bir istanbul masalı

Son güncelleme: 20.08.2007 10:32
  • >>yazın sonuna kadar beklemenize gerek kalmadı:))
    > >>
    > >>
    > >>
    > >>36. Bölüm
    > >>
    > >>Yeşilköy sahili ...
    > >>
    > >>Selim bir kez daha saatine bakar. Saat 4:30olmuştur. İçini
    çeker. "Gel
    > >>artık Esma."
    > >>Evet o gelse herşey düzelecek , yüreğindeki fırtınalar
    dinecektir. Ama
    ya
    > >>gelmezse... "Hayır böyle birşey olmayacak." Herşeyini ona o
    mektupta
    > >>anlattığını düşünür.Aşka ve mutluluğa kapadığı kalbini ona
    verdiğini
    > >>Esma
    > >>anlayacaktır. Gelecek , mutlaka gelecektir. Peki neden
    gecikti?
    > >>Trafik tabiiki trafik. Kız üniversiteden çıkıp, Ortaköy'den
    buraya
    > >>gelecek. Sonra kendi kendine güler. Sanki İstanbul'da başka
    sahil
    > >>yokmut
    > >>gibi neden Yetilköy ? Acaba köşke yakın olsa gelmeyeceğinden mi
    korktum?
    > >>diye sorar kendine. O sırada bir uçak daha bundan önceki uçak
    gibi
    sesi
    > >>kalbini yararak geçer. Kalbini yine aynı korku sarar. Sonra
    kötü
    > >>şeyleri atmak istermişcesine kafasını sallar. Gelecek , mutlaka
    > >>gelecek...
    > >>
    > >>Arhan malikanesi
    > >>
    > >>Malikanenin kapıları Selim Arhan için açılır. Görevli Murat
    şaşırır.
    Her
    > >>zaman mutlaka selam veren Selim Bey bugün onu farketmemittir
    bile.
    > >>Aslında
    > >>sanki yalnızca beni değil bütün dünyayı görmüyormuş gibiydi
    diye
    dütünür.
    > >>
    > >>Selim arabadan iner. Garajdan çıkar, tek katlı sevimli eve
    doğru
    ilerler.
    > >>"Esma'yla konuşucam ama bu sefer gözlerinin içine bakarak.
    Meleğim o
    > >>zaman onun için gerçekten herşeyi yapacağımı anlayacak." Bu
    > >>dütüncelerin
    > >>verdiği güç ve umutla hızlanır. Her adımda kalbi daha da çok
    çarparak
    > >>kapının önüne gelir.
    > >>İçerde Kozanlar hep birlikte sessiz ve endişeli
    oturmaktadırlar. En
    > >>sonunda
    > >>Çiçek dayanamaz.
    > >>
    > >>Çiçek: Tamam anne ya artık asma suratını. Esma iyi olacak.
    Benim
    kardetim
    > >>güçlüdür.
    > >>Suzan : Biliyorum Çiçek ama ne biliyim. Offf...
    > >>Cemal : Suzan daha önce staja gittiğinde de endişelendik. Ama o
    zaman
    > >>nasıl
    > >>dönmüştü hatırlasana.
    > >>Ozan: Korkma benim ablama hiçbirtey olmaz anne.
    > >>Suzan: Bu sefer kızımın yüzünde bir farklılık vardı Cemal.
    Sanki içinde
    > >>birşey ebediyyen kırılmış gibi. (Çiçek'e dönerek) Bazı
    durumlarda
    > >>güç yetmez kızım. Çiçek: Herşey iyi olacak. Sen kendini botu
    > >>boşuna üzüyorsun annecim. ( Söylediklerine kendi de
    inanmamaktadır.
    Esma
    > >>ile gitmeden önce konuştukları ve mektup aklına gelir. )
    Offf...(der
    > >>sessizce. Sonra diğerleri aklına gelir ve aniden sahte bir
    neşeyle
    > >>Necati'ye dönerek) Hadi Necati kalk çay koyalım. Bu gece
    kimseden hayır
    > >>yok.
    > >>Çaydan sonra gidelim. Baksana saat 9 olmut.
    > >>Necati: "Tamam canım" der ve kalkar. O sırada kapı çalar. Çiçek
    ve
    Necati
    > >>aynı anda yaağa kalkarlar.
    > >>Necati: Ben açarım.
    > >>
    > >>Kapı açılır. Necati'nin biraz şaşkın sesi duyulur " Tabii
    içeri
    buyurun."
    > >>Sonra korku, heyecan, telat ve umut dolu bir ifadeyle Selim
    içeri
    girer.
    > >>Odayı bir sessizlik kaplar. Cemal ve Suzan birbirlerine
    bakarlar.
    > >>Selim: (her zamanki kendinden emin sesinden çok farklı bir
    sesle) Cemal
    > >>abi,
    > >>Suzan abla iyi akşamlar. Bu saatte rahatsız ettiğim için özür
    dilerim.
    > >>(derin bir nefes alır) Ben Esma ile konuşmak istiyorum ..Eğer
    onu
    > >>çağırabilirseniz....(söze devam edemez) Suzan: Gelin töyle oturun
    > >>Selim bey (kanepeyi biraz eli titreyerek gösterir)
    > >>Cemal ve Suzan yine gözgöze gelirler. İkisinin gözlerinde de
    aynı soru
    > >>vardır. Nasıl anlatıcaz? Sonunda Cemal söze başlar.
    > >>
    > >>Etrafındakiler ona birşeyler söylemektedir. Ama Selim hiçbirtey
    duymaz.
    > >>Yalnızca Cemal'in 2 cümlesi kulaklarında uğuldamaktadır. "Esma
    3
    > >>aylığına Roma'ya gitti Selim Bey. Böylesinin herkes için daha
    doğru
