İlk Türkçe Ezan. (Video)

Son güncelleme: 23.08.2009 01:16
  • Türkçe Ezan, mp3 sitesinde-DİNLE
    Bediüzzaman Said Nursi, 50 yıl önce Türkçe Ezan için "Şarkı" demişti. Ve bugün o ezan, şarkı sitelerine düştü. 110 bin şarkının yer aldığı mp3 sitesine düşen Türkçe Ezan'ı okuyucularımız için aktardık... İşte Bediüzzaman'ın deyimiyle, bugün mp3 sitelerindeki yerini alan o "şarkı"...

    Habervaktim.com


    DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

    http://habervaktim.com/videoizle.php?id=546
#21.06.2009 23:35 0 0 0
  • Şimdi bu okunan, "Türkçe ezandan haz alıyorum." diyen bir adım öne çıksın..
    Bu ezanda ne bir ulvi bir ses var ne de duygu...Sanki bir melodi gibi..
#21.06.2009 23:39 0 0 0
  • ezanın orjinal hali tüm müslümanların anlayacağı biçimde ve açıkçası kulağa
    daha hoş geliyor ve ilahi etkisi daha fazla
    türkçe halini pek benimseyemiyorum:)
#21.06.2009 23:42 0 0 0
  • Allah ezanlarımızı susturmayı nasip etmesin teşşekkürler paylaşım için
#22.06.2009 00:53 0 0 0
  • Şimdi ki okunan ezanla; güzel sesli bir müezzinin sayesinde nice gayri müslimler müslüman olmuşlardır.İçinizde bunu duyanlar da vardır.Oysa Türkçe okunan ezandan nasibini alan olmamıştır..
#22.06.2009 01:41 0 0 0
  • herşeyin aslı güzeldir.
#22.06.2009 12:59 0 0 0
  • Harika bir ses gerçekten de farklı

    Teşekkürler
#22.06.2009 16:01 0 0 0

  • myigitsoy
    Harika bir ses gerçekten de farklı

    Teşekkürler

    Bunun neresi harika kardeşim..Gazel,melodi gibi ezan mı olurmuş...
#23.06.2009 00:27 0 0 0
  • Türkçe olsun da..
    'Türk'çe..
#24.06.2009 18:46 0 0 0
  • Bu türkce ezen dedikleri ne oldugu belli olmayan bir melodi gibi.Bence hicbir anlami yok....
    Ezan'i ezan gibi yani tabiri caizse adam gibi okumali.Hakkiyla okumali....
#24.06.2009 21:41 0 0 0
  • Bu Ezan İsmet İnönün ürünüdür yanılmıyosam
    Kendisi mederese ve camilere allerjisi olan biriydi diye biliyorum
    Bunun ezanla uzaktan yakından alakası yoktur resmen gazeldir Tanrı uludur haa
    yok daha neler
    Aiptir günahdır bunu bu şekilde okutmaya çalışanları kınıyorum Allahından bulsunlar
#24.06.2009 22:32 0 0 0
  • Böyle şey olmaz saçmalık bu yaa güzel ezanımız dururken böyle şey olmaz YÜCE RABBİM bizi esas ezanımızı dinlemekten alıkoymasın
    AMİN ...
#24.06.2009 22:32 0 0 0
  • Böyle şey olmaz saçmalık bu yaa güzel ezanımız dururken böyle şey olmaz YÜCE RABBİM bizi esas ezanımızı dinlemekten alıkoymasın
    AMİN ...

    Katılıyorum...
#25.06.2009 09:40 0 0 0
  • Bu kadar katı olunmasa keşke..
#25.06.2009 20:41 0 0 0
  • Biliyor muydunuz, Türkçe ezanda ALLAH kelimesi dâhil her kelimeyi değiştirmişler, sadece bir kelimeye dokunmadan olduğu gibi bırakmışlardı.

    Hangi kelime olduğunu izah edeceğim. Ama önce gelin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelgesiyle ezan ve kametin Türkçe okunacağını bildiren kararının ardından, tam 18 yıl boyunca Türkçe okunan ezanın ilk defa Arapça okunduğu gün Edirne'den Artvin'e, Sinop'tan İskenderun'a kadar tüm Türkiye'yi gözyaşlarına boğan günün hikâyesine bir göz atalım.

    Tarih 16 Haziran 1950.
    Yani tam 57 yıl öncesi.
    Yer Sultanahmet Meydanı.

