, sevgili bulamazsın bu mekânda
Burası mahpushane koğuşu
Soluksuz özlemlerin
Sıcak çayda kayboluşu
Burada acılar müebbet
Sevinçler anlık yaşanır
Kimi zaman toprak
Kimi zaman da taşlar
En sırdaşından arkadaşındır
Her ağlamak istediğinde
Göz yaşlarına eşlik eden
Gri renkli yağmur damlaları vardır
Hakikâtler ülkesi diyorlar buraya ancak
Ne güneş sarı, ne deniz mavi
Ne de sen varsın yanımda
Dedim ya
Burası mahpushane koğuşu
Herkesin geçeceği bir han belki ama
Yine de her haliyle başka bir dünya...
S. S. L