Karabük 3 Nisan 1937''de Demir Çelik fabrikalarının temelinin atılmasıyla bir sanayi şehri olarak doğmuş, ülkenin değişik yörelerinden insanların bir araya gelmesiyle oluşmuştur.
6 Haziran 1995 tarihinde Karabük il olarak yeni bir döneme başlangıç yapmış, bu çerçevede yeniden teşkilatlanırken, il envanteri ve veri tabanı oluşturma çabaları hız kazanmıştır. Bunun ilk semereleri zaman içinde alınmış, çeşitli yayın ve dokümanlardan sonra ilk kapsamlı çalışma 1999 yılında Karabük İl Yıllığı adı altında yayınlanmıştır.
Sanayi toplumundan, bilgi çağına yol aldığımız bu günlerde veri kaynaklarının çoğaltılması ve tüm insanlığın hizmetine sunulması, teknolojik gelişmeler sonucu, hem daha önemli hale gelmiş, hem de daha kolay ulaşılabilir ortamlar gelişmiştir.
Günümüz bilgi teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler; ilimizi daha fazla okuyucuya tanıtma şansı vermiştir.
İşte teknolojinin bize sunduğu bu olanakları kullanarak, sanal ortamda ilimize ait birtakım özet bilgileri, insanların istifadesine sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Oluşturulan bu WEB sitesinde çeşitli görsel ve dokümantasyon bilgiler ile Karabük''ün tanıtılması amaçlanmıştır.
Karabük ili her ne kadar yeni kurulmuş bir il olsa da; özellikle Safranbolu gibi dünya kültür mirasına dahil olmuş, Türk kent kültürünün eşsiz örneklerini bir bütün halinde günümüze kadar taşıyan ve bu haliyle açık hava müzesi konumunda olan tarihi ve kültürel değerleri, Eskipazar ve Eflani gibi yerleşim birimlerimiz ise geçmiş dönem ve medeniyetlerin önemli yerleşim merkezlerini bünyesinde barındırmış, o medeniyetlerden günümüze önemli tarihi kalıntıları taşımışlardır.
Tarihsel ve kültürel zenginlikleri yanında, nadir doğa güzelliklerine de sahip olan Karabük, aslında çok az tanınmaktadır. Yenice’deki yağmur ormanları ve açık hava ağaç müzesi (arboratum), Ovacık ilçesinde ağırlıklı olmak üzere, ilin geneline yayılmış olan yaylaları, dünya mağara literatürüne girmiş mağaraları, kanyonları doğal göl ve göletleri ile farklı bir yurt köşesidir.
Kültürel ve tarihsel miras, eşsiz doğa güzellikleri, ulaşımının kolay oluşu ve denize günü birlik gidilip gelinebilmesi Karabük’ün turizm açısından da gelişmesine imkan sağlamıştır. Karabük, Batı Karadeniz Bölgesi’nde en önemli turizm merkezidir.
İlin ekonomisi imalat sanayine bağlı olarak gelişmiştir. Ormancılık, hayvancılık ve tarım bunu izlemektedir. İlimizde arazi şartlarının uygun olmayışı nedeniyle tarım yeteri kadarı gelişememiştir. Ormancılık ve orman ürünleri ise kırsal alanda en önemli gelir ve geçim kaynağını oluşturmaktadır.
Karabük bir sanayi şehri olarak doğmuş; demir ve çelik alanında faaliyet gösteren haddehaneler ve dökümhanelerle gelişmiştir. Bugün ise sanayi çeşitlenerek tek ürüne bağlılıktan kurtulma yolunda önemli aşamalar kaydetmiştir. Özellikle tekstil sektöründe önemli üretim artışları ve istihdam sağlanarak yurtdışına ihracat olanakları elde edilmiştir. Son dönemde ise önemli mermer rezervleri tespit edilerek işletmeye açılmış, mermer işleme tesislerinin kuruluş çalışmaları hızlanmıştır. Ayrıca; gıda, kimya, orman ürünleri alanlarında faaliyet gösteren küçük ve orta boy işletmeler faaliyetlerini sürdürmektedir.
Karabük Organize Sanayi Bölgesi kuruluş çalışmaları hızla sürerken, Küçük Sanayi Siteleri yapılmakta, Teknik Eğitim Fakültesi ve Safranbolu Meslek Yüksek Okulu’nun altyapısı geliştirilmeye çalışılmakta, yeni bölümlerle kapasiteleri ve öğrenci sayıları artırılmaktadır. Bu altyapı çalışmaları sonrasında, yeni fakülte ve yüksekokullar kurularak Karabük’te üniversite kurulması amaçlanmaktadır.
İşte bu gelişmeler, toplumsal, kültürel değerler, sözlü halk edebiyatı ürünleri, gelenekler ve görenekler ile ilimizin doğal zenginlikleri, sanal ortamda, çok özet sayılabilecek bir ölçekte de olsa verilmeye çalışılmıştır.
Ben Karabükte okuyorum küçük ve sakin bir şehir insanları cana yakın.
Tabi birde Safranbolu var gerçekten çok güzel bir yer.Herkese gezmesini tavsiye ederim
sanırım aramızda karabuk pek yok olsaydı safranboluyu mutlaka tanıtan bırılerı cıkardı ben kısaca safranboluyu tanıtım sızlere
Anadolu'nun kuzeybatı kesiminde tarihi evleri ile ünlü Safranbolu bir İyon prensesi tarafından kurulmuştur. Kent ve çevresi tarih boyunca Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok uygarlık yaşamıştır. Safranbolu tarihi ipek yolunun Kastamonu-Gerede-Istanbul kesimi üzerinde önemli bir konaklama merkeziydi.
