rüya göremeyen insan yoktur, rüya görmek istemeyen insan vardır. rüyalar insanını ruhsal yükselişinin bir parçasıırlar. insan kendini ruhaniyetine ne kadar kapatırsa ( bu o dönem yaşadığı dünyevi sıkıntılardan dolayı da olabilmektedir) rüya görme ihtimali de o kadar düşer.
Rüyaların sebebi yaşantımızdaki dışa vuramadımız içimizde yaşadığımız hislerimizin patlak verdiği anlardır ve demek oluyor ki rüya görmeyen (hatırlanıcak kadar etkili rüya görmeyen) insan yaşantısındaki çoğu şeyi içine atmayıp dışavuran rahat kasmayan insandır.
NREM ve REMle alakalı bi durum. NREM derin uyku demektir.. REMde hafif uyku.
insanlar uyku sırasında ilk yarım saati REM diğer 15 dk yı ya da 1 saati NREM olarak geçiriyo sonraki bilmem kaç dkyı REM sonrasını NREMde geçiriyosunuz.
uyandığınızda bu sıra eğer NREMse o zaman rüyayı hatırlamanız imkansız. REMse hatırlarsınız.
Yatarken yüzü koyun yatılmamalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu yatış şeklini yasaklamıştır. Peygamber Efendimiz, mescidde bu şekilde yatan birisini uyandırmış ve "Bu şekilde yatmak Allah'ın sevmediği bir yatış şeklidir" buyurmuştur. (Ebû Dâvud, Edeb:95)
valla ben kendimi bildim bileli rüya görmüyorum bi doktara başvurdum dediki;rüya görmeyen insan yoktur yanlız rüyasını hatırlamaz diye bi açıklama yapmıştı bana gayet mantıklı geliyor bilmem siz ne düşünürsünüz
Evet Bazen Banada OLur Hiç Rüya Görmem Yada Rüyayı Gördüğümü BiLirim Ama Hiç HatırLAyamam DemeKKi NRem'Le kaLkmamaK LAzıM Rem'Le KALkmaK LAzım.. Bi Nevii BiLgiSAyar DiLi Gibi Ram'Ler FLn WAr işTe N-Ram Yada Ram BöyLe Geçinip Gidiyoruz..
Rüya, hakikat âlemine açılan pencerelerden, olmuş ve olacak hâdiselerin aynen veya bir kısım sembollerle müşahede edilmesinden ibarettir. İnsan zihni, değişik baskı ve şartlanmalardan uzak kaldığı ölçüde, her rüya, ötelerden bir ışık, bir işaret gibi insanın önündeki karanlıkları aydınlatıp, ona yol gösterebilir.
Rüyalarda göze, maddeye ve ışığa ihtiyaç duyulmadığı, görülen şeyler basiret ve ruhun idrakiyle sezildiği içindir ki, onlar çok defa insana, tasavvur edemeyeceği kadar güzel ve geniş şeyler de anlatabilirler. Bir tek rüya ile dün, bugün ve yarına dair kitaplara sığmayacak kadar geniş malûmatın verildiği hiç de az değildir.
Rüya görmeyen insan yok gibidir. Bu itibarla da ona, ruhun tabiî müşahedesi diyebiliriz. Bu müşahedeyle insan âdeta cismaniyet çeperinin dışında ve tamamen ayrı bir buudda yaşar ve aynı kuşakta kadere ait kim bilir, pek çok sırları sezebilir...
Aynıyla ortaya çıkan rüyalar o kadar çoktur ki, eğer her şahıs gördüğü rüyalardan sadece tabiri çıkanları tespit edebilseydi, bundan ciltlerle kitaplar meydana gelirdi.
Her temiz gönlün istidadına göre öteki âlemden insanın müşahede ufkuna sarkmış nice rüyalar vardır ki, gönül, o rüyalara girip tenezzüh eder, her biri birer gül bahçesi sayılan o bahçelerdeki kevser çeşmelerine varıp kana kana içer ve sonsuzluğa açılan o gizli menfezlerden gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve ruhların tasavvurundan âciz bulunduğu ne manzaraların müşahedesiyle kendinden geçer...
Rüyalar sayesindedir ki, kalb ve basiret gibi iki ayrı hassamızın var olduğunu idrak eder ve cismin üç boyutlu zindan ve mahbesinden kurtuluruz. Vâkıa, hakikatle bütünleşmiş yüksek ruhlar için öteleri müşahedede rüyalara ihtiyaç yoktur. Onlar her zaman, orayı ve burayı bir arada görür ve sonsuza ait güzelliklerle mest ü mahmur yaşarlar. Ne var ki, bu kapı herkese açık değildir; açıldığı kimselere de çok ciddî mücahede ve ruhî tecrübelerden sonra açılabilmektedir.
İnsan zihnini en pes şeylerin iç içe bulunduğu bir mezbelelik görenler veya bu mevzudaki tespitlerini hayvanî duyguların bulanık dünyalarında takip edenler, bin bir ilham esintisinin üfül üfül esip durduğu rüyaları, şuur altı hortlaklarının karnavalı görüp-göstermelerine karşılık, ilk ilhamlarını onlardan alan binlerce mucit ve binlerce hak dostu, misal âleminin bu feyyaz ve bereketli iklimine hep minnet duymaya devam edeceklerdir.
Dünyayı aydınlığa boğan En Yüksek Ruh, rüyalarla yelken açtığı mârifet denizlerinde seyrederken bile, yer yer bu ilk kutlu basamağa dönmüş ve peygamberliğin kırk şu kadar şubesinden bir parça sayılan bu mübarek fidanlığa göndermelerde bulunmuştur.
tam tersine o kadar çok rüya görüyorum ki. zihnim sanki hiç dinlenmiyor. gün içersinde gerçekmiydi yoksa rüyamıydı diye karıştırdığım düşünceler gelecek kadar.