Zamane Devrimciliği ve Che

Son güncelleme: 05.03.2009 02:48
  • Zamane "Devrimciliği" ve Che


    Bu sadece almayı bilen, madalyalı larvalar
    Bizi yıldırabilir sanma hayır!
    Biz onlardan silah, kurşun ve bir dağ
    İstiyoruz, o kadar!
    8 Ekim 1967... yani Ernesto Che Guevera'nın Rosairo'da başladığı hayatını La Higueras'ta noktaladığı gün, Peru'lu bir aydın onun için "Che'nin ölmesi önemli değil, önemli olan böyle bir insanın yaşamış olmasıdır" diyordu. Çünkü, söz konusu olan; ne kadar metrajlı değil, nasıl yaşadığıydı. Ölüm ise, sadece "ihtimallerin mantığa uygun hesabında" olan bir şeydi. O da "hoş geldi, sefa gelsin"di.
    Ama "Che'nin sırtında bir halkın küfesi yoktu", "kendini ucuz öldürtmemeliydi" vs diyen serçe beyinli, nane ruhlu "aydınımsı"lar Che'ninki gibi bir ölümün büyüklüğünü anlayamazlar. Zaten devrimci hayatını bir fırtına gibi yaşayan, sosyalizm ideallerine tutkuyla bağlı kalan, sınır tanımadan rozinantesinin sırtında ezilen dünya halkları için çarpışan, bu dikbaşlı düş savaşçısından ölüme nasıl bir yanıt beklenebilirdi ki!
    Ölümünün üzerinden onca yıl geçmesine rağmen, Che, insanlığın özgürlük, eşitlik, kardeşlik mücadelesinin diri bir sembolü olarak dünyanın dört bir yanında yaşamaya devam ediyor.
    O, Kübalı öğrencilerin her sabah "Che gibi olacağız!" diye haykırdıkları, binlerce devrimcinin elde silah savaşırken "commandante" dedikleri, La Higueras'ta O'nu ihbar edene köylülerin bile ruhuna ayin yaptıkları, Paris'te bir keşişin astığı resmi karşısında "bir gün geri gelecek" dediği, İngiltere'de kilisenin bile rağbetini arttırmak için onun resmi üzerine İsa'nınkini yerleştirerek tanıtım afişleri astığı, ateş altındaki Irak'ın halka parasız kitap ve resimlerini dağıttığı, Doğu Timorluların posterlerini taşıyarak bağımsızlıklarını kutladığı... hasıl-ı kelam özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi yürütenlerin, daha iyi bir yaşam kurmak isteyenlerin ve dünya gayrı memnunlarının kurtuluş sembolü saydığı biri.
    Che, bir komünistti, bunu biliyoruz. Ama bu kadar geniş bir yelpazede sembol olmanın izahı var mı? Var; o da Marks'ın özenle vurguladığı "bütünlüklü insan" formülasyonudur. Ve de birçok halkanın birleştiği bir dönemde düşündükleriyle yaptıkları arasında harikulade bir kafiye bulunmasındadır. Düşünün bir hekim, sporcu, gazeteci, yorulmak bilmez bir zaman ve mekan gezgini, yabancı dil bilen, fotoğrafçı, gerilla, komutan, teorisyen, şair, bakan, diplomat vb. Sayısız özelliği, birini diğerine yedirmeden son derece kafiyeli biçimde kendinde toplamış biri. Che, gerçektende bir komünizm dünyasının insanıydı.
    Belkide tüm bunların bileşkesi Che'nin enternasyonalist özelliğinde buluşmuştu. Bunları bir mağma olarak kabul edersek, Che enternasyonalist kraterdi. Che'de çok güçlü bir enternasyonalist damar vardı. Sosyalizm adına yola çıkmış kimi "ülke ve liderlerin" bu damardan koptuklarında nasıl revize olduklarını yakından biliyoruz. Che devrimciliğin bu yanına karşı son derece hassastı. Daha Küba'da mücadeleye başlamadan önce Fidel'le devrimden sonra istediği yere savaşmaya gideceğine dair sözleşmişti. Nitekim devrimden sonra dediğini yaptı. Düşünün ki bir ülkede devrim yapıyorsunuz, bunun önder insanlarından birisiniz, istediğiniz yönetim kademesine geliyorsunuz ve sonra birgün ardınızda bir "veda mektubu" bırakarak çıkınınızı alıp gidiyorsunuz...Che böyle bir insandı işte, imtiyazsız ve adanmış bir kişilikti O!
    Biliyoruz ki, Che bu düşsüzlükler ve düşkünlükler dünyasında devrimci romantizmin ve saflığın adresi olarak hep sahiplenilecektir. Zaman ilerledikçe onun temsil ettiği değerler yoksulların kurtuluş davasında yerini koruyacaktır. O, "sızlanmaların", "çaresizliklerin", "olmazlıkların" yani devrimci romantizmin yerine, romatizmanın aldığı zamane , "devrimciliği"ne karşı bize hep "Gerçekçi ol imkansızı iste!" diyecektir. İşte en çok bu yanını seviyoruz, Che'nin. Yani başkaldıran kişiliğini.
#03.03.2009 02:38 0 0 0
  • teşeqqüR
#04.03.2009 20:15 0 0 0
  • rica ederim arkadaşım ;)
#05.03.2009 02:48 0 0 0