Taşların ve kristallerin tarih boyunca insanları cezbetmesinin tek nedeni o muhteşem renkleri ve yaydıkları parlak ışıklar değil; pek çoğuna göre, bu taşlar aynı zamanda ruhsal ve bedensel sorunları çözmede de minik birer hazine...
Yakut, topaz, ametist ve diğerleri; masanın üzerin yayılmış onlarca değerli taş. Her biri birbirinden gözalıcı. Üstelik hepsini böyle bir arada görmek çok daha heyecan verici. İçlerinden birisini, büyük bir parça zümrütü elime alıyor, bir süre tutuyorum. Ondan yayılan enerjiyi hissetmemek imkansız. Belki, yaydığı enerjiyle onu anavatanı Afrika'dan buraya getiren yolculuğun hikayesini anlatıyor, belki ona dokunan ellerin izlerini, belki de onu arzulayan yüzlerce kadının tutkusunu...
Evet, bir zamandır, kuyumculukta renkli taşların egemenliğini hissetmemek mümkün değil. Jasabi Kuyumculuk'tan Varujan Kesikçioğlu de bunu doğruluyor ve renkli taşlara olan ilginin arttığını, bunların pırlantanın yanında kullanıldığını belirtiyor. Bir zamandır modeller büyümüş ve mücevherler aksesuar gibi olmuş. Ancak bu taşlara ulaşmak o kadar da kolay değil. Kimisi Afrika'dan, kimisi Brezilya'dan kimisi Kolombiya'dan getiriliyor, uzun yolculuklardan sonra, sizin teninizde başka bir yolculuğa başlıyor.
Yükselen trend
Varujan Kesikçioğlu, taşların görünümleri kadar şifalı özelliklerinin de talep yarattığını belirtiyor. Özellikle Uzakdoğu'da, her bir taşın farklı etkileri olduğu çok büyük kitleler tarafından kabul ediliyor. Ve bu akım bir zamandır, Batı'da, Avrupa ve ABD'nin yanı sıra ülkemizde de hızla yayılıyor. Son birkaç yıldır Türkiye'de de şifa gücü olduğuna inanılan değerli taşlarla terapi yapan doğal terapi merkezleri de var. Kişinin sorununa özel, o soruna iyi geldiğine inanılan şifalı taşlar seçiliyor ve vücutta sorunlu bölgenin üzerine dizilerek, etkisini yayması hedefleniyor bu terapilerde.
Belki siz de, çoktan uğurlu taştan yapılmış yüzük ya da kolyenizi satın aldınız ya da tam şu anda araştırma aşamasındasınız. O zaman, Varujan Kesikçioğlu'nun katkılarıyla hazırladığımız bu listeye bir göz atın, her bir taşın sağladığı faydayı ve hangi soruna iyi geldiğini teker teker okuyun. Yazının sonunda sadece bir değil, birkaçına ihtiyaç hissedip üzerinizde taşıyacağınıza eminiz...
Taşlar ve kullanım alanları
ELMAS: Taşların en değerlisi kabul edilen elmasın, nikah yüzüklerinde ve gelin takılarında yer alması bir tesadüf değil. Elmasın kadın ve erkek arasındaki aşkı kuvvetlendirdiğine inanılıyor. Elmasın aynı zamanda taşıyan kişiye cesaret verdiği de düşünülüyor.
SAFİR: Gök yakut olarak bilinen safir, aslında pembe, turuncu, yeşil, mor ve siyah renklerde de olabiliyor. Şifalı taş uzmanlarına göre, safir duygusal travmaların yarattığı sorunlar üzerinde oldukça etkili.
YAKUT: Eski çağlarda akıl hastalıklarına karşı koruyucu olduğu düşünülen yakut günümüzde de, yaydığı büyük enerjiyle olumlu yönde değişimin anahtarı olarak kabul ediliyor.
AMETİST: En şifalı taşlar arasında kabul edilen ametist; stres, migren, iştahsızlık, göz ağrıları ve akciğer hastalıklarına karşı kullanılıyor. Bağışıklık sistemini de güçlendirdiği düşünülen ametist ayrıca alkol problemi olanlara da tavsiye ediliyor.
AKİK: Uğur ve bereket taşı akik, şifalı taş uzmanlarına göre, kan dolaşımını hızlandırıyor, hem kadınlarda hem de erkeklerde cinsel sağlığı korumaya yardımcı. Akik taşı aynı zamanda sağlıklı ve uzun bir ömrün de simgesi.
