Elimizdekilerle Yetinmeyi Bilmek - Geçmişten Ders Almak - Geçmişin Değerini Bilmek
Elimizdekilerle yetinmeyip, hayattan çok daha fazlasını beklediğimizde ve bize sunulanları şımarıkça bir kaprisle geri çevirdiğimizde elimizde kalanlar gurur ve aptallıktan ibaret oluyor. Kendi şımarıklığımız ve bencilliğimiz ile hayatı çekilmez kılan yine bizler oluyoruz.
Güzel bir gelecek beklentisi olmayanların geçmişi hayal kırıklıkları ile doludur. Geçmişte hayal kırıklığı yaşayan insanların ne bugünü, ne de yarını ümit verici değildir. Geçmiş bir karamsar tablodan ibarettir artık ve geriye dönüp bakmaya değer birşey yoktur, o halde; gelecek için mutluluk verici bir tablo çizilmesi imkansızdır. Bu şekilde sadece hayallerimizi donuklaştırır ve anımızı da yaşamaya değer bulmayız. Artık hayat bizim için eski bir resimden ibarettir.
Geçmişinden ders almayı bilmeyen, yaşadığı anın hazzına varamayan bir insan için gelecek resmi çizmek ve o resme renkler katabilmek zordur. Hayatın donuklaştığını hissettiğimiz anlarda, karamsar bir tabloya dönüştürdüğümüz o resme tekrar tekrar yeniden bakabilmeyi becerebilirsek, belki de gözümüzden kaçan "oysa o an mutluyduk" diyebileceğimiz, tablomuza birden bire renk katabilecek bir detayı görmemiz mümkün olurdu. Ancak o zaman yaşadığımız an değerli, gelecek ise ümit verici olabilir.
Hayat, sanıldığı gibi "tesadüflerden ibaret" değildir. Tesadüfleri tasarlayan da, yaratan da bizleriz; bilinç altına attığımız isteklerimiz, gerçekleşmesini dilediğimiz dileklerimizdir tesadüfleri ortaya çıkaran. Hayat bazen o tesadüfleri karşımıza çıkarır bunu görürüz, bazen de hiç farkına varmadan yanından geçer gideriz. Çünkü; yaşadığımız o an bizim için değerini yitirmiştir, oysa o anı ıskalamadan yaşamak belki de hiç hayal edemeyeceğimiz güzellikte bir geleceğin tohumlarının ekildiği andır. Hayatın bize sunduğu anlar içinde, en değersiz olanı yaşadığımız andır. Bir anlamı yoktur çünkü. Oysa, geçmişe dönüp bakabilmeyi becerebilseydik; geçmişte de kıymetini bilmediğimiz, ama sonrasında bir sürü "keşke" dediğimiz aynı anların var olduğunu görebilirdik ve bu sefer ileride" keşke" dememek için, şu anı daha farklı değerlendirebilirdik.
Geçmişimiz de kıymetini bilemediğimiz bir sürü hazine saklı, ama o hazineden elimizde kalan tek şey, gurur ve aptallık.
Gurur ki, bazen insanın en büyük düşmanı, aptalık ise en büyük kaybı olabiliyor.
Kim bilir belki değerini bilmediğiniz bir an için tozlanmış raflara kaldırdığınız ve artık hiç bakmadığınız için kaybettiğinizi sandığınız gelecek, belki de değerini anlayabileceğiniz bir an da saklıdır. O anın değerini kaybetmeden bilmek gerek.
alıntı