Ana dili yorgun yüreğim olan duyguların esiriyim yine bu gece.
Zaman denen hızlı anların düşüncelerim de öpmediği yerleri arıyorum ilerlemiş saatlerde.
Zaman unutturacakken geçmiş zamanların verdiği sıkıntıları...
Nerede unutmak istediğim duygular. Hiç birinin yok olmasını isteyen kim? Hepsi gerçek hepsi yaşanmışlıklarım. Yaşadığım her anda ben varım...
Yalnızlığın ortasında yokluğumla hissettiğim duygular ile konuşuyorum sessiz cümlelerle.
Hayaller dinlenen şarkıların ortasında umutsuzluk tadında bir yorgunluk sadece.
Bir yanda umudum bir yanda karanlık. Bir bütünün parçalara ayrılmış iki parçası sanki...
Birinin yanında yer almak isterken ikisinin arasında kalıyorum
birinden uzaklaşsam birindeyse tamamen kayboluyorum...
Yüreğinde yaşattığın sevgilerin aynı göğün altında aynı yağmurlarla yıkanıp aynı bulutların altında yaşadığı gibi.
Eğer olsaydı ağır bir beste gibi ana dili yorgunluk olan duyguların esiri ömür boyu sürmezmiydi masum bir öpücüğün etkisi?
Sürmedi süremedi...
Kapılarımı kapatıyorum perdelerimi çekiyorum usul usul. Pencereleri açıyorum asık bir suratla gökyüzüme. Kendimi çağırıyorum ama kayboluyorum.
Ben yaşadığım her güne senin için parmak izi bırakıyorum. Bu sevda kendi çıplaklığından yorgunluğumu alıyor yalnızlığımın.
Uzatıyorum ellerimi.
Sen tuttuğun anda ben yalnızlığımda kayboluyorum.
Fırtınalara alışan bir yüreği topluyorum sokaklardan şimdi.
Liğme liğme edilmiş birçok duygu var beynimde.
Gel desem biliyorum, hemen geleceksin hemen gecelerime. Ama istemiyorum isteyemiyorum..
Yalnızlığa alışır elbet bedenim...
Ne kadar özlediğimi bilemeyeceksin seni dağınık gecelerimde...
bugun uyyamadım sabaha kadar .seven yanlız degildir içindedir yanlız kaldıgında dogruyu yanlısı ayırt edemıyorsa içindeki o bitimsiz arsu hısleri bir daha yasayamaz bunu yazarken bile insan gözleri doluyor ne ne suc işledim böyle birini karsıma cıkardın isyan edıyor ....