Birgün ashab Peygamberimiz (S.A.v)'den Hz. Ali'yi niçin çok sevdiğini sordu. Efendimiz o anda mecliste bulunmayan Hz. Ali'yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulunanlara sordu:
- Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yapardınız?
Cevap verdiler:
- Yine iyilik ederiz.
- Yine kötülük yapsa?
- Biz yine iyilik ederiz.
- Yine kötülük yapsa?
Ashab cevap vermedi, başlarını öne eğdiler. Bunun anlamı kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti.
Bu sırada Hz. Ali o meclise geldi. Resulullah (S.A.v) Hz. Ali'ye sordu:
- Ya Ali, iyilik ettiğin biri sana kötülük etse ne yapardın?
- İyilik ederdim.
Hz. Peygamber (S.A.v) bu soruyu tam yedi defa tekrarladı. Hz. Ali yedi defasında da "yine iyilik ederdim" diye cevap verdi. Ashab,
- Ya ResulAllah (S.A.v)! Ali'yi çok sevmenizin sebebini şimdi anladık, dediler..
***
Şöyle bir yoklayalım kendimizi..
Soruyu "İyilik ettiğin biri..." diye değil de sadece "biri kötülük etse ne yapardın?" tarzında soralım..
Acaba ne yapardık?
Her fırsatta yaptığı hatayı yüzüne mi vururduk?
Yoksa gittiğimiz her mekanda onu çekiştirip, hatasını aleme mi yayardık?
Belki de defalarca pişman olmasına rağmen, onu dahi görmezden gelirdik..
İşte biz ve Ashab arasındaki fark..
Ama unutmayalım, O'nlar için hak olan ölüm, bizim için de hak'tır.
Terazi onların defterini tartacağı gibi, bizim defterimizi de tartacaktır..