Martı - Richard Bach

Son güncelleme: 29.01.2006 10:19
  • *Suyun dibine çökerken garip bir ses duydu içinden. Çaresi yok. Ben bir martıyım. Kendi doğamla sınırlanmıştım. Eğer uçuş hakkında bunca şey öğrenmem gerekseydi, beyin yerine uçuş haritalarım olurdu.Hızlı uçmam gerekseydi, şahin gibi kısa kanatlarım olurdu.Ve balık yerine fareyle beslenirdim. Babam haklıymış, bu saçmalıkları unutmalıyım.Eve, sürüme dönmeliyim ve kendimle yetinmeliyim. Zavallı, sınırlı bir martı olarak kabullenmeliyim kendimi.

    *Ama hayır! Öğrendiğim her şeyi bir yana bırakmalıyım, unutmalıyım eski kendimi. Diğer martılar gibi sıradan bir martıyım ben ve onlar gibi uçacağım.

    *Ne hoştu düşünmemek ve kıyıdaki ışıklara doğru karanlıkta uçmak ne hoştu!
    *KARANLIK! (içindeki garip ses dehşetle haykırdı.) MARTILAR ASLA KARANLIKTA UÇMAZ!
    *İn aşağı! martılar asla karanlıkta uçmaz. Karanlıkta uçman gerekseydi gözlerin baykuş gözü olurdu.Beyin yerine uçuş haritaların..şahin gibi kısa kanatların..

    Ama sonra işte yitikliini bir yana bırakıp hırs yaparsın yada umut edersin başarabileceini ve;

    Başarısızlığı ya da ölümü bir an bile düşünmeden kanatlarını bedenine yapıştırdı, uçmaya başladı..

    Bir an önceki and içmeleri, kararları, hepsi unutulup gitmişti, rüzgarın hızı onları silip süpürüvermişti sanki. Ama kendine verdiği sözlerden caydığı için hiç bir suçluluk duymuyordu. Böyle sözler yalnızca sıradanlığı kabul eden martılar içindir.Öğrenimde yetkinliğin eşiğine ulaşan biri için bu tür sözler yoktur.

    *Bu hızda kanatlarını açıverecek olsa, milyonlarca minik martı zerreciğine parçalanacağını bilerek yutkundu.Ama hız gücün ta kendisiydi ve hız coşkuydu ve hız saf güzellikti.

    *Çarpışmak, anında ölüm olacaktı.

    *Zafer! Buydu ilk düşüncesi. Son hız!

    *..Gerçek bir anlam bu! Bilgisizlikten sıyrılıp çıkabiliriz, kendimizi mükemmel, zeki ve yetenekli yaratıklar haline getirebiliriz. Özgür olabiliriz! UÇMAYI ÖĞRENEBİLİRİZ.

    *Gelecek, umut pırıltısıyla çağırıyordu.*

    İşteeee en sevdiim bölüm..

    -Martı Jonathan Livingston! Ortaya çık!
    (Yaşlı kurultay başkanı en törensel sesiyle konuşmuştu. 'Ortaya öıkma' yalnızca büyük utanç ya da büyük onursuzluk anlamına gelirdi. Martı önderlerini saptamak için ise; 'Onur adına Ortaya Çıkma' çağrısı yapılırdı. Elbette, diye düşündü. Bu sabahki kahvaltı sürüsü yaptığım devrimi gördü. Ama ben onurlandırılmak istemiyorum ki! Önderlikte gözüm yok. Yalnızca buluşlarımı paylaşmak, önümüzde açılan engin ufukları göstermek istiyorum. Bu düşüncelerle ortaya doğru ilerledi.

    Yaşlı Kurultay başkanı:
    -Martı Jonathan Livingston..Martı Soydaşlarının bakışları altında, utanç adına ortaya çık.

    İşte o an, kaynar sular döküldü başından aşağıya. Dizlerinin bağı çözüldü, tüyleri sarktı, kulakları uğuldadı. Utanç adına ortaya çıkmak? Hayır olamaz! Ya devrim! Anlamıyorlar! yanılıyorlar.. yanılıyorlar!

    -..Bağışlanmaz bir sorumsuzlukla, Martı ailesinin geleneğini ve saygınlığını sarsarak..
    -..Bir gün, Martı Jonathan Livingston, sorumsuzluğunun zararını anlayacaksın. YAŞAMIN SIRRINA ERİLEMEZ.Yegane bilinen, bu dünyada yemek ve olabildiğince çok yaşamak için geldiğimizdir.

    Bir martının Kurultaya karşı yanıt hakkı kesinlikle yoktu ama Jonathan'ın sesi yükseldi.

    -Sorumsuzluk mu? Ama kardeşlerim! ..Yaşamın anlamını, daha yüce bir amacını bulan ve ona ulaşmaya çabalayan bir martıdan daha sorumlu biri olabilir mi?

    Ve bir yanıt..Tek bir tane ama..

    -Kardeşlik öldü!

    ...

    *Derdi, yalnızlık değildi.Öbür martıların,önlerindeki uçuş erincine inanmayı reddetmiş olmalarıydı. Onlar, gözlerini açıp bakmaktan kaçınmışlardı.

    *Uçmayı öğreniyordu ve karşılığında ödediği bedel nedeniyle pişmanlık duymuyordu. Martı Jonathan, bir martının yaşamını o denli kısaltan nedenlerin, sıkıntı, korku ve öfke olduğunu keşfetti ve bunları zihninden silerek uzun, güzel bir yaşam sürdü.


    -Kimsiniz siz?

    -Bizler senin süründeiniz Jonathan.Kardeşleriniz.Seni daha yukarılara çıkarmaya geldik, evine götürmeye.

    -Evim yok benim. Benim sürüm yok. Dışlanmışım ben. Şimdi Büyük Dağ rüzgarının tepesinde uçuyoruz. Bu yaşlı gövdeyi, belki ancak yüz metre daha yükseltebilirim, ama daha fazla değil.

    -hayır Jonathan, başarabilirsin. Çünkü öğrendin. Bir okul bitmiştir, başka bir okula başlama zamanıdır şimdi.

    O halde hazırım..

    gerçek ve düşsel sınırlarını öğrenmek isteyen bu kitabı okumalı...sıradışımısınız...? sonuçlarına katlanabilirmisiniz...?
#19.11.2004 20:05 0 0 0
  • okumuştum güzel kitap alperen
#20.11.2004 08:20 0 0 0
  • sağol teşekkürler var ol. oldu mu 15
#21.11.2004 18:39 0 0 0
  • ya abi linki nerde kitabın bağlantısı bulamadım.
#10.04.2005 20:23 0 0 0
  • Teşekkürkler kardeşim ben de okumuştum gayet güzel bir kitap
#14.10.2005 12:44 0 0 0
  • ellerine ve emeğine saglık dostum.Paylaşım için teşekkürler.




#17.10.2005 19:17 0 0 0
  • çok saol kardeşim ellerine sağlık
#17.10.2005 21:26 0 0 0
  • eyvallah...
#29.01.2006 10:19 0 0 0