Sahip olduğu mirasın zenginliği yanında, bu mirası çevresel dokusu içinde korumaktaki başarısından dolayı Safranbolu 1994 yılı sonunda UNESCO tarafından "Dünya Miras Listesi"ne dahil edilmiş ve bir dünya kenti haline gelmiştir. Safranbolu tarihi ve kültürel zenginliğinin ifadesi olarak bugün doğal ve çevre dokusu içinde korunmakta olan 1008 esere sahiptir. Kaya Mezarları, höyükler, Cinci Hanı ve Hamamı, Köprülü Mehmet Paşa Camisi, İzzet Mehmet Paşa Camisi, Yemeniciler Arastası, İncekaya Su Kemeri, Konaklar, Çeşmeler, Türbeler bu eserlerin bir bölümüdür.
Safranbolu ilk ününü geleneksel ve özel bir mimari yapıya sahip Safranbolu Evleri ile kazanmıştır. Bu evler 18. ve 19. yy Türk toplum yaşantısını günümüze aktaran mükemmel mimarlık örnekleridir. Kalabalık aile yapısının, ekonomik zenginliğin ve yöredeki iklim özelliklerinin etkilerini taşıyan bu evler görkemli çatıları nedeniyle "Beş cepheli mimari eser" olarak nitelendirilmektedir.
Safranbolu Evleri 2-3 katlı, 6-8 odalı, cumbalı, her odasında fazla sayıda penceresi olan ve odalarının her ayrıntısı büyük bir ustalıkla meydana getirilmiş yapılardır. Bu yapılarda taşın estetik kullanımı, ahşap işçiliğinin akıllara durgunluk veren kalitesi, tavan ve duvar süslemeleri, iç mekanlarda kurulmuş havuzlar, merdiven korkulukları ve nihayet kapı tokmakları... Hepsi seyredenleri hayran bırakacak güzelliktedir.
Safranbolu evinin üzerinde yapıldığı arsa ne şekilde olursa olsun, üst katlarda geometrik bütünlük büyük bir ustalıkla sağlanmıtır. Ev yerleşiminde komşuluk ilişkileri ön planda tutulmuştur. Arnavut kaldırımlı dar sokaklar insanları birbirine yaklaştırırken, evlerin cumbaları ve çıkmaları bu dar sokaklarda görünümü zenginleştirmektedir.
Safranbolu,tarihi boyutunun ve evlerinin yanı sıra çok ilgi çekici doğal güzelliklere de sahiptir. Bu anlatım turizmi çeşitlendirme kaygısının bir ürünü değildir.Gercekten Safranbolu'da bulunan doğal güzellikler herhangi bir yerleşim yerini tek başına ön plana çıkarmaya yetecek düzeydedir. Ne var ki bir müzekent görünümdeki Safranbolu'yu üne kavuşturan geleneksel Türk evlerinin mükemmelliği ilçenin doğal güzelliklerini ikinci plana çıkarmaktadır. Ağırlığının yüzbin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen ve adını kente vermiş olan safran bitkisi burda yetişmektedir ve bu kentin gözbebeğidir.Safranbolu'nun ün yapmış diğer ürünü Safranbolu Çavuş Üzümü'dür.Çavuş üzümleri içinde en çok tutulanı bu üzümdür ve yörede yaygın olarak yetiştirilmiştir. Safranbolu ayrıca lokumu ile de tanınmaktadır. İlçede çeşitli türlerde lokum yapan imalathaneler bulunmakta ve ilçe dışına lokum satılmaktadır.
Safranbolu'nun tanıtılmasıyla birlikte artan ilginin yoğunluğu turizm olanaklarını da geliştirmektedir. Bugün Safranbolu kültürel turizm anlayışının ilgi odağıdır.
KONUMU VE ULAŞIM
Safranbolu; Batı Karadeniz Bölgesinde; bağlı bulunduğu Karabük iline 10km., Ankara'ya 240 km. ve Istanbul'a 406 km. uzaklıktadır. Ankara ve İstanbul ile bağlı bulunduğu karayolunun büyük bir bölümü otobandır. Normal süratle Safranbolu Ankara arası 2,5 saatte, Safranbolu İstanbul arası ise 5 saatte katedilmektedir.
Denize en yakın bağlantıları ise 91 km. ile turistik İnkumu, 97 km. ile yine turistik Amasra'dır.
İklim yönünden yılın dört mevsiminin özelliklerini de yaşayan Safranbolu'da yaz ve kış ayları insanların yaşamlarında zorluk yaratmayacak özelliktedir.
Safranbolu her türlü konaklama ve restaurant ihtiyacına cevap verecek özellikte bir kent merkezidir.
SAFRANBOLUNUN 3GÜZELİ
SAFRANBOLU YÖRESEL Yiyecek,içecek, Yöreye özel mutfak kültürü, yazlık kışlık olarak hazırlanan yiyecekler;
Geleneksel Türk mutfağının zengin yemek çeşitlerini Safranbolu Mutfağında da görmek olasıdır. Yöreye özgü yemek türlerinin yanısıra, sonbaharda günümüzde daha çok köylerde yapılan kış hazırlıkları dikkat çeker.
Bunlar: domates salçası, tarhana, yayım (erişte), asma yaprağı salamuru, dut pekmezi, üzüm pekmezi, üryani erik kurusu tavşut (elma kurusu),dut kurusu, elma ayva kızılcık (kiren)suyundan yapılan marmelat kışın sulandırılarak içilir.Evlerde saç ekmeği denilen yufka yapılır.Saç ekmeği serin bir yerde saklanır, ihtiyaç oldukça sulanarak yumuşatılır, üstü örtülüp bir süre bekletildikten sonra kare veya dikdörtgen şekilde katlanarak sofraya konulur. Yeşil fasulye, etli dolma kavrulmuş kıyma sarılır. Eskiden daha çok önem verilen Kıyma ve kavurma, tavalarda uzun süre pişirilip kavrulur, kıyma sahanı denilen büyük sahanlara doldurulur, soğuduktan sonra kalıplaşan kıymalar serin bir yerde korunur.Kış boyunca bu kıyma kalıplarından küçük parçalar halinde kesilerek yemeklerde kullanılır. Özellikle tarhana çorbası, yayım ve bükmede kullanılır.
