1. Yazılışları bir, anlamları ve okunuşları ayrı olan kelimeleri ayırt etmek için, okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konur:
adem (yokluk), âdem (insan)
adet (sayı), âdet (gelenek, alışkanlık)
alem (bayrak), âlem (dünya, evren)
alim (her şeyi bilen), âlim (bilgin)
aşık (eklem kemiği), âşık (vurgun, tutkun)
hakim (hikmet sahibi), hâkim (yargıç)
hal (pazar yeri), hâl (durum, vaziyet)
hala (babanın kız kardeşi), hâlâ (henüz)
şura (şu yer), şûra (danışma kurulu)
UYARI:
Katil (< katl = öldürme) ve kadir (< kadr = değer) kelimeleriyle karışma olasılığı olduğu hâlde katil (ka:til = öldüren) ve kadir (< ka:dir = güçlü) kelimelerinin düzeltme işareti konmadan yazılması yaygınlaşmıştır.
2. Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelime ve eklerle özel adlarda bulunan ince g, k ünsüzlerinden sonra gelen a ve u ünlüleri üzerine konur:
dergâh, gâvur, ordugâh, tezgâh, yadigâr, Nigâr
dükkân, hikâye, kâfir, kâğıt, Hakkâri, Kâzım, mahkûm, mekân, mezkûr, sükûn, sükût
Kişi ve yer adlarında ince l ünsüzünden sonra gelen a ve u ünlüleri de düzeltme işareti ile yazılır:
Halûk, Lâle, Nalân
Balâ, Elâzığ, İslâhiye, Lâdik, Lâpseki
3. Nispet i'sinin belirtme durumu ve iyelik ekiyle karışmasını önlemek için kullanılır. Böylece (Türk) askeri ve askerî (okul), (İslam) dini ve dinî (bilgiler), (fizik) ilmi ve ilmî (tartışmalar), (Atatürk'ün) resmi ve resmî (kuruluşlar) gibi anlamları farklı kelimelerin karıştırılması da önlenmiş olur.
Nispet i'si alan kelimelere Türkçe ekler getirildiğinde düzeltme işareti olduğu gibi kalır:
millîleştirmek
millîlik
resmîleştirmek
resmîlik