hepsi yalan söyledi
isyansa isyan ettim
nisyansa unuttum her seferinde seni
düştüm bırakma beni...
yakılmış, rengi kaçmış gecelerin ortasından
ateşlerin ortasından
bütün ihanetlerin, bütün kuşkuların arasından
talanların kargaşanın korkuların yakasından biriyim
bilirsin hüznü hiç yakıştırmadım ruhuma
hiç ölmeyecek biriydim
ateş mi yakardı beni?
hesap mı görürdüm günahlarıma
kırmızının efendisiydi
şu kahpe dünyaya meftun
şu kendine zebun ben
bir infilakla parçalanıyorum
hepsi yalan söyledi, bittim
bırakma beni
mor menevişli dağlarım olsaydı
kor ateşler yansaydı sevdalıklarıma
güneşi sağ ayı sol elime koysalardı
vazgeçmekten bile vazgeçseydim
o geliyor dediklerinde tefler çalsaydım
küçük kızlar yetim çocuklar
dünyanın bütün mazlumlarının gözleri ışıldasaydı
ben olmasaydım da
ruhum taşısaydı yükü
adımı adının yanına yazsaydı en sona yazsaydı
bu da olsun yazsaydı, olsun yazsaydı
bir ceylana yoldaş olsaydı
bir çobana rastlasaydım da
mendilime süt dolduraydı
bela senden
aşk senden
kaybolduğum dehlizlerin sonunda yol senden olsaydı
hepsi yalan söyledi
yittim, bırakma beni,
bırakma beni
bugün pazartesi
dışarda sevdiğim sonbahar
solgun bir adamın soın kalesi
o da kaydımı ellerinden büsbütün kaybetmiş olucak
yani ben
kendi kendinin kırılmış endazesi
sorarsın ya bazen kapatıp gözlerini usulca dünyaya
bu asiliğin bahanesini
nereye kadar gidersin
kuşların kaderle uçtuğu
her yağmur tanesini bir meleğin indirdiği
yeni doğmuş bebeğe yutkunmayı öğreten
çimene yeişili
buluta maviyi
toprağa doğurganlığı veren
ey karıncanın kalbine bile merhameti indiren
görünmezi gören
bilinmezi bilen
göğe, çarkı feleğe süreyya'ya yıldızlara kainata sığmayıp
bir garibin kalbine giren
duy sesimi !
işte bu benim
işte ben
her şeyden sonra ve her şeyin başında
kapı aralığında mahçubum utanıyorum aslında
vermeyi istemeseydin, istemeyi vermezdin.
geldin, bırakma beni
hepsi yalan söyledi
isyansa isyan ettim
isyansa unuttum
her seferinde seni
düştüm bırakma beni,
bırakma beni,
bırakma beni