YEMEKLER
Tarhana Çorbası : Kışlık olarak hazırlanan tarhana hamuru kurutularak un haline getirildikten sonra kullanılır. Eskiden kahvaltıda yenilen tarhana çorbası,günümüzde turşu ile birlikte diğer öğünlerde sofraların vazgeçilmez ikilisidir.
Yayım Çorbası:Yayım(ev makarnası) yağ, kavrulmuş kıyma ve salça suyla kaynatılır.Kaynayan suya bir miktar yayım konularak pişirilir.
Pirinç Çorbasıirinç iyice yumuşayana kadar haşlanır.Piştikten sonra üzerine tereyağı, Üzerine tereyağı karabiberle eritilerek dökülür.Maydanozla süslenir. Özellikle kentte bayram, düğün, iftar yemeklerinde, cenaze evinde cenazeden sonra üçüncü gün pişirilir.
Çılbır:Kaynayan yağlı suya iyice çırpılmış yumurtalar ağır ağır akıtılıp karıştırılarak pişirilir. Üzerine sirke ve tereyağı konur.
Borana: Katı yumurta ve süzme yoğurttan hazırlanır.Karışımın üzerine sarımsak, kırmızıbiber ve tereyağı ile hazırlanan sos dökülür.
Et Yemekleri
Bütün Et Yemeği:Koyun ve erkeç etinin kemikli parçaları kızartılır, salça ve az su ile pişirilir,maydanozla süslenir. Düğünlerde ve bayramlarda baş yemek olarak mutlaka sofrada bulunur.
Yahni :Koyun ve erkeç eti biraz salça ile sulu olarak pişirilir.Düğün bayram ve iftar yemeklerindendir.
Kuyu Kebabıafranbolunun Güney bölgesinde yapılan bir kebap türüdür.Özel şekilde yapılmış kuyular odun yakılarak hazırlanır. Kuzular kancalarla kuyuya sallandırılır. Üzeri kapatılarak çamurla sıvanır.Kendi buharı ile piştikten sonra parçalanarak servis yapılır.
Etli Koruklu Bamya :Koruk henüz tatlanmamış ham üzümlerin suyu iyice kaynatılarak hazırlanır. Kuşbaşı et ile pişirilen bamyaya bir çay kaşığı koruk ilave edilerek ekşi olması sağlanır. İftar sofralarının baş yemeğidir.
Etli yaprak Dolması Bölgede üzüm bağları çok olduğundan asma yaprağı da boldur.Yağlı kıyma, pirinç,bulgur ince kıyılmış soğan biraz tuz, karabiber ve salça ile hazırlanan iç, haşlanmış yapraklara özenle sarılır.Özellikle düğünlerde eş dost biraraya gelerek tencerelerle sarılan dolma, yufka ekmeğine sarılarak servis yapılır.
Ekşili Köfte:Kıymaya bir miktar tuz ve karabiber konularak hazırlanan fındık büyüklüğündeki köfteler yağda kızartılır, miyaneli kaynamış suda pişirilir. Ekşilik vermesi için koruk konulur.
Sirkeli Kelle : Özellikle kurban bayramlarında kurbanın kafa ve işkembesi temizlenip yumuşayana kadar pişirilir. Sonra küçük parçalar halinde kesilir.Miyane, sirke ve sarımsak tuz,biber ilave edilerek pişirilir. Sonbaharda danagöz üzümü çıktığında yenir.
Bandırma: Kazın yağı ile hazırlanır Özel şekillerde kesilmiş yufka kalınca açılarak kaynayan yağlı suya atılır.Sudan çıktıktan sonra sıcakken yenir. Bu yemek daha çok çevre köylerde bilinir ve yapılır. Kalabalık aileler biraraya geldiğinde yapılır.
Keşkek afranbolunun köylerinden Yazıköye has bir yemektir. Bayramlarda derin bir tencereye 3- 4 kg erkeç eti ,aşurelik buğday , biraz salça , tuz ve karabiber konularak tencere ağzına kadar su ile doldurulur.Önceden ısıtılmış özel keşkek fırınlarına ağzı açık olarak akşamdan konulur sabah fırından alınan keşkek eş dost ve akrabaların davet edildiği bayram sofrasında sütle ıslatılıp tekrar pişirilen bişiadı verilen yufka ile ikram edilir.
Güveç : Özellikle yazın kuzu eti ve yaz sebzeleri ile hazırlanan güveç,çarşıda esnafların birlikte hazırlayıp ekmek fırınında pişirdikleri bir yemek olup, iftar sofralarında da tercih edilen sıcak yemekler grubundadır.
Etli Bulgur Aşı aha çok köylerde yapılan bu yemek, kuzu eti, bulgur, yağ, salça konularak pilav gibi değil , sulu pişirilir.
Sebze ve Zeytinyağlılar
Tereyağlı Uzun Pakla (Fasulye): Taze fasulye uçları temizlenip kırılmadan yıkanıp tepsi gibi yayvan bir tencereye dizilir. İsteğe göre üzerine soğan ve domates dilimleri ile süslenir. Karıştırmadan ve kapağı açılmadan kısık ateşte pişirilir.Pişirilen fasulyenin üzerine eritilmiş kızgın tereyağı dökülür.Sıcak servis yapılır.
Dilme Bakla (fasulye) Taze fasulye ayıklanıp yıkandıktan sonra dilimlenir. Bir bez üzerine serilerek kurutulur. Kışlık olarak hazırlanan dilme pakla haşlandıktan sonra suyu süzülerek servis tabağına alınır. Üzerine sarmısaklı yoğurt ve eritilmiş tereyağı dökülerek servis yapılır.
