üzgünüm
ponponlu terlik ve
sabahlıkla hazırladığım
bir kahvaltıyla
bitmeyecek hikaye
işkembeciden çıkıp
sabahçı kahvesine uğrar gibi
gideceğim
öyle telaşsız
ve öyle bilindik
boz bulanık bir
çay getirecekler önüme
hiç kullanmadığım kaşığı
elimde tutup tutup
nedense
aynanın
içbükey yüzünde
yüzümü görmeye çalışır gibi
çay tabağının kenarına
dayayıp bakışlarımı
gideceğim
bir yamaç paraşütü havalanacak
kirpiklerimden
omzuna konmayı dilerken daha
ben kalkıp gideceğim