Mesela hiç ölüp ölüp dirildiniz mi gördüğünüzde birini..
Öldüğünüzü bile bile içinize çektiğiniz nefesi hissettiniz mi?
Ve sanki o nefes aldığınız ilk nefesmiş gibi..
Acıyla dağlarken ciğerlerinizi inadına sevebildiniz mi o nefesi?
Siz hiç hafızanıza kazıdınız mı birinin isminden önce gözlerinin rengini?
Birinin sadece tek bir gülüşüne bağladınız mı bütün ümidinizi?
Ve ümit ettiniz mi yine de bildiğiniz halde yitirdiğinizi tüm sözlerinizi?
Birinin gözlerinde görürken uçsuz bucaksız okyanusların maviliğini
Aynı anda duyabildiniz mi içinizde martıların neşeyle gülüşlerini?
Gelmeyeceğini bildiğiniz halde o birinin, inatla pencerenin önünde beklediniz mi?
Beklediniz mi bilirken öldürdüğünüzü hayatınızın binlerce güzel saniyesini?
Bütün sesler anlamını yitirmişken duydunuz mu gaipten o kişinin sesini?
Sessizliğin ortasında aklınızda kalan tek şey onun tek bir hecesi miydi?
Hiç bu kadar acımasız ve koyu karanlık geldi mi geceleri?
Yaşlar süzülürken gözlerinizden geceleri yine de umutla gülümseyebildiniz mi?
Umut anlamını yitirmişken bile neşeyle şarkılar söyleyebildiniz mi?
Kapkaranlık dünyanızda o kişiyi tek ışığınız diye benimsediniz mi?
Tek bir belirsiz ışık ele geçirebildi mi bütün beyninizi?
Dolup taşıp ruhunuzda kalbinize dokunabildi mi?
Görürken dışarıda inci kar tanelerini
Olmayan güneşe uzatabildiniz mi sevinçle minik ellerinizi?
Ona dair şarkılar şiirlerle beslediniz mi bitmek bilmeyen sevginizi?
Aklınızı kurcalarken binlerce küçük sızı siz dönüp yüzünüzü karanlığa ona gülümsediniz mi?
Taşırdınız mı içinizden size sığmayan sevginizi?
Sokaklara haykırdınız mı içinizdeki binlerce güzel dizeyi?
Hiç düşünmeden nedir diye çirkinliği güzelliği
O yüzü ömrünüzdeki en eşsiz yüz kabullenmediniz mi?
Bugüne unuturken dün öğrendiğiniz o çok önemli bilgileri
Yarına bugüne kazıdınız mı onun içinde olduğu bütün saniyeleri?
Yüreğinizle öptünüz mü onun sizi hiç görmeyen gözlerini?
Onun minicik bir bakışıyla beslediniz mi yüreğinizdeki ümitsiz ümitleri?
Onunla süslediniz mi bilmeden bütün düşlerinizi?
Ona adadınız mı hayatınızı, kafesinden kurtulmuş özgür martı yüreğinizi?
Her yağmur yağdığında geldi mi aklınıza onun buğulu güzel gözleri?
Yokluğunda gördünüz mü başınızı çevirdiğiniz her yerde onun gölgesini?
Gidişiyle ağıtlar yaktınız mı hiç ziyaret ettiniz mi
Siyahlar giymiş toprak altı gömülü bütün hayallerinizi?
Kaybettiniz mi umutsuz karanlıkta bile sevinçle şarkılar söyleyen kısık sesinizi?
Ona başlamayan cümleler kurmayı reddeden dilinizi
Kaybettiniz mi birden bire bütün ümit dolu kelimelerinizi?
Boğup öldürdünüz mü acımasızca kısacık mutlu geçmişinizi?
Ağladınız mı geceler boyu beklerken doğmayacak güneşi?
İzlerken bir yaprağın yavaşca yere düşüşünü o minik yaprağı kendinize benzettiniz mi?
Gitmeyi istediniz mi onun bırakıp gittiği gibi?
Susturmak istediniz mi hep onu isteyen, söyleyen yaralı yüreğinizi?
Beklediniz mi?
Pencerenin önünde saatlerce ve gizlice saklarken arkanızda ümidinizi?
Beklediniz mi hep..
Bile bile.. bilseniz bile.. bir daha hiç gelmeyeceğini?..