    Bir dönem Diyanet İşleri Başkan Vekilliği de yapan, 2006 yılı mayıs ayında kaybettiğimiz Yaşar Tunagür Hoca verdiği bir röportajda o günü şöyle anlatıyor: "Ezanın Türkçe okunduğu günlerdi. Cuma namazlarını Sultanahmet Camisinde kılmayı kendime adet edinmiştim. Cuma namazlarını meşhur Hafız Saadettin Kaynak kıldırırdı. Yani ilk defa Türkçe ezanı okumuş olan Hafız
    Yine böyle bir Cuma günüydü ve Sultanahmet camisine namaz kılmaya gidiyordum. Fakat her zamankinden farklı olarak caminin avlusunda büyük bir kalabalık ve telaş vardı. Ben ve yanımdaki arkadaşım, merakla cami avlusuna doğru ilerledik. Baktık ki caminin içinden çok, avluda insan var. Onlar bir şeyler duymuşlar ama biz henüz bilmiyoruz. Girdik içeri. Avluda baktık ki herkes yukarı bakıyor. Camiye giren falan yok. Herkes yukarı bakıyor. Birden cami minarelerinin bütün şerefelerinden, "ALLAHu Ekber! ALLAHu Ekber!" diye Arapça Ezan okunmaya başladı. Meğer caminin imamı olan Saadettin Kaynak, her bir şerefeye bir müezzin yerleştirmiş, birbiri ardına nasıl ezan okuyacaklarını da onlara güzelce tembihlemişti. Durumdan haberi olmayan caminin içindeki cemaat da Arapça Ezanı duyar duymaz kendilerini dışarı attı.

    Avlu hıncahınç doluydu. Herkes İstanbul semalarını inleten Arapça Ezanı dinliyordu. 14 müezzin 6 minarenin 14 şerefesinden biri başlıyor, öbürü bitiriyor, yarım saate yakın sürdü ezan. Bunu, İstanbul'un diğer camileri takip etti İstanbul'un bütün minarelerinden, yıllardır özlemini çektiğimiz ezan sedaları yükseliyordu göklere Bir an için rüyada olduğumu sandım. Fakat bu bir rüya değil, gerçekti. Minarelerden Arapça Ezan okunuyordu. (Duygulandı ve gözlerinden akan yaşları sildikten sonra devam etti): Arapça Ezan sesini duyan herkes olduğu yerde durmuştu. Sanki yere çivilenmiştik; ben ve Sultanahmet Meydanı'nı dolduran bütün insanlar Sokakta oynayan çocuklar bile oyunlarına ara verip, ALLAHu Ekber, ALLAHu Ekber'leri dinler oldular O an anlatılmaz, yaşanır ancak Büyük bir daüssıladan sonra, öz vatanımıza kavuşmuş gibiydik ALLAH bir daha göstermesin o günleri"

    Türkiye ayakta
    O gün ülkenin dört bir yanında benzer manzaralar yaşandı.
    Ezanın Arapça okunmasına imkân kılan Meclis kararı o gün radyolardan ilan edilince, Türkiye'nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü. Tüm gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı. Halk sevinçten çılgına döndü. Gözyaşları tüm Türkiye'de sel olup aktı. Yasanın 17 Haziran 1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk günüydü. Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da artırdı.
    Gelelim yazıya başlık olan ayrıntıya.

    Aralarında Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi isimlerin bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi:

    ''Tanrı uludur, Tanrı uludur
    Şüphesiz bilirim, bildiririm
    Tanrı'dan başka yoktur tapacak.
    Şüphesiz bilirim, bildiririm
    Tanrı'nın elçisidir Muhammed.
    Haydin namaza, haydin namaza
    Haydin felâha, haydin felâha
    Tanrı uludur, Tanrı uludur
    Tanrı'dan başka yoktur tapacak.''

    İşte o kelime

    Ezanın Türkçeye çevrilmeyen tek kelimesi 'felâh' oldu.
    Sebebi, halkın felah kelimesinin 'kurtuluş' anlamına geldiğini bilmemesini sağlamak ve ezan okunurken, "haydin kurtuluşa" manasına gelecek bir çağrıda bulunmamaktı.

    ALLAH'a ulaşmak özgürlüklerin en güzelidir. O an tüm dünyevi ayak bağlarından sıyrılır ve başka bir boyuta geçer insan. Namaz bu duