Fethiye ölüdeniz-resimleri

Son güncelleme: 25.09.2008 06:20
  • İster zirveye çıkıp kuşlar gibi uçun, isterseniz adalara yolculuk yapıp farklı koylarda yüzün; Ölüdeniz
    Fethiye girişinde yoğun trafiği ile fark edilen Ölüdeniz Kavşağı sizi önce yerleşimin hızla geliştiği Hisarönü mevkiine, sonra rampa aşağı Belcekız ve Ölüdeniz sahiline getiriyor.
    Ölüdeniz başlığı altında bu üç ana merkez çevresinde daha bir çok gizli cennette yaşanan olağanüstü heyecanlar büyülü güzellikler ile dolu mekanlar a sahip yörede Babadağ yamaç paraşütü tutkunlarını, Kayaköy antik kentlere meraklı olanları, denizden yakın çevreyi merak edenleri ise günübirlik tekne turları bekliyor.

    Spor, doğa, tarih gibi özellikleri bünyesinde toplamış olan Ölüdeniz de önce denize açılmak üzere günübirlik düzenlenen tekne turlarına katılarak hem ekonomik, hem de gün boyunca farklı koylarda deniz banyosu sunan hareketli, eğlenceli, yemekli, gezi sağlayan acentelara uğruyoruz. Belcekız sahilinde yer alan acentelardan akşam veya sabah gezi öncesi alacağınız biletle saat 10.30 dan itibaren gezi teknelerine biniyorsunuz.Arzuya göre teknelerin güneşlenme terasını veya alt kattaki masalı bölümlere yerleşen gezi severler, eğer yan yana yanaşmış olan 7 acentenın Focus, Eyüp Reis, Eftelya, Eazy Rider, Hazer 2, Volkan 3 gibi isimler taşıyan tekneleri önden attıkları çapaları üst üste gelmemişse saat tam 11.00 de birbiri peşi sıra hareket ediyorlar.


    Bir yandan güneş yağları sürülüp minderlere uzanarak güneşe teslim olunurken, diğer yandan teknelerin hoparlörleri ile yapılan Tarkan, M.Sandal, Petek Dinçöz ün popular şarkıları eşliğinde görevlilerce içecek siparişleri isimler yazılarak alınıp kendilerine sunuluyor. İlk durak "Mavi Mağara" burada yan yana yanaşan tekneler 15 dakika yüzme molası veriyor isteyenler mağaranın içinde masmavi sularda yüzüyor.Teknede bulunan palet, gözlük, şnorkel, gibi deniz malzemelerinin yanı sıra yüzme bilmeyenler için can yeleği de veriliyor. Bu avantaj sayesinde bu tip malzemeleri beraberinizde taşıma zahmetinden kurtuluyorsunuz. Mavi mağaradan hareketle öğlen saatleri içinde bulunduğunuzu saate bakmadan teknelerde başlayan ızgara kömür kokusundan anlıyorsunuz.

    Her mola da göreceğiniz dondurma botları teknenize yanaşıp ortadan kesilmiş küçük boy kavunların çekirdeği çıkarılmış yuvasına koydukları sade ve çikolatalı dondurmaları kağıt peçete ve plastik kaşık eşliğinde "kavunlu dondurma"adıyla sunuyorlar. Dondurmacı botlarda poğaça, kek, börek satışı da yapılıyor. İkinci durak "Kelebekler Vadisi", burada tam bir saat mola veriliyor tercihe göre büyük çoğunluk ağaçların altında bir müddet yürüyerek kayalıklara tırmanıyor cılız bir şelale altında serinleyip kayalıklarda yaşayan ve nisan, mayıs aylarında daha çok gözlenen kelebeklere bakıp Kelebek Vadisinden ayrılarak 45 dakika içinde tekneye geri dönüyorlar.

    Bu arada teknede anı fotoğrafları çeken görevli bu durakta filmleri banyo,baskı işleri için son etaba yetiştirmek üzere ayrılıyor. Vadi yürüyüşü yerine kumsaldan denize girenler tekne kaptanının çalan düdüğü ile toplanıp, üçüncü durak olan bir saat yemek, deniz molalı "Akvaryum"a geliniyor.Burada yol boyunca ızgarada pişirilmiş olan tavuk kanatları ,makarna, salata, patates ilavesi ile konuklara sunuluyor.Eğer gezi için Ölüdenizdeki tekneler arasında en büyüğü olan Grand Focus"u seçmişseniz içinde 28 metre Aquaparkı bulunan teknenin başındaki sarı tünelin ağzından girip su eşliğinde tekne içinde yol alıp kayarak denize ulaşabiliyorsunuz bu kayma sırasında yolcular ın çığlıklar atarak bir hayli eğlendikleri gözleniyor.