Zeytinyağlı Yaprak Dolması :Asma yaprağının büyükçe olanların haşlanır. Pirinç, soğan ve zeytinyağı kavrularak biraz pişirilir. Hazırlanan malzeme yapraklara etli dolmadan daha ince ve daha uzun sarılır.Kısık ateşte pişirilir.Bayramlarda, misafir kabul günlerinde tercih edilen bir yemek çeşididir.
Hamur İşleri
Su böreği :kıymalı, peynirli ve mantarlı olarak yapılan su böreği bayramlarda, düğünlerde ve davet ve iftar yemeklerinde mutlaka yapılır ve konuklara ikram edilir.
Safranbolu Bükmesi : Özellikle hamurişleri yönünden zengin bir kültüre sahip olan Safranbolulu ailelerin haftasonu keyfinin önemli bir parçasıdır. Kavrulmuş kıyma, ince doğranmış soğan ,ıspanak veya pazı,biraz karabiberden oluşan iç, fırınlarda pide hamuru içine konularak pişirilir.Pişince üzerine tereyağı sürülür. Kiren şerbeti ile birlikte ikram edilir. Hafta sonlarının dışında cenaze evine eş dostları tarafından yaptırılır, mevlitlerde de ayranla birlikte konuklara ikram edilir.
Cevizli Keşli Yayım:Keş: süzme yoğurda tuz ilave edilip bir tülbentten süzülerek katı hale getirilir.Tek tek yuvarlak şeritler halline getirilip kesilir ve kurutulur.Kurutulmuş keş bez torbalarda muhafaza edilir.
Yayım: Un,yumurta ve su ile katı bir hamur yoğrulur.Bu hamurdan yapılan pazılar iki yufka kalınlığında açılır, serilip kurutulur. Hafif kuruyan yufkalar üstüste konur. Ortadan ikiye kesilir , kesilip ayrılan üstüste konularak 2-3 cm genişliğinde tekrar kesilir.Kibrit çöpü kalınlığında kesilerek kurutulur. Kaynayan suya atılan yayım yumuşayana kadar pişirilir.Piştikten sonra soğuk su ilave edilir ve hemen süzülür. Üzerine dövülmüş ceviz ve rendelenmiş keş serpilir. Kızdırılmış tereyağ dökülür. Sıcak servis yapılır.
Perohi :Mantı hamuru açılır. Kare şeklinde kesilen yufka içine süzme yoğurt ve nane karışımı konularak üçgen şekilde kapatılarak kaynayan suda haşlanır. Piştikten sonra üzerine tereyağ dökülerek servis yapılır.
Cevizli Çörek:Mayalı hamur açılarak arasına sıvı yağ sürülür ve ceviz konularak rulo yapılır.Dikdörtgen kesilerek fırın tepsisine dizilir üzerine yumurta sarısı sürüldükten sonra fırına verilir.Cevizli çörek aynı zamanda ekmek fırınlarında da yapılır. Cenaze evine yakınları tarafından yapılıp götürülür. Bayanların kabul günlerinde yapılır.
Sini çöreğiaçta pişirilmiş ve ıslanmış yufkadan yapılır. Süt, yoğurt ,yumurta,sıvı yağ ve tereyağı karışımı ile ıslatılan yufkaların arasına iki yufkada bir kıyma,soğan,ıspanaktan oluşan iç konulur.15 yufka üst üste konulduktan sonra en üste yumurta sarısı sürülerek fırına verilir.
Göbü :Mayalı hamurdan yapılır. Sade, peynirli, cevizli,ıspanaklı, kıymalı,iç konularak yarım daire şeklinde kapatılır.Kızgın sıvı yağda kızartılır.
Gaygana: Yumurta, Nişasta su ,tuz ile yapılan karışım tereyağı eritilmiş tavaya dökülür,pembeleşince diğer tarafı pişirilir.Kahvaltıda , aperatif yemeklerde sık yapılir.
Saç Bükmesi :Un, su, tuz ile yapılan hamurdan küçük pazılar yapılır.Bu pazılar tepsi büyüklüğünde açılır,yarısına hazırlanan yoğurtlu, ıspanaklı malzemelerden konulur.Odun ateşinde saçta iki tarafı da pişirilir. Pişirildikten sonra üzerine tereyağı sürülür. Yoğurtlu iç torba yoğurdu, nane, karabiber, yumurta karışımından oluşur. Ispanaklı iç: ince kıyılmış soğan , kavrulmuş kıyma, ince ince doğranmış çiğ ıspanak, tuz, karabiberden oluşur
TatlılarSafranbolu baklavası : Yaprak inceliğinde nişasta ile açılan yufkalar bez örtülere serilerek biraz kurutulduktan sonra yağlanmış tepsiye aralarına dövülmüş ceviz serperek serilir. 40-50 yufkanın üst üste konulmasıyla yapılan baklavanın diliminin kalınlığı 3 cm kadardır.Yıldız şeklinde kesilip üzerine eritilmiş yağ dökülür.Fırına verilir.Önceden hazırlanmış şerbeti ılıkken dökülür.Şerbet içine aldıktan sonra ikram edilir.Bayramlarda Arife günü akşamdan şerbeti dökülen baklava, bayram ziyaretine gidilen her evde mutlaka bulunur. Düğünlerde kız tarafın da damat tarafında gelen konuklara ikram etmek için mutlaka baklava yapılır.Kız evi tarafından bir tepsi de damada hediye edilir.
Delioğlan Sarığı : Baklava gibi açılan yufkaya ceviz serpildikten sonra oklavaya sarılıp büzdürülür. Yağlanmış tepsiye dıştan içe dizilir. Ilıkken üzerine şerbet dökülür şerbeti çekince ikram edilir.
Höşmerim :Un ve yumurta ovularak küçük tanecikler haline getirilir.Orta ateşte yağla kavrulur.Biraz kavrulduktan sonra ceviz de konularak iyice kavrulur. Başka bir kaba alınır ve ılıkken üzerine şerbet dökülür, soğuyunca servis yapılır.
