PEYGAMBER EFENDİMİZİN DÜNYAYA TEŞRİF EDİŞİNİ İDRAK EDECEĞİZ
Yarın gece Mevlit Kandili
Çarşambayı perşembeye bağlayan gece Mevlit Kandili. İslam alemi yarın Peygamberimizin kutlu doğumunu idrak edecek.
Dünyanın her köşesinde camilere akın edecek Müslümanlar el açarak insanların mutluluğu ve barışın hakim olması için dua edecek.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu,
"O Rahmet Peygamberi birbirimizi sevmeyi imanın bir gereği olarak ifade etmiş, sevgi ve imanı toplumsal barışın temel direği yapmıştır."
diyerek insanların bir birini sevmesini ve saygı göstermesini tavsiye etti.
İslam dünyası insanlığın kurtuluşu için gönderilen ve peygamberlerin sonuncusu olan Peygamberimiz Hz. Muhammed'in doğumunu idrak ediyor.
Kameri takvime göre Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesinde doğan peygamberimizin doğum günü Milâdî takvime göre ise 571 yılı Nisan ayının yirmisine denk geliyor.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, peygamberimizin Kur'an'da 'yaşanabilir en güzel model' olarak takdim edildiğini belirterek örnek alınmasının istendiğine dikkat çekti.
Peygamberimizin Tevbe Suresi'nde 'bizim içimizden bize gelmiş' diye takdim edilmesinin peygamberimizin örnek olmasının imkanına işaret için olduğunu belirten Bardakoğlu,
"Ancak unutulmamalıdır ki, örnek almak için örnek alınacak şeyin doğru anlaşılması gerekir.
Doğru bilgi olmadan anlamaktan söz edilemez." dedi. Peygamberimizi sevmek ve örnek almanın, yalın bir taklit ve sünnetinin belirli şekillere hapsedilmesi olmadığına işaret eden Bardakoğlu, efendimizin sünnetinin ve sîretinin bütün yönleriyle tanınması, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrının güncelleştirilerek hayatımıza yansıtılması çağrısını yaptı.
Bardakoğlu şöyle devam etti:
" O Rahmet Peygamberi, 'İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek manada iman etmiş olamazsınız.'
buyurarak birbirimizi sevmeyi imanın bir gereği olarak ifade etmiş, sevgi ve imanı toplumsal barışın temel direği yapmıştır.
O, bütün hayatı boyunca, bizlere Yüce Yaratıcı'ya iman edip O'nu içtenlikle sevmeyi, ona bağlanarak ibadetlerle hayatımızı anlamlı kılmayı, dürüstlüğü, emaneti korumayı, insan haklarına uymayı, zayıf ve muhtaçlara yardım etmeyi, yetim ve kimsesiz çocuklara kol kanat germeyi, herkesin ve her şeyin hakkını gözetmeyi, komşuluk ve akrabalık bağlarına riayet etmeyi, kimseyi kırmamayı, iyilikte yarışmayı, yararlı insan olmayı öğütlemiştir."
Bardakoğlu, Mevlid Kandili'nin, Hz. Peygamber'in insanlığa sunduğu bütün değerleri ve yol gösterici öğütlerini anlama ve bu anlayışla yaşama ve yenilenme zamanı olduğunun altını çizdi.
Bugün ellerini semaya gönlünü Mevlaya aç, bugün günahlardan olabildigince kaç, bugün en gizli incilerini onun için saç çünkü bugün kandil, kandiliniz mübarek olsun.
Bu gece, alemlerin Fahri, gönüllerin Işığı;
Tevhide susamış ruhların feyiz kaynağı, kainat ağacının en mükemmel meyvesi;
"Sen olmasaydın ey Habibim, alemleri yaratmazdım" ilahı hitabın muhtabı,
İnsanlığın önderi;şefaatçimiz, Hz. Muhammed'in dünyaya teşrif ettiği gecedir."
Dilerim Onu düşündüğümüz her an, içimizde yer etmiş sahte krallıkların sütunları yıkılsın... İçimizde yanan nefs ve avanesi olan hislerimizin ateşleri sönüversin, riya gölümüz kurusun... Bilmeden veya gafilane edindiğimiz putlar kırılsın...
Gül sevginin tacıdır,o yüzden her bahar gülle taçlanır,
O gül ki Muhammed(s.a.v) 'ı anlatır...
Efendimizi anlayana gül koklatılır...