    > >>olacağını düşündü." Hangi herkes Esma ? Bu herkesin içinde
    > >>kesinlikle
    > >>ben yokum.İkimiz yokuz. Beniöldürüyorsun Esma farkında değil
    misin?
    > >>
    > >>Cemal de Suzan da Selim'i hiç böyle görmemitlerdi. Gözlerinin
    önünde
    > >>çökmüttü sanki.
    > >>Selim yavaş yavaş kapıya doğru ilerlerken onu hemen bırakmak
    istemezler.
    > >>
    > >>Suzan: (ne söyleyeceğini bilemez bir şekilde) Biraz daha
    otursaydınız
    > >>Selim
    > >>Bey Cemal: Köşkte mi kalacaksınız yoksa sizi evinize bırakıyım
    mı?
    > >>Selim: (belli belirsiz bir sesle) Ben... ben köşkte kalıcam.
    Gerek yok.
    > >>
    > >>Selim Kozanların evinden çıkar. Nasıl gidersin Esma ? Bana tek
    kelime
    bile
    > >>etmedin. Bir tek kelimeye bile değmez miydim Esma? Sensiz daha
    iyi
    > >>olacağımı
    > >>nasıl düşünürsün? Bütün bu duyguların, düşüncelerin ağırlığı
    içinde
    > >>Çiçek'in
    > >>ona seslenişlerini duymaz. Ancak Çiçek en sonunda yanına gelip
    koluna
    > >>dokunduğunda onu farkeder.
    > >>Çiçek elinde bir zarf ,enditeli gözlerle Selim'e bakarken
    tedirgin bir
    > >>sesle
    > >>konutmaya batlar.
    > >>
    > >>Çiçek: Esma bana herteyi anlattı. Demir ile olanları, ondan
    zaman
    > >>istediğinizi.
    > >>Selim: Benimle... konuşsaydı onu asla bırakmazdım,asla. Neden ?
    > >>Çiçek: Bu Esma için hiç kolay olmadı Selim Bey. Bir gün önce
    kardeşimin
    > >>gözlerinde parlayan ışığın tek bir günde söndüğünü gördüm.
    Sizin
    > >>teklifinizi kabulettiğini söyleyecekti, eğerDemir orada
    > >>olmasaydı.
    > >>(
    > >>Bu sözlerle Selim'in gözleri gerçekten mi dercesine Çiçek'e
    çevrilir.
    > >>Sonra tüm benliğini yine acı kaplar. Yanındaki ağaca
    yaslanır.)
    > >>Evet
    > >>kabuledecekti. Ama olanlar, sizin zaman istemeniz ....Esma siz
    ve
    > >>kardeşiniz arasına girmek istemedi. EğerDemir ile aranız
    açılırsa ya da
    > >>Demir'e birşey olsaydı bir gün onu suçlamanızdan korktu.
    > >>Selim: Onu asla suçlamam. Verdiğim kararlar bana aittir.
    Onların
    sonuçları
    > >>da benim sorumluluğumdur. Bütün bunları ben onun için göze
    aldım.
    Bunu
    > >>nasıl anlamaz. Çiçek: Esma'yı tanırım o hep kendini
    > >>suçlayacaktı.
    > >>Bunun için kardeşim kendi mutluluğunu feda etti. Keşke
    mektup
    > >>göndermek yerine gelip onunla yüz yüze konuşsaydınız. Esma
    > >>sizin de emin olamadığınızı düşündü.
    > >>Selim: Emindim...Eminim
    > >>
    > >>Çiçek: Size hiç açıklama yapmadan gitmek istemedi. O da size
    bunu
    > >>bıraktı.(Elindeki zarfı Selim'e uzatır) Bir mektup...(Çiçek
    gidecekken
    > >>döner) Bundan sonraki adımlarınızda çok iyi düşünün. Eğer
    onu
    > >>gerçekten seviyorsanız ve mutlu edecekseniz onu bırakmayın. Ama
    eğer
    emin
    > >>değilseniz üstelemeyin. Kardeşimin daha fazla yaralanmasını
    istemiyorum.
    > >>Selim:Onu üzmek mi , onu için yapabileceğim şeyleri bilsen
    korkarsın
    belki
    > >>de. Ama bunların içinde onu üzmek, zarar vermek asla yok.
    > >>
    > >>Çiçek Selim'e bakar, onun gözlerindeki aşkı görür. Dönüp eve
    doğru yol
    > >>alırken bir kez daha bakar. Selim gözlerini mektuba dikmiştir.
    > >>Parmaklarıyla mektubu okşamaktadır. Çiçek bunu görünce derin
    bir
    > >>nefes
    > >>alır. "Bu adam seni gerçekten seviyor Esma" der ve içeri girer.
    > >>
    > >>Selim elindeki mektubu hayatla tek bağıymış gibi sağlam, ama
    dokunsa
    > >>kırılacakmış gibi narin tutmaktadır. "Benim suçum, hep benim
    .....Ona
    sen
    > >>yanımda ol herşeyi yaparım dedim. Sonra ilk engelde ondan
    zaman
    > >>istedim. Onu bıraktım. Emin olmadığımı sandı. Ahh Esma hiç
    birşeyden
    bu
    > >>kadar emin olmadım ben. Bir bilsen ..."
    > >>Yüreğindeki acıyla mektuba bakar. Zarfın üzerinde Esma'nın
    zarif , ince
    > >>yazısıyla Selim yazmaktadır. Selim yazıyı parmak uçlarıyla
    okşar. Bütün
    > >>gücü
    > >>gitmiş gibi hisseder. Ağırlığını daha çok arkasındaki ağaca
    verir.
    > >>Sonra birden Esma'nın ağacına yaslandığını farkeder. Daha çok
    yaslanır
    ve
    > >>elleri titreyerek zarfı açar.