    Teknelerin peşini bırakmayan gözlemeci sandalı, tekne içinde hamurunu oklava ile önünüzde açıp, kızgın saç üzerinde sıcak sıcak pişirdikleri gözlemeleri sarıp sarıp tekneye uzatıyorlar.Mashar Alanson un çevreye uyum sağlayan "Yandım yandım, baka baka doyamadım, sarhoşluğum geçmedi hala," mısralarını içeren parçası eşliğinde denize girenler, beşik gibi bir o yana bir bu yana tatlı tatlı sallanıyor. Bi düdük, bi korna, bi nara demir alınıyor.

    Bu molalar sırasında iki arada bi derede balık tutanlar ada rastlanıyor.Akvaryum koyu sonrası belki de en etkileyici koylardan biri olan "Ayanikola Adası", (Gemiler Koyu) na gelen tekne yolcuları 3 milyon ücret ödeyerek Ayanikola Adası"nın kilise kalıntılarını veya çevrenin yüksekten görünümünü doyasıya görmek, fotoğraflamak için adaya tırmanıyorlar. Denizi tercih edenler ise bu bölümde hem yüzebiliyor hem de sürat motoruyla 5 milyon ücretle su kayağı, banana, hamburger gibi tekne arkasından çekilen su oyuncaklarına binme imkanı bulabiliyorlar.

    "Deve Plajı" sondan bir önceki deniz molası verilen kıyı oluyor. Kumsala kıçtan yanaşan tekneler sahile indirdikleri köprüleri ile yolcularını çıkarıyorlar .Bu yanaşmalar sırasında yolcuların tekrar binişlerinde tekneye ayaklarıyla kum taşımamaları için mutlaka ayaklarınızın suya batması için tekne ile kumsal arasında gerekli mesafeyi özenle koruyacak şekilde demirliyorlar. Burada da Akvaryum koyunda olduğu gibi "Aqupark" ın tekne başındaki kafes kapağı açılıyor denize kayarak girmek isteyenlere bir olanak daha sağlanıyor. Anı fotoğrafları çeken görevli bu koyda yetişip fotoğraf çektirenlere resimlerini teslim ediyor.

    Son durak olan ve aynı koyun karşı sahilinde yer alıp akşam saatlerinde gölgede kalan "Soğuksu" ya geliniyor. İsminden de anlaşılacağı üzere dipten içinden kaynayıp deniz suyuna karışan soğuk tatlı sular yüzenleri uyarıcı soğukluğu ile neşelendirip coşturuyor. Hünerlerini göstermek isteyenler 25 metrelik kayalara çıkıp tepelerden denize atlayarak show yapıyorlar.Yörenin en temiz suyu olarak adlandırılan Soğuksu koyunda yüzme sonrası tekrar tekneye çıkanlara bu defa soğuk dilimlenmiş karpuz ikram eden mürettebat gün boyu harcama yapanların ekstralarını tahsil ederek 18.00 de gezi teknesi sahile yanaşıyor
#25.09.2008 04:45 0 0 0
  • noimage

    noimage

    Yeryüzü Cenneti Doğal güzellikleri, zengin tarihi ve kültürel mirası ile Fethiye-Ölüdeniz dünya çapında haklı üne kavuşmuş bir yeryüzü cenneti.
    "Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak adlandırılan Ölüdeniz, ülke dışına taşan ünü ile dünyaya mal olmuş bir turizm merkezi. Çarpıcı güzelliğe sahip Ölüdeniz, adı gibi sakin ve kıpırtısız. Fethiye'ye 14 km uzaklıktaki Ölüdeniz, çamların arasında uzanan yoldan sonra mavisiyle birden bire çarpıyor insanı. Belcekız koyu ve bu koyun içinde uzanan kumsalı yürüdüğünüzde eşsiz Ölüdeniz'i görüyorsunuz. Ölüdeniz, büyülü gibi kıpırtısız... Dibinde tek bir yosun bile yok. Bembeyaz kumlarla örtülü. Suyun ve dibindeki kumun kırdığı ışık ünlü turkuaz rengini veriyor Ölüdeniz'e... Kıyılara kadar uzanan yemyeşil çam ormanları, içinde yeşilin, mavinin ve morun her tonunun görülebileceği ılık denizi, uzun kumsalı ile Ölüdeniz bir dünya harikası. Son yıllarda, 1975 m. yükseklikteki Babadağı'nın doruklarından paraşütle atlayanlar, dünyanın en nefes kesici manzarasıyla karşılaşıyor. Yılın on ayı denize girme olanağı sunan bu eşsiz koyda çok sayıda turistik tesis, restoran, alışveriş merkezi ile üniteler bulunuyor.