Yağmur yüklü bulutlar gibi gelen eteğindeki hayır cevherlerini başımıza boşaltan,
Ve bizlere mutluluk veren gül kokuku kandilin büyüsüne kapılmanız temennisi ile...
Kandilimiz Mübarek Olsun,dualarınız kabul olsun...
Rabbim bizi O'ndan , O'nun sevgisinden, O'nun yolundan ayırmasın inş...
"Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik."
(Enbiyâ, 107)
İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir.
O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti.
O'nun doğduğu gece, insanlığın kurtuluşu için çok hayırlı ve mübarek bir başlangıçtır.O gecenin sabahı gerçekten de feyizli bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidâyet meşalesi olan sevgili peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allahın bütün insanlara en büyük nimetlerinden birisidir. Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
"Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler." (Âl-i İmrân, 164)
Bu gece, müslümanlar arasında yüzyılllardan beri büyük bir coşku ile kutlanmakta, Sevgili Peygamberimiz derin bir saygı ile anılmaktadır. Büyük Türk Alimi Süleyman Çelebi tarafından yazılan ve asıl adı "Vesiletün'necat" olan mevlid kitabı O'nun doğumunu, üstünlüğünü ve mucizelerini en güzel bir şekilde dile getiren değerli bir eserdir.
Peygamberimizin doğum yıldönümlerinde okunan mevlidleri saygı ile dinlemek, O'nun mübarek ruhuna salât ve selâm okumak hiç şüphesiz büyük milletimizin Sevgili Peygamberimize olan engin sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.
Bununla beraber, O'nun ahlâk ve fazilet dolu hayatını öğrenmek ve kendimize örnek almak başta gelen görevlerimizdendir. Asıl o zaman O'nun sevgisini ve hoşnutluğunu kazanmış oluruz.
O âlemlerin Rabbinden, "Alemlere rahmet olarak gönderildi." Asırlara sığmayacak inkılapları birkaç sene içerisinde gerçekleştirdi. Evlâtlarını diri diri toprağa gömen babalar O'na ve getirdiği prensiplere iman ettikten sonra mükemmelleştiler, dünyaya insanlık, adalet ve medeniyet rehberi olacak hale geldiler. İnsanlar O'nun tek emriyle, kökü yüzlerce yıl derinde olan alışkanlıklarını bıraktı.
O, yirminci asır insanının yüzyılda yerleştiremediği hakkı, hukuku, adâleti, hürriyeti, demokrasiyi ve insan haklarını bir solukta yerleştirdi. Böylece cehâlet asrı bir saâdet asrı olup, çıktı. Nihayet asır, asırlara taştı. Ve O, çağlar ötesiyle kucaklaştı.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed kendisinden önceki peygamberler gibi sadece bir kavme veya millete değil, bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmiştir. O'nun diğer peygamberlerden en farklı yönlerinden birisi budur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulur:
"Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmezler."(Sebe, 28)
İnsanlığın her zaman ve mekânda Hz. Peygamber'in tebliğ ettiği ilâhî mesaja ve bu mesajın hayata geçirilmiş şekli olan onun sünnetine ihtiyacı vardır. O'nu örnek almak, Kur'an'a uymaktır. Çünkü Hz. Aişe (r.a.)'nın ifâdesiyle O'nun ahlâkı Kur'an'dı.(Müslim, Misâfirîn, 139). Kur'an-ı Kerim, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in inananlar için en güzel örnek olduğunu bildirmekte ve bu hususta şöyle buyurulmaktadır:
"Andolsun, Allah'ın rasûlünde sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar için ve Allah'ı çok ananlar için güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21)
Bu geceyi nasıl ihya edelim?
Bütün insanlık âlemine bir hidayet tarihi açan ve âlemlere halis ilâhî rahmet olan böyle yüksek şanlı bir Peygamber'in ümmeti olmakla şereflenmiş bulunan biz müminlere ne mutlu! Bu geceyi vesile bilerek, O'na ümmet olmanın şuuruna erebilmek, Bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde etmek için en azından bir Tesbih Namazı kılalım, bir de Hatm-i Enbiyâ yapalım.
O'na ümmet olan müminlere gevşeklik yakışmaz.
Unutmayalım...
Alemlere rahmet olarak gönderilen muazzez Peygamberimizin, doğumunu anarken, yalnız mevlid okumak, ilâhîler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir, sadece bu geceyi yaşamak yeterli değildir. Yüce Allah'ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yegâne yolu, Peygamberimizin yolundan gitmektir...
"De ki: Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın..." (Âl-i İmrân, 31)