Bir labirent karmaşıklığı gibi
Özlemin bile ne olduğunu bilmeden
Düğümler oluşur boğazında
Tutunursun yürek dalına
Yaşam denilen rüzgâr vururken seni
Acıların kıyısına
Islak kumların süzgecinden geçip
Akarsın karanlık kuyulara
Soğuk ve sessiz bir bekleyişle
Buz tutar bütün arzular
Bazen
Kurumuş bir ağaçta son bir yaprak olurken
Dört elle sarılırsın dalına
Fırtınada savrulur
Düşersin yarin ayaklarına
Her adıminda hayata kanarsın
Kim bilir belki de
Düşersin saçlarına
Asılırsın zülfün teline
Kekik kokuları damlarken gerdanına
Bir gözyaşı olur akarsın dudağına
Belki kar tanesi olur
Süzülürsün kardelenin pamuk yaprağına
Buz tutan arzulara inat
Mevsimlere inat
Merhaba! dersin güneşe
Kim bilir belki de
Nevruz ateşi olur
Yanarsın yüreklerin yarasında
Umut dersin
Aşk dersin
Özgürlük
Kardeşlik dersin
Bahar olur
Renk renk düşersin toprağa
Açarsın çiçek çiçek
Adına özgürlük
Adına kardeşlik deriz her fidana
Yarınları kırçiçekleri ile karşılar
El ele tutunur tum insanlik!