    Belcekız Efsanesi

    Buradaki koya adını veren Belcekız bir efsaneye dayanıyor. Eski çağlarda buralardan geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış.

    Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel Belcekız'ı görmüş. Görür görmez de birbirlerine aşık olmuşlar. Ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundaymış. Gemi uzaklaşıp gitmiş. Belcekız hep kıyıya bakmış, sevgilisinin yolunu gözlemiş. Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde su almaya gelir, görüşürlermiş. Bir gün buradan geçerken fırtına patlamış. Delikanlı, babasına burada korunaklı bir koy olduğunu söylemiş. Babası ise delikanlının sevgilisini görmek için gemiyi parçalamayı göze aldığını düşünmüş. Fırtınayla birlikte kavga da büyümüş baba-oğul arasında. Gemi tam kayalara çarpacakken baba bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümene yapışmış. Ve tam o sırada durumu kavramış. Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmekteymiş. Oğlan orada ölmüş. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kayalara atlayıp ölmüş. İşte o günden beri kızın öldüğü yere Belcekız, delikanlının öldüğü yere de Ölüdeniz denmiş.


    Ölüdeniz'de 950 hektarlık alan Kıdrak Tabiat Parkı ilan edildi ve koruma altına alındı. Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsayan bu alan aynı zamanda SIT bölgesi ve özel çevre koruma alanı içinde kalıyor.
    Alanın içindeki Kumburnu Günübirlik Dinlenme Tesisleri Muğla Valiliğine bağlı MELSA Ltd. Şti. eliyle işletiliyor. Yılda 400.000' e yakın kişi giriş yapıyor alana. Giriş ücretli. Bir büyük iki küçük kafeterya hizmet veriliyor. Fast food türü yiyecek ve içecek satışı yanında Şark köşesinde saçta gözleme yapılıyor. Piknik yapmak isteyenler için düzenlenmiş bir piknik alanı da var.
    Ama mangal yakmak Mayıs - Ekim ayları arasında yasak. Şezlong ve şemsiye kiralamak mümkün. Otopark duş-WC hizmetleri ücretsiz. 650 araç kapasiteli otopark güvenlik kameraları ve görevliler ile denetim altına alınmış.
    Plajda su sporları (kano, parasailing, su kayağı, banana) işletmesi de var. Meraklıları için not edelim.
    MELSA'ya ait bir de el sanatları satış yeri de var. Muğla yöresinin el işi ürünleri satılıyor.
    Bu olağan üstü doğa parçasının temizliği ve korunması için titizleniliyor.
    Kurulan laboratuar ile Belcekız Plajının tamamında günlük olarak deniz suyuna ilişkin ölçümler yapılıyor.
    Plaja ISO 14001 belgesi alınması çalışması başlatıldı. Türkiye'de ilk kez Kıdrak plajı bu belgeye sahip olmuş olacak.
#25.09.2008 04:47 0 0 0
  • Nasıl Gidilir
    Ölüdeniz, Muğla'ya 128 km, Fethiye'ye 12 km uzaklıktadır. Bölge, kıyıların olağanüstü manzara güzellikleri, doğası ve doğa sporları aktivitelerine uygun bir bölge olması sebebiyle 1983 yılında Tabiat Parkı ilan edilmiştir.

    Ölüdeniz, Muğla'ya bağlı Fethiye ilçesinde bulunuyor. Gözde bir tatil merkezi olan Fethiye'ye Türkiye'nin tüm büyük kentlerinden düzenli otobüs seferleri bulunuyor. En yakın havaalanı olan Dalaman Havaalanı 55 kilometre uzaklıkta. Fethiye'den Ölüdeniz'e minibüsler kalkıyor. Bu minibüsleri kullanarak Ölüdeniz'e ulaşabilirsiniz.

