Durur yan yana iki ağız
ses yok, kâğıt yok, kalem yok
ben yokum diyor masa
ve bu yoktan kalkıyor toz
dokunup kapı ziline
dolaşıyor çocuk odalarını
Akan mürekkebi tut diye
mısra sonlarına oturttum seni
her şeyde tutulacak bir yan var
bir dağın bir dağı tutuşuna bakma
bir sesin bir yüzde batışını gör
nehirleri anlatan mürekkebi tutma
Resimler ırmağa doğru bakan resimler
beni şehre çarpıp büyüten
ruhuma sokulmuş bir çalı
evet öyle gibi resimler
nerden başlamalı süpürmeye
sesim varsa yüzünün hatrınadır
sulara aldanarak yaşamak.