Çingen Baklavası açta pişirilen yufkadan yapılan bir tatlıdır. Kuru yufkalar parçalanarak tepsiye yerleştirilir.Arasına ceviz serpilir.Üzerine pekmez tereyağı ve su karışımı gezdirilir. Dilimlenerek hemen servis yapılır. Fazla önem ve emek gerektirmediğinden bu isim verilmiştir.Cingen baklavasına Yörük köyünde Koz Böreği denilir.
Su Muhallebisi irinç unu ve nişasta tatsız olarak pişirilir.Muhallebi kıvamında az şekerle pişirilir.Tepsiye dökülerek soğuduktan sonra baklava şeklinde kesilir.Üzerine sulandırılmış pekmezle gülsuyu dökülür.
Tel Helva :Nişasta bol sıvı yağda kavrulur.Üzerine önceden hazırlanmış şerbet dökülür. İsteğe göre nişasta kavrulurken ceviz de konulur. Ilık servis yapılır.
Safranlı Zerde Pirinç su ile yumuşayana kadar haşlanır. içine çekirdeksiz üzüm isteğe göre konulur. Şeker ve akşamdan ıslatılmış bir tel safran suyu ile birlikte ilave edilir. Muhallebi kıvamında pişirildikten sonra kaselere konulur. Soğuduktan sonra servis yapılır. Özellikle kentte bayramlarda, cenaze evinde mevlitten sonra ikram edilir.
Safranlı Aşure:Belli ölçülerde akşamdan ıslatılan aşurelik buğday, pirinç,nohut, kuru fasulye, çekirdeksiz üzüm,kayısı kurusu ayrı ayrı haşlandıktan sonra büyük bir tencereye alınarak kaynatılır. Sarı suyu çıkana kadar suda ıslatılmış bir çay kaşığı safran ve şeker ilave edilir. Ateşten alındıktan sonra kaselere alınır üzeri tarçın, ceviz, fındık ve nar ile süslenir.
Buğday, pirinç, nohut, kuru fasulye kavurma ile tuzlu olarak yapılır. Üzerine kavrulmuş ceviz parçaları, tereyağı eritilerek gezdirilir. Aşure isteğe göre tatlı ve tuzlu olarak Muharrem ayında yapılır.Komşu ve akrabalara dağıtılır.
Haluşka:Oldukça sıcak yağlı suya azar azar un dökülür. Oklava ile karıştırılarak orta ateşte pişirilir.Küçük parçalar halinde tepsiye konulur. Üzerine ceviz, şeker şurubu, yağ, pekmez gezdirilir.
Lokma Tatlısı :Un, su, tuz ve mayadan oluşan yumuşak bir hamur yapılır.Hamurun mayası gelince kızdırılmış yağda kaşığın ucuyla hamur parçaları kızartılır. Önceden hazırlanmış şerbetin içine atılır. Ilık servis yapılır.
Helva Her lokumcuda bulunan tahinden yapılan helva , yaz helvası ve kış helvası olarak müşteriye sunulur.
Yaprak Helvası : Nişasta, şeker su, limon ile yapılan helva malzemesi Yufka gibi ince açılır.10 cm kalınlığında aralarına ceviz serpilerek kat kat hazırlanır.Kara kare dilimlenerek satışa sunulur.
Lokum:Hindistan cevizli, fındıklı, çifte kavrulmuş, fıstıklı, safranlı, güllü, damla sakızlı olmak üzere günlük olarak üretilmektedir.Safranbolu Lokumu diğer lokumlara bakarak az tatlı, hafif olması nedeniyle diğer lokumlardan farklıdır.
Bulunduğu yer, Safranbolu"da Kale olarak bilinmektedir. 1904 yılında Kastamonu Valisi Enis Paşa tarafından yaptırılan, iki katlı görkemli bir taş yapıdır. 1976 yılında yanmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığınca restorasyonu yaptırılan bina Kent Tarih Müzesi" olarak pek yakında hizmete açılacaktır.
Kale üzerinde bulunan saat kulesi, Padişah III. Selim"in Safranbolu"lu Sadrazamı İzzet Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında yaptırılmıştır. Kare planlıdır, saat zembereksizdir. Yapı restore edilmiş olup, cuma, cumartesi, pazar günleri geziye açıktır.
Türklerin Safranbolu"ya geldikleri vakit konuşlandığı yerdir ve açık ;namazgah" şeklindedir. Yağmur duası ile Hıdırellez kutlamaları burada yapılır. Üzerinde Köstendil Kaymakamı Hasan Paşa"nın Türbesi (1845), iki namazgah, Hızır (Hıdır) Paşa"nın mezarı ile Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Dr. Ali Yaver Ataman"ın (1955) anıt mezarı bulunmaktadır. Tepeye iki noktadan giriş ve çıkış vardır
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa metre uzunluğunda, 6 kemerli görkemli bir yapıdır. Su kaynağından ilçeye su getirilmesine yarayan kemer 110-220 cm genişliğindedir. Altındaki Tokatlı Deresi de kanyon gezisi için ideal bir parkurdur. İlçe merkezine 7,5 km uzaklıktadır. İncekaya Köyü"ndeki su kemeri 116 cm genişliğindedir. Restore edilen İncekaya Su Kemeri"nin alt tarafına çeşitli etkinlikler için sahne ve oturma yerleri yapılmıştır.
Hasan Paşa Türbesi
Hacı Emin Efendi Türbesi
Şeyh Mustafa Efendi Türbesi
Batı Karadeniz bölgesinde bulunan Karabük, Tarihi Safranbolu evleri ve antik kentleri ile bir turizm cennetidir.
Karabük, Türk Ulusunun tarihinde, sanayileşmeyi simgeleyen kent olmanın haklı gururunu taşımaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Ulu Önder Atatürk'ün sanayileşme yolunda aldığı devrim kararı üzerine, Türkiye'nin ilk entegre demir-çelik tesisinin yeri için, maden kömürü havzasına ve sahile yakınlığı, demiryolu güzergahında bulunuşu ve stratejik uygunluğu nedeni ile Karabük seçilmiştir.
