Galatasaray'ın hem kulüp hem de milli takım bazında Türk futbolunu sürüklediği birkaç yıl öncesine kadar Avrupa'da 6 takımla temsil ediliyorduk.
2002 Dünya Kupası'nda zirve noktasına ulaştıktan sonra düşüşe geçen Türk futbolunun okları, aşağıya doğru olan ivmesini devam ettirince kontenjanımız 4'e düştü. Kapıkule'nin ötesinde başarı beklediğimiz G.Birliği, Beşiktaş ve Trabzonspor'un ardından F.Bahçe de Avrupa'ya erken veda etti. Fransız yıldız Nicolas Anelka transferinden sonra beklentileri bir hayli artıran Süper Lig lideri F.Bahçe, İspanya Ligi'nin ikinci sınıf bir takımı olan Real Zaragoza'ya her iki maçta da yenilerek final hedeflediği UEFA Kupası'nda ilk 16'ya bile kalamadı. Süper Lig'de fırtına gibi esmesine rağmen Sarı-Lacivertli takımın Avrupa'da bir varlık gösterememesi, Türk futboluyla ilgili tespitlerin yeniden gündeme getirilmesine sebep oldu. Real Zaragoza maçlarından sonra güncellenen tespitimiz şu: Şike, teşvik primi, şiddet ve çeşitli rant kavgalarıyla enerjisini başka yerlere harcayan Türk futbolu, hızlı bir şekilde gerilemeye devam ediyor. Rakamlar ortada... Kulüplerin son 5 sezonda topladıkları puanlar dikkate alınarak hazırlanan ülkeler sıralamasında geçen sezon 10. basamakta bulunan Türkiye'nin yeri şimdi 11.'lik. Sadece bu sezona baktığımızda ise ülkemizin yeri ancak 13. sıra. Rusya, Ukrayna, Avusturya bile önümüzde. Bu da demek oluyor ki artık Türk takımları Avrupa kupalarına doğrudan katılamayacak.
2006-07’de tüm takımlarımızın ön eleme oynayacağı Avrupa kupalarına gelecek sezon yine dört temsilci göndereceğiz. Bunlardan ikisi Şampiyonlar Ligi’nde, ikisi de UEFA Kupası’nda mücadele edecek. Yönetmeliğe göre, 2003-04 sonu 5 yıllık değerlendirmede 10. olduğumuz için lig şampiyonumuz Şampiyonlar Ligi’ne 3. eleme turundan, lig ikincisi ise 2. eleme turundan başlayacak. Ancak yine de lig şampiyonumuzun Devler Ligi’ne doğrudan katılma ihtimali var. Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılacak kulüplerin kontenjanı belli. 32 kulüpten 16’sı doğrudan, 16’sı da eleme oynayarak katılıyor.
2003-04 sıralamasında ilk 6 sırayı alan ülkelerin liglerinde ilk iki sırayı alan 12 takım ile 7, 8 ve 9. ülkelerin lig şampiyonları doğrudan katılan takım kontenjanının 15’ini oluşturuyor. 16. kontenjan ise bu yıl İstanbul’daki Şampiyonlar Ligi finalinde şampiyon olacak takıma ayırılıyor. Eğer bu yıl şampiyon olacak takım aynı zamanda 15 kulüplük kontenjan içinde yer alıyorsa o zaman 10. ülkenin şampiyonu da doğrudan Devler Ligi’ne katılıyor. Geçtiğimiz sezon da aynısı olmuş ve eleme oynama ihtimali bulunan F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan katılmıştı. UEFA Kupası’nda ise Türkiye Kupası’nı alan kulübümüz birinci turdan başlayacak ve ligde üçüncü olan kulüp ise 2. ön eleme turunda oynayacak.
5 yıllık sıralamada Türkiye’nin bu sezonu 11. sırada bitirmesi kesinleşti. 2006-07 sezonunda yine dört takımla mücadele edeceğiz. Hem Şampiyonlar Ligi’nde hem de UEFA Kupası’nda tüm takımlarımız ön eleme oynayacak. Yani, Türk futbolunun gidişatı pek de iyi değil. Kulüp takımlarımızın bu kötü durumu A Milli Takım’a da yansıyor ve 2006 Dünya Kupası yolundaki arzu edilmeyen durum ortaya çıkıyor.
Avrupa’daki son duruma baktığımızda, kupalara 8 takımla katılan İspanya’nın 6 ekiple devam ettiğini görüyoruz. 7 takımla katılan İngiltere de yoluna 6 ekiple devam ediyor. Yine 7 takımla katılan İtalya ve Fransa’nın Avrupa’da hâlâ 4’er temsilcisi var. Almanya’nın ise 3. Türkiye, ilk 15 içinde yer alıp da Avrupa’da temsilcisi kalmayan dört ülkeden biri. Türk takımları Avrupa kupalarında pek varlık gösteremeyedursun; Ukrayna, Rusya ve Avusturya, bu sezon bizden daha iyi bir grafik çizdi. Özellikle Ukrayna’nın 8.100 puan toplaması, 2006 Dünya Kupası elemelerindeki başarılarının da tesadüf olmadığını gösteriyor. Mircea Lucescu’nun çalıştırdığı Shakhtar Donetsk’in Ukrayna’ya daha puanlar kazandırma ihtimalinin olduğunu da belirtelim.
Türk futbolu üst düzeye çıktığı zaman hep galatasarayın bir katkısı olmuştur. Galatasaray yoksa türk futbolu da inişe geçmiştir bu 2 kere 2 dört eder gibi bir şey.