    <<< Selim ağaca yaslanıp mektubu okumaya başlar. "Sevgilim sen bana hiç
    tatmadığım duyguları tanıttın, yaşamadığım bir aşkı yaşattın, ama bizim
    sonumuz mutlu olamaz, ailenle aranda yaşayacağın sorunlardan dolayı hep
    kendimi suçlayacağım. Hele birde Demir kendine bir şey yaparsa işte buna
    asla katlanamam. Ne olur beni affet, sen benim her zaman büyük aşkım
    olarak kalacaksın. Kendime Roma'da yeni bir hayat kurmaya gidiyorum,
    ailem döneceğimi sanıyor ama herşey yolunda giderse bir daha
    dönmeyeceğim. Çünkü o bahçede sensizliğe asla katlanamam, sen benim hep
    tango yaptığım prensim olarak kalacaksın"


    >> Selim Esmanın hocasına gider ve adresini alır, hocasıda Selim'e "onu
    bırakma" der. Selim çok umutlu bir şekilde uçağa biner, Romaya indiğinde
    onu bir süpriz beklemektedir. Esma karşısında durmaktadır. Birbirlerine
    sarılırlar, doğruca evlenmeye giderler. Orada kısa bir <<<<<balayından
    sonra Selim geri döner. Sadece Kozanlar evlendiklerini biliyorlardır.