İLÇELER:
Karabük ilinin ilçleri; Eflani, Eskipazar, Ovacık, Safranbolu ve Yenice'dir.
Yenice : Karabük'e 35 km. mesafede olan Yenice'nin tarihi, bölgenin eski tarihi geçmişine benzer olup, Selçuklular döneminden itibaren önemli bir yerleşim yeri olmuştur.
Yenice Ormanları, tropik bölgeler dışında, dünyanın ender bölgelerinde görülebilecek, bir çoğu anıtsal boy ve kalınlığa ulaşmış ağaç türleri ile gerçek bir ağaç müzesidir. Bu ormanlarda barınan hayvanların çeşitliliği, yaban hayatı yönünden Yenice'ye ayrı bir değer kazandırır. Ormanların bazı bölümleri "Tabiatı Koruma Alanı" ilan edilmiştir. Gökpınar mevkiindeki 4 Hektarlık bir alan, 40 çeşit ağaç türü ve çok sayıda hayvanı ile birlikte Arberatum olarak tescil edilmiştir.
Ormanların yanı sıra, ilçe sınırlarındaki yaylalar, mağaralar, kanyonlar, şifalı olduğu bilinen su kaynakları, orman içine tesis edilmiş bulunan dinlenme mekanları tabiat parkları, ilçenin diğer değerlerini oluşturmaktadır.
Eskipazar : Karabük'ün güneyinde, il Merkezine 36 km uzaklıkta bulunan Eskipazar'da Proto-Hititler' den kalma çevrede pek çok kaya mezarı ve tümülüs bulunmaktadır. Bu dönemden kalma, ilçeye 3 km. uzaklıkta kalıntıları bulunan antik kent, en az 4 medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Üzerinde pek çok tapınak ve yazıtların bulunduğu Asar Kalesi, Asar Tepesindeki Kaya tünelleri, Roma Döneminden kalma kaya mezarları, ormanları ve soğuk suyu ile ünlü Çetiören Mesire Yeri, Bayındır İçmecesi ve Soğanlı çayında yetişen tatlı su balığı, Eskipazar'ın ilgi çeken değerleridir.
NASIL GİDİLİR?
Karayolu ve demiryolu ulaşımının bulunduğu Karabük'e en yakın havaalanı Ankara Esenboğa Havaalanı (240 km.) dır.
Karayolu: Karabük'e karayolu ile Ankara-İstanbul otoyolunun Gerede sapağından ayrılarak 80 km sonra ulaşılır. Otogar kent merkezindedir.
Demiryolu: Karabük'ten Zonguldak ve Ankara'ya demiryolu ile ulaşım mümkündür. Demiryolu ile Zonguldak yönüne ulaşım, karayoluna göre daha elverişli iken, Ankara'ya ulaşım oldukça uzun sürmektedir. Bu nedenle Ankara'ya karayolu ulaşımı tavsiye edilir. İstasyonun merkeze uzaklığı 2 km.dir.
GEZİLECEK YERLER
Safranbolu Evleri
Kültür turizmi kapsamında Safranbolu'yu Ülkemizde ve Dünyada ön plana çıkartan en önemli unsur geleneksel Türk mimarisi tarzındaki Safranbolu evleridir. Bu evler bir yandan kentsel konumlarıyla diğer yandan mimarileriyle dikkate değerlerdir. İlçe merkezinde 18 ve 19. yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Evler Safranbolu'nun iki ayrı kesiminde grublanmıştır. Birincisi şehir diye bilinen kışlık olarak kullanılan, ikincisi bağlar diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesimdir.
Safranbolu
Safranbolu, geleneksel Türk toplum yaşamının özelliklerini kent ölçeğinde yaşatan, tarihi ve kültürel eserlerini tüm insanlara sunan bir örnek bir kenttir. Sahip olduğu zengin kültürel miras ve bu mirasın korumadaki başarısı Safranbolu'yu bir dünya kenti ününe kavuşturmuş ve UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi'ne alınmasını sağlamıştır.
Daha çok Eski Türk Evleri ile tanınan Safranbolu, tarihi boyutuyla, doğal güzellikleriyle ve kent ölçeğinde korumacılıkta örnek oluşturmasıyla gün geçtikçe daha çok ilgi görmektedir. 1200'ü koruma altında olan sayısız kültürel eseri bulunan Safranbolu, bugün kent ölçeğinde en iyi korunan yer olarak anılmaktadır.
Cami ve Kiliseler
Karabük'ün Safranbolu İlçesindeki St. Stefanos Kilisesi (Ulu Cami), Eski Cami (Gazi Süleymen Paşa Cami). Köprülü Mehmet Paşa Cami, Hidayetullah Cami, Taş Minare Cami, Dağdelen Cami, İzzet Mehmet Paşa Cami, Akçasu Cami, Eflani İlçesi Küre-i Hadit Cami görülmeye değer eserlerdir.
Han ve Hamamlar
Cinci Hanı: Safranbolu'da Çeşme Mahallesinde çarşının merkezindedir. Sultan İbrahim zamanında güçlenen ve zenginleşen, Rumeli Kazaskeri Cinci Hoca'nın (Asıl adı Hüseyin) memleketi Safranbolu'ya yaptırdığı görkemli bir yapıdır.
Cinci Hanı'ndan başka Safranbolu'da Pamukçu ve Tuzcu Hanları adıyla iki han daha bulunmaktadır. Eflani'de 20. yy.ın başlarından kalma bir Katırcı Han bulunmaktadır.
Eski Hamam: Safranbolu'da Çeşme mahallesindedir. Bizans döneminden kalmadır.
Yeni Hamam (Cinci Hamamı): Safranbolu'da Çeşme Mahallesinde Çarşı içindedir. Bu hamamın da Cinci Hoca tarafından yaptırıldığı bilinmektedir.