    noimage
#25.09.2008 04:48 0 0 0
  • noimage

    noimage
#25.09.2008 04:50 0 0 0
  • ailemle geçir
    @bugulu-gözler adlı üyeden alıntı:
    noimage

    noimage

    Yeryüzü Cenneti Doğal güzellikleri, zengin tarihi ve kültürel mirası ile Fethiye-Ölüdeniz dünya çapında haklı üne kavuşmuş bir yeryüzü cenneti.
    "Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak adlandırılan Ölüdeniz, ülke dışına taşan ünü ile dünyaya mal olmuş bir turizm merkezi. Çarpıcı güzelliğe sahip Ölüdeniz, adı gibi sakin ve kıpırtısız. Fethiye'ye 14 km uzaklıktaki Ölüdeniz, çamların arasında uzanan yoldan sonra mavisiyle birden bire çarpıyor insanı. Belcekız koyu ve bu koyun içinde uzanan kumsalı yürüdüğünüzde eşsiz Ölüdeniz'i görüyorsunuz. Ölüdeniz, büyülü gibi kıpırtısız... Dibinde tek bir yosun bile yok. Bembeyaz kumlarla örtülü. Suyun ve dibindeki kumun kırdığı ışık ünlü turkuaz rengini veriyor Ölüdeniz'e... Kıyılara kadar uzanan yemyeşil çam ormanları, içinde yeşilin, mavinin ve morun her tonunun görülebileceği ılık denizi, uzun kumsalı ile Ölüdeniz bir dünya harikası. Son yıllarda, 1975 m. yükseklikteki Babadağı'nın doruklarından paraşütle atlayanlar, dünyanın en nefes kesici manzarasıyla karşılaşıyor. Yılın on ayı denize girme olanağı sunan bu eşsiz koyda çok sayıda turistik tesis, restoran, alışveriş merkezi ile üniteler bulunuyor.

    Belcekız Efsanesi

    Buradaki koya adını veren Belcekız bir efsaneye dayanıyor. Eski çağlarda buralardan geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış.

    Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel Belcekız'ı görmüş. Görür görmez de birbirlerine aşık olmuşlar. Ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundaymış. Gemi uzaklaşıp gitmiş. Belcekız hep kıyıya bakmış, sevgilisinin yolunu gözlemiş. Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde su almaya gelir, görüşürlermiş. Bir gün buradan geçerken fırtına patlamış. Delikanlı, babasına burada korunaklı bir koy olduğunu söylemiş. Babası ise delikanlının sevgilisini görmek için gemiyi parçalamayı göze aldığını düşünmüş. Fırtınayla birlikte kavga da büyümüş baba-oğul arasında. Gemi tam kayalara çarpacakken baba bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümene yapışmış. Ve tam o sırada durumu kavramış. Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmekteymiş. Oğlan orada ölmüş. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kayalara atlayıp ölmüş. İşte o günden beri kızın öldüğü yere Belcekız, delikanlının öldüğü yere de Ölüdeniz denmiş.


    Ölüdeniz'de 950 hektarlık alan Kıdrak Tabiat Parkı ilan edildi ve koruma altına alındı. Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsayan bu alan aynı zamanda SIT bölgesi ve özel çevre koruma alanı içinde kalıyor.
    Alanın içindeki Kumburnu Günübirlik Dinlenme Tesisleri Muğla Valiliğine bağlı MELSA Ltd. Şti. eliyle işletiliyor. Yılda 400.000' e yakın kişi giriş yapıyor alana. Giriş ücretli. Bir büyük iki küçük kafeterya hizmet veriliyor. Fast food türü yiyecek ve içecek satışı yanında Şark köşesinde saçta gözleme yapılıyor. Piknik yapmak isteyenler için düzenlenmiş bir piknik alanı da var.
    Ama mangal yakmak Mayıs - Ekim ayları arasında yasak. Şezlong ve şemsiye kiralamak mümkün. Otopark duş-WC hizmetleri ücretsiz. 650 araç kapasiteli otopark güvenlik kameraları ve görevliler ile denetim altına alınmış.
    Plajda su sporları (kano, parasailing, su kayağı, banana) işletmesi de var. Meraklıları için not edelim.
    MELSA'ya ait bir de el sanatları satış yeri de var. Muğla yöresinin el işi ürünleri satılıyor.
    Bu olağan üstü doğa parçasının temizliği ve korunması için titizleniliyor.
    Kurulan laboratuar ile Belcekız Plajının tamamında günlük olarak deniz suyuna ilişkin ölçümler yapılıyor.
    Plaja ISO 14001 belgesi alınması çalışması başlatıldı. Türkiye'de ilk kez Kıdrak plajı bu belgeye sahip olmuş olacak.
    Orijinali Göster...