AKUAMARIN: Beden ve zihin ilişkisini güçlendirdiği söylenen, akuamarin, denizciler tarafından uzun yıllar boyunca nazara karşı kullanılmış. Akuamarinin aynı zamanda solunum sorunlarına karşı da etkili olduğu iddia ediliyor.
AGAT: Konuşma yeteneğini güçlendirdiği ve bu sayede insanların daha sosyal olmasını kolaylaştırdığı söylenen agatın, tansiyonu dengelediği, kişiyi stresten arındırdığı da söyleniyor.
AMBER (kehribar): Guatr, astım, alerji ve bronşite karşı iyi geldiği söylenen amber, sindirim sistemini de düzenliyor. Ayrıca amberin kötü talihe karşıda tılsım olarak kullanıldığı biliniyor.
TURKUAZ: Talih taşı olarak bilinen turkuazın, uzun yıllardır tansiyon ve kalp hastalarına iyi geldiği söyleniyor. Kaygıyı da telkin ettiği söylenen turkuaz kimi uzmanlara göre, kişinin kendisini daha iyi ifade etmesine de yardımcı oluyor.
İNCİ: İncinin onu taşıyan kişiye güç, huzur ve çalışma azmi verdiği düşünülüyor. İnci kötü duygularda korunmak amacıyla da kullanılıyor.
AYTAŞI: Duyguların dengelenmesinde, stresin giderilmesinde kullanılan aytaşının lenf bezlerine iyi geldiği, aynı zamanda kadınlarda hormon seviyelerini de düzenlediğine inanılıyor.
KAPLAN GÖZÜ: Konsantrasyon yeteneğini arttırdığı söylenen kaplan gözünün bu sayede insanların kendilerini işlerine daha rahat vermelerine yardımcı olduğu söyleniyor. Sinirsel spazmları ve baş ağrılarını hafiflettiği belirtilen kaplan, korkudan da koruyor.
KUVARS KRİSTALİ: Vücuttaki fazla elektriği aldığı inen kuvars kristalinin, tansiyonu düzenlediği de biliniyor. Ayrıca kuvars kristalinin cep telefonları ve bilgisayarların yaydığı elektromanyetik dalgaların zararlarından da koruduğu iddia ediliyor. Kuvars kristalleri, topladıkları radyasyondan 15 günde bir yıkanmak suretiyle arındırılabiliyor.
LAL: Kan dolaşımı üzerinde etkili olduğu söylenen lalin, cinsel güç üzerinde de oldukça etkili olduğu iddia ediliyor.
MERCAN: Solunum açıcı etkisi olduğu söylenen mercanın aynı zamanda kişinin cazibesini arttırdığına da ılıyor. Kimileri ise, mercan sayesinde zor giden işlerin kolayca aktığını söylüyor.
SİTRİN: Pek çok hastalığa iyi geldiği söylenen sitrin aynı anda uygulanan tedavinin gücünü artırmak için de kullanılabiliyor. Tedavi özelliği bulunan yağlar tene sitrinle düğünde çok etkili olduğu düşünülüyor.
TOPAZ: Duygusal yükleri, olumsuz düşünceleri ortadan kaldırdığı söylenen topazın, bu özelliğiyle endişe ve depresyonun üstesinden gelmeye yardımcı olduğu belirtiliyor.
YEŞİM: Böbrek rahatsızlıklarından kaynaklanan ateşi düşürmek için kullanılan yeşimin, akıl sağlığını korumaya da yardımcı olduğu söyleniyor.
Taşların bakımını yaparken...
Şifalı taş uzmanlarına göre; kristallere dokunan her kişi, bu taşların üzerinde kendi duygularından izler bırakıyor. Bu da taşların üzerindeki titreşimleri etkileyebiliyor. Taşları tekrar kimse dokunmadan önceki haline getirmek için birkaç gün boyunca doğal deniz tuzu katılmış suyun içinde bekletmek, ardından da temiz suyla durulamak gerekiyor. Her gün kullanılan taşlar için bu işlemin haftada bir, bir gün boyunca yapılması yeterli. Taşlara temiz ve berrak bir görünüm vermek içinse, elma sirkesi ve deniz tuzu katılmış suda 10 dakika bekletmek gerekiyor. Şifalı taşlarla ilgilenen kişiler, bir taştan fayda sağlamak için ağırlığının en az 3 kırat yani 600 mg olması gerektiğini hatırlatıyorlar. Taşların montörünün, taşın bir bölümünün tene değmesine imkan verecek şekilde tasarlanmış olması da oldukça önemli.