Yazıköy Hamamı: Safranbolu İlçesi sınırlarında olup, hangi dönemde yapılmış olduğu bilinmemekle birlikte 1800'lü yılların ortalarında yapıldığı tahmin edilmektedir.
Bulak Hamamı: Karabük merkez ilçede olup, tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 1780 yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. Osmanlı dönemi eseridir.
Çeşme ve Köprüler
Safranbolu ilçesinde yazıtlı ve yazıtsız 93 adet kültür varlığı olarak tescilli çeşme bulunmaktadır.
Taşköprü: Safranbolu'nun doğusunda, Konarı köyünün 200 metre kuzeyindedir. Eflani Çayı üzerindeki köprünün yapım tarihi belli değildir.
Tokatlı Köprüsü: Safranbolu'nun Aşağı Tokatlı Mahallesindedir. 18. yüzyılda yaptırıldığı ileri sürülmektedir.
Yaylalar
Sorkun Yaylası: Karabük-Yenice-Eskipazar sınırları arasında kalan Sorkun Yaylası yaklaşık 1650 m. yüksekliğindedir. Geniş bir alana sahip olan bu yaylada doğa yürüyüşü ön plana çıkmıştır.
Ulu Yayla: Safranbolu'nun kuzeyinde yer alan Ulu yayla oldukça gür ormanların içinde geniş ve yemyeşil çayırların uzandığı bir alandır. Ahşap malzemeden yapılmış yayla evleri ile ormanları bütünleşmesi ortaya cennet gibi bir mekan çıkartmaktadır. Yaylada kamp kurulup doğa yürüyüşleri yapılmaktadır.
Sarıçiçek Yaylası: Safranbolu İlçemizde bulunan yayla 1700 m yükseklikte olup orman dokusu açısından oldukça zengindir. Burada trekking, atla doğa yürüyüşü yapılabilir, dağ bisikleti ile gezinilir ve kamp çadırı kurulabilir.
Boduroğlu Yaylası: Ovacık ilçesinde bulunan yayla eşsiz güzelliklere sahip olup her yıl şenlikler düzenlenmektedir.
Mesire Yerleri
Göktepe Tabiat Parkı: Yenice ilçemizde bulunan bu park sahip olduğu doğal güzellikler, uygun iklim ve temiz havası, kolay ulaşılabilirliği gibi avantajlara sahiptir. Sportif faaliyetlere yönelik kullanımlar ile kamp çadırı alanı ve karavan turizmine çok uygundur.
Gökpınar Dinlenme Tesisi: Yenice ilçesi kavaklı orman serisi içerisinde, Gökpınar yaylası olarak adlandırılan orman zirvesinde yer alır.
Çetiören Mesire Yeri: Eskipazar İlçesine 10 km mesafedeki mesire yeri çok zengin bir bitki örtüsüne ve yaban hayatıyla eşsiz güzelliklere sahiptir. Her sene Ağustosun ikinci hafta sonu müzik ve yağlı güreş festivali düzenlenmektedir.
Eğriova Mesire Yeri: Eskipazar'a 25 km mesafede Eğriova mevkiinde 12.000 m2 yüzölçümünde 5 m. derinliğinde suni gölet bulunmaktadır. Doğa yürüyüşleri ve çadırlı kamp için uygundur.
Eflani çevresi: Geniş düzlükleri ve bitki örtüsüyle yayla görünümündedir.
Mağara ve Kanyonlar
Bulak (Mencilis) Mağarası: Merkez ilçe bulak köyünde bulunan bu mağara 6,5 km uzunluğu ile ülkemizin 4. büyük mağarasıdır. İçerisindeki dikitler, sarkıtlar, traventenler, göletler ve yer altı nehirleri ile bir tabiat harikasıdır.
İldeki muhtelif mağaralardan diğerleri ise Sipahiler köyünde bulunan 61 basamakla çıkılan bir mağara ve Safranbolu İlçesinde bulunan Hızar Mağarasıdır.
Kanyonlar: Karabük'ün doğal güzellikler arasında kanyonların ayrı bir yeri vardır. Daha çok Safranbolu'da kireç taşı tabakalarını derin bir biçimde yarılması ile kanyonlar ortaya çıkmıştır. Bölgenin arazi yapısını ilgi çekici hale getiren bu kanyonların başında İnce Kaya kanyonu gelmektedir. Üzerinde İnce Kaya su kemerinin yer aldığı kanyon oldukça dik ve derin yamaçlara sahiptir.
Uzunluğu oldukça fazla olan Düzce (Kirpe) Kanyonu ziyaretçilerini adeta büyülemektedir. Tabiat harikası olan diğer kanyonlarımız ise Tokatlı, Sakaralan ve Sırçalı' dır. Yenice ilçesindeki Şeker Kanyonu 6.5 km uzunluğu ve zor geçişleri ile profesyonellerin ilgi gösterdiği bir kanyondur.
Sportif Etkinlikler
Avcılık ve Olta Balıkçılığı Karabük'ün % 60'nın ormanlarla kaplı olması sebebiyle avcılık için uygun ortama sahiptir. Her tür av hayvanı bulunabilmekte ve Avcılar derneğince sürek avları düzenlenmektedir. İlin coğrafi yapısının dağlık olması sebebiyle doğal trekking alanları bulunmaktadır. Sorkun Yaylası, Ulu Yayla, Sarıçiçek Yaylası, Boduroğlu Yaylası, Avdan yaylalarında ve Safranbolu'nun içinden geçen Tokatlı ve Düzce Kanyonlarında sık sık trekking etkinlikleri düzenlenmektedir. Eflani İlçesindeki 3 adet gölette olta balıkçılığı yapılmaktadır.