    <<<<<<Şirkette işler çok iyi gitmektedir, kaçırılan bütün ihaleleri
    almaya başlamışlardır, bu sırada Ömer Bey, Şahika hanıma içten içe ilgi
    duyuyordur. Kısa öğlen yemekleri uzun akşam yemeklerine ve sonunda da
    büyük bir aşka dönüşmeye başlamıştır. Şahika hanım çöer arhan'a deli
    gibi aşık olduğunu itiraf etti, ömer beyde ona karşı boş değil, bakalım
    Behiye Hanım bu olaylar karşısında nasıl davranacak.


    >>>> Esma Roma'da hamile olduğunu öğreniyor, Selim'e bunu bildirdiğinde
    Selim seviçten havalar uçuyor ve hemen uçağa atlıyor. Ama bir kaza bu
    mutluluğu gölgeliyor, Selim Romada hastanede yaşamla ölüm arasındaki
    ince çizgide. esma ise tek başına ona hayat vermeye çalışıyor. Haber
    Kozanlara'da Arhanlara'da bomba etkisi yapıyor. Çiçek hemen Esmanın
    yanına gidiyor.


    <<<<<< Ömer Bey, Behiye Hanım ve Demir özel uçak ile Romaya hareket
    ediyorlar, hastanede herkes Esmayı uzaklaştırmak isterken, Doktor yoğun
    bakımdan dışarı çıkıp Esmaya "Selim Bey eşimi görmek istiyorum" deyince
    aile şoka giriyor.


    >>>> Devamı Eylül ayında televizyonlarda.
#01.07.2004 10:35 0 0 0
  • abi harikasın ya tanımasam seni senaristsinde oradan biliyo diyecem

    saygılarımla

    HADES
#01.07.2004 10:38 0 0 0
  • Helal olsun sana. Benim türk tv sinde izledigim bir seri vardir oda bir Istanbul masali. Bu senaryoyu sorumlulari dahi senin kadar iyi yazamazlardi. Insallah bizim boarda üye olurlar ve bu yazdiklarini okurlar ve yaz tatilinden sonra nasil bir senaryo yazalim diye düsünmelerine gerek kalmaz
#11.07.2004 03:07 0 0 0
  • ya benim kafam karisti...arkadasim bu senin senaryon dimi?
#11.07.2004 13:25 0 0 0
  • helal


    ellerin dert görmesin
#13.07.2004 22:08 0 0 0
  • senaryoyu okumadim .ne olur ne olmaz ,gercek senaryoysa filim mahvolur benim icin pascal Trabzona giderken yolum senin ordan geciyor haberin olsun
#13.07.2004 22:17 0 0 0
suC suC foto
  • BEN OKUMAKTAN YORULDUM SEN YAZMAKTAN YORULMADINMI
    PASCOLEEE
#24.07.2004 09:09 0 0 0
  • helal helal diyecem ama bir download yapa bilsem!!
#23.04.2005 22:23 0 0 0
  • ooo mukenmel yaah
#08.05.2005 00:45 0 0 0
  • bakalim görecegiz
#08.05.2005 17:46 0 0 0
  • sen gercek senarist olmayasın
#10.05.2005 10:59 0 0 0
  • danke
#02.04.2006 15:58 0 0 0
  • danke
#02.04.2006 15:59 0 0 0
  • tesekürler
#02.04.2006 16:00 0 0 0
  • saolun arkadaş larrrrrrrrrrr
#22.05.2006 11:42 0 0 0
  • hey saol
#25.05.2006 18:52 0 0 0
  • PAYLAŞIM İÇİN SAĞOL
#17.08.2007 10:45 0 0 0
  • tşkkrlr
#20.08.2007 10:32 0 0 0