Aslı ve Murat'ın çok tanıdık gelen hikayesi. Belki çok sıradan bir aşk öyküsü ama zaten okunabilirliği kılan da biraz bu sıradanlık. "Evet ben de yaşadım, hep böyle olur, belliydi zaten" gibi cümleleri okudukça kurabileceğiniz türden bir roman. İstanbul, Bursa ve Amerika üçgeninde asla kavuşamayan bir çiftin hikâyesi anlatılan.
Gerçeği söylemek gerekirse Canan Tan'ın dilini çok basit buldum. Cümleler seçilirken pek de özenilmemiş, iş bana biraz aceleye getirilmiş izlenimi verdi. Yazarın henüz başka bir kitabını okumadığım için dili hakkında uzun uzadıya yorum yapmayı pek doğru bulmuyorum. Ancak bu roman için "yalın" ya da "sade" sözcükleri yerine aklıma "basit" den başka tanımlama gelmiyor. Biraz Duygu Asena kokusu aldığımı da eklemek istiyorum. Yazarın etkilenip etkilenmediğini bilemem ama bence çok fazla ortak noktaları var. Edebi yönü bulunduğunu düşünmediğim, "tatil kitabı" diye adlandırabileceğim, kolay okunan, ara sıra (ender de olsa) "acaba şimdi ne olacak?" heyecanını yaşatan bir kitap. Fakat en fazla iki ay sonra bir kitapçının rafında rastladığımda okuyup okumadığımı bile hatırlayabileceğimi sanmıyorum. Yani akılda kalacak ya da okumayı seven sevdiklerime hediye edilecek -tavsiye edilecek- bir kitap hiç değil. Ara ara Ahmet Hamdi'den, Nazım Hikmet'den, Neruda'dan ya da Fuzuli'den dizeler de olmasa edebî tek bir cümle bulunmayacak.
"Biliyorum, imkânsız aşk bu! Ama hükmedemiyorum kendime" demişti Murat. "Çünkü, yüreğim seni çok sevdi!"
Ardından da dizelere dökmüştü sevdasını.
"Yüreğim seni çok sevdi
o yürek talan
o yürek yangın yeri
o yürek seni istiyor
bir tek seni"
Kitabın Künyesi
Adı: Yüreğim Seni Çok Sevdi
Yazarı: Canan Tan
Yayınevi: Altın Kitaplar
1.Baskı Yılı: 2007
Sayfa Sayısı: 480