    Yeryüzü Cenneti Doğal güzellikleri, zengin tarihi ve kültürel mirası ile Fethiye-Ölüdeniz dünya çapında haklı üne kavuşmuş bir yeryüzü cenneti.
    "Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak adlandırılan Ölüdeniz, ülke dışına taşan ünü ile dünyaya mal olmuş bir turizm merkezi. Çarpıcı güzelliğe sahip Ölüdeniz, adı gibi sakin ve kıpırtısız. Fethiye'ye 14 km uzaklıktaki Ölüdeniz, çamların arasında uzanan yoldan sonra mavisiyle birden bire çarpıyor insanı. Belcekız koyu ve bu koyun içinde uzanan kumsalı yürüdüğünüzde eşsiz Ölüdeniz'i görüyorsunuz. Ölüdeniz, büyülü gibi kıpırtısız... Dibinde tek bir yosun bile yok. Bembeyaz kumlarla örtülü. Suyun ve dibindeki kumun kırdığı ışık ünlü turkuaz rengini veriyor Ölüdeniz'e... Kıyılara kadar uzanan yemyeşil çam ormanları, içinde yeşilin, mavinin ve morun her tonunun görülebileceği ılık denizi, uzun kumsalı ile Ölüdeniz bir dünya harikası. Son yıllarda, 1975 m. yükseklikteki Babadağı'nın doruklarından paraşütle atlayanlar, dünyanın en nefes kesici manzarasıyla karşılaşıyor. Yılın on ayı denize girme olanağı sunan bu eşsiz koyda çok sayıda turistik tesis, restoran, alışveriş merkezi ile üniteler bulunuyor.

    Belcekız Efsanesi

    Buradaki koya adını veren Belcekız bir efsaneye dayanıyor. Eski çağlarda buralardan geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış.

    Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel Belcekız'ı görmüş. Görür görmez de birbirlerine aşık olmuşlar. Ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundaymış. Gemi uzaklaşıp gitmiş. Belcekız hep kıyıya bakmış, sevgilisinin yolunu gözlemiş. Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde su almaya gelir, görüşürlermiş. Bir gün buradan geçerken fırtına patlamış. Delikanlı, babasına burada korunaklı bir koy olduğunu söylemiş. Babası ise delikanlının sevgilisini görmek için gemiyi parçalamayı göze aldığını düşünmüş. Fırtınayla birlikte kavga da büyümüş baba-oğul arasında. Gemi tam kayalara çarpacakken baba bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümene yapışmış. Ve tam o sırada durumu kavramış. Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmekteymiş. Oğlan orada ölmüş. Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kayalara atlayıp ölmüş. İşte o günden beri kızın öldüğü yere Belcekız, delikanlının öldüğü yere de Ölüdeniz denmiş.


    Ölüdeniz'de 950 hektarlık alan Kıdrak Tabiat Parkı ilan edildi ve koruma altına alındı. Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsayan bu alan aynı zamanda SIT bölgesi ve özel çevre koruma alanı içinde kalıyor.
    Alanın içindeki Kumburnu Günübirlik Dinlenme Tesisleri Muğla Valiliğine bağlı MELSA Ltd. Şti. eliyle işletiliyor. Yılda 400.000' e yakın kişi giriş yapıyor alana. Giriş ücretli. Bir büyük iki küçük kafeterya hizmet veriliyor. Fast food türü yiyecek ve içecek satışı yanında Şark köşesinde saçta gözleme yapılıyor. Piknik yapmak isteyenler için düzenlenmiş bir piknik alanı da var.
    Ama mangal yakmak Mayıs - Ekim ayları arasında yasak. Şezlong ve şemsiye kiralamak mümkün. Otopark duş-WC hizmetleri ücretsiz. 650 araç kapasiteli otopark güvenlik kameraları ve görevliler ile denetim altına alınmış.
    Plajda su sporları (kano, parasailing, su kayağı, banana) işletmesi de var. Meraklıları için not edelim.
    MELSA'ya ait bir de el sanatları satış yeri de var. Muğla yöresinin el işi ürünleri satılıyor.
    Bu olağan üstü doğa parçasının temizliği ve korunması için titizleniliyor.
    Kurulan laboratuar ile Belcekız Plajının tamamında günlük olarak deniz suyuna ilişkin ölçümler yapılıyor.
    Plaja ISO 14001 belgesi alınması çalışması başlatıldı. Türkiye'de ilk kez Kıdrak plajı bu belgeye sahip olmuş olacak.
#25.09.2008 06:20 0 0 0