Müzeler
Karabük ilinde resmi nitelikte müze bulunmamaktadır. Kardemir'e ait "Demir-Çelik Müzesi", Safranbolu'da "Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi" ile Kültür Bakanlığı, Kaymakamlık ve özel şahıslar tarafından restore edilerek geziye açılan birkaç Safranbolu Evi (Kaymakamlar Evi, Kileciler Evi, Karaüzümler Evi, Mümtazlar Konağı) müze olarak hizmet vermektedir.
Karabük Kardemir Demir Çelik Müzesi
Ahmet Demirezen Yemenicilik Müzesi: Safranbolu'nun çarşı kesiminde Yemeniciler Arastası'nda 3 numaralı dükkanda Yemeni Ustası Ahmet DEMİREZEN tarafından düzenlenmiştir. Yemeni denilen ayakkabının yapımına ait alet ve edevatların sergilendiği müze, 1989 yılında hizmete açılmıştır.
Kaymakamlar Müze Evi: Safranbolu'da Çarşı Hıdırlık Yokuşu Sokağı üzerindedir. 1979 yılında Kültür Bakanlığınca " Safranbolu Sağlıklaştırma ve Koruma" Projesi kapsamında kamulaştırılıp, restore edilen görkemli bir Safranbolu Evinin düzenlenmesiyle oluşturulmuştur. Eğitim Merkezi ve Müze Ev olarak 198l yılında hizmete giren yapı, ilk sahibinin lakabından dolayı Kaymakamlar Evi olarak isimlendirilmiştir. Her gün çalışma saatlerinde hizmete açıktır.
Örenyerleri
Karabük İlinde Arkeolojik anlamda yapılan araştırmaları sonucunda Eskipazar İlçesinin sınırları içinde, Roma döneminden kalma M.Ö. 64 yılında kurulduğu zannedilen antik Hadrianapolis kentinin harabelerine rastlanılmıştır. Bu kente ait diğer önemli bir yerleşim alanı Kimistene'de Asar Tepedir.
Safranbolu'nun Akören köyünde Roma dönemine ait antik bir yerleşim alanı bulunmaktadır.
Karabük ilinde 32 tümülüs ve 4 büyük höyük bulunmaktadır.
COĞRAFYA
Batı Karadeniz Bölgesinde Karabük, kuzeyde Bartın (80 km.), kuzeydoğu ve doğuda Kastamonu, güneydoğuda Çankırı, güneybatıda Bolu, batıda Zonguldak illeriyle komşudur.
Karabük vadiler ve platolardan oluşmaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 270 m. olmasına rağmen 2000 m yi bulan tepe ve yaylalar mevcuttur. Türkiye'nin önemli ormanlık alanlardan olan Yenice Ormanları "Açık Hava Orman Müzesi" olarak belirlenmiştir.
Kısmen Karadeniz ikliminin özellikleri görülen Karabük, kıyıdan içeride kaldığı için, Karadeniz'in nemli havasından yeterince yararlanamamakta, karasal iklimin özellikleri daha ağır basmaktadır. Ancak, İç Anadolu'da olduğu gibi şiddetli kış soğukları ile kurak yaz sıcakları görülmez. En çok yağış ilkbahar ve kış aylarındadır.
TARİHÇE
Karabük, bir kent olarak varlığını Cumhuriyete borçludur. 1927 tarihinde Zonguldak'a bağlı bir ilçe durumuna getirilen Safranbolu'nun bir köyünün 13 hanelik bir mahallesi olan Karabük 1 Haziran 1934 tarihinde Ankara-Zonguldak Demir yolunun açılmasıyla bu günkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde bu 13 hanelik köyün adının verilmesi uygun görülmüş böylece Karabük adı resmen ilk kez T.C. Devlet Demir Yolları haritasında geçmeye başlamış ve kullanılmıştır. 1937 yılına kadar 13 hanelik bir mahalle iken 3 Nisan 1937 yılında Demir-Çelik fabrikasının temelinin atılmasıyla Karabük Türkiye'de ve Dünyada adını kısa zamanda duyurmuştur.
NE YENİR?
Karabük'ün turizm merkezi Safranbolu'da evlerin restorasyonu ile oluşturulmuş pek çok yeme-içme ve eğlence mekanları bulunmaktadır. Akşamları Çarşı bölgesinde yoğunlaşmış eğlence mekanlarında canlı müzik dinlenebilir. Gözleme, kuyu kebabı, yayım makarnası, su böreği ve ev baklavası bulunabilecek yöresel yemeklerdendir. Her zaman taze satılan, fındıklı, şamfıstıklı, güllü ve safranlı çeşitleri bulunan Safranbolu lokumu, Safranbolu Evleri kadar ünlüdür.
NE ALINIR?
Turizmin yoğun olduğu Safranbolu'da, el sanatları ve hediyelik eşyaların üretilerek satıldığı dükkanlar mevcuttur. Yemeni (ayağa giyilen bir tür deri ayakkabı), Bakırcılar çarşısındaki bakır eşyalar, ahşap oymalar bunların başında gelir. Çarşı bölgesindeki bütün sokaklarda ve Arastada hediyelik eşyaların bulunabileceği pek çok dükkan vardır. Kastamonu dokumalarından yapılmış giysi ve örtüler, ahşap, seramik ve deri eşyalar, Safranbolu evi maketleri alınabilecek hediyelik eşyalardandır.
YAPMADAN DÖNME
Safranbolu gezmeden,
Karabük Bulak Köyü Mencilis Mağarası'na gitmeden,
Sonbaharda Yenice Ormanlarında kamp yapıp, fotoğraf çekmeden,
Ulu yayla ve Sarıçiçek Yaylasında kamp yapmadan, Şeker Kanyonu ve Düzce Kanyonunda yürümeden,
Yenice Arberataum (Açık Hava Orman Müzesi)'ni görmeden,
Eskipazar Hadrianapolis antik kentini görmeden,
Eflani Göletlerinde balık tutmadan,
Ovacık Karakoyunlu Kral Mezarını görmeden,
Safranbolu'da Kuyu Kebabı, Zerde, Su Böreği ve gözleme yemeden,