Ne biçim isim kardeşim bu böyle?' diyen kesin vardır biliyorum. Çünkü ben de oyunu ilk aldığımda böyle düşündüm. Hala da ne anlama geldiğini bilmiyorum.
Ne biçim isim kardeşim bu böyle?' diyen kesin vardır biliyorum. Çünkü ben de oyunu ilk aldığımda böyle düşündüm. Hala da ne anlama geldiğini bilmiyorum...
Daha önce alışık olmadığımız türden oyunlar yapmaya bayılıyor bu firmalar. Funatics isimli benim daha önce ismini duymadığım bir firmanın yapmış olduğu bu oyun bizi bu tarz düşüncelere itiyor. Oyunun tam ismi Zanzarah The Hidden Portal, yani gizli geçit. Oyun tamamiyle fantastik bir dünyada geçiyor. Tabiki her macera ve fantastik oyunda olduğu gibi bunda da bir kahramanımız var. Hikayeye göre kahraman bayan 18 yaşına geldiği gün ailesi ile kavga ediyor ve odasına girip yatağa uzanıyor. Hayatında bazı şeylerin değişmesi gerektiğini düşündüğü sırada onu seçenler tarafından Zanzarah'ın anahtarı ona ulaştırılır. Milyarlarca insan arasından onun seçilme sebebi, bayanın kalbinin kaslarında daha güçlü olmasıdır. Eskiden bir olduğu söylenen fakat daha sonra kesin bir çizgi ile ayrılan iki dünyadan biri olan Zanzarah'ta sorunlar yaşanmaktadır. Bu mükemmel yerde bile oluşan sorunlar yenilmelidir. Bu sebeple kahramanımız perisini de yanına alarak başlar kötü perilerle kapışmaya Oyun bu andan itibaren hareket kazanmaya başlıyor. Şimdi hemen ayrıntılara bakalım...
Oyunu kurdum, oynadım...
Oyun gerçekten etkileyici. Hikaye başlar başlamaz kendinizi fantastik bir dünya içinde buluyorsunuz. Fakat oyunu oynamaya başladığım ilk dakikalarda beni rahatsız eden birkaç 'özenti' hareket dikkatimi çekti. Oyunda kullanılan karakterin bayan oluşu, atletik oluşu ve kameranın onun gözünden değil arkasından, tüm vücudunu görebileceğimiz bir yerden çekiyor oluşu ile oyun Tomb Raider'a benziyor. Bunun dışında hikaye, periler, kuşların ötüştüğü yeşil ve güzel bir mekan, büyüler, garip kısa boylu yaratıklar ve ahşap evler gibi tüm ayrıntılar ise bir konsol oyunu olan Legend Of Zelda oyununu anımsatıyor. Yani bana kalırsa oyun Zelda ile Tomb Raider'ın birleştirilmiş hali gibi bir şey. Her neyse oyun başladığında sizden birtakım kişileri ziyaret etmeniz isteniyor. Dolayısı ile hikayeyi ve görevinizi öğreniyorsunuz. Ardından size aynen Zelda'da olduğu gibi herkesin bin perisi olduğu söyleniyor ve mutlaka bir peri bulmanız isteniyor. Zaten gireceğiniz diğer evde periler buluyorsunuz ve seçtiğiniz peri sizin oluyor.
Fantastik dünyada ilerliyor ve size saldıran perileri, eğitip geliştirmeye çalıştığınız periniz ile yenmeye çalışıyorsunuz. Oyunun çoklu oyuncu desteği bulunuyor. Bu açıdan Multiplayer oyunlar sadece peri dövüşünden ibaret. Oyunun seslerinde pek artı nokta yok. Basit sesler kullanılmış. Fakat grafikler gayet iyi. Özellikle sanatsal çizimleri çok başarılı. Tasarımlar harika. Büyüler ve efektleri gayet iyi oluşturulmuş. Oyunu oynamak gayet basit. Sadece biraz atik davranıp karşınıza çıkan her periyi yenmek gerekiyor...
Benden bu kadar...
Oyunu mutlaka alın demiyorum. Çünkü buna değecek bir oyun gibi görünmüyor. Fakat elinize geçerse oynamadan bir kenara kaldırmayın. Kurun oynayın. Hiç olmasa bir iki saatinizi eğlenerek geçirebilirsiniz. Herkese iyi eğlenceler, kafanızı fazla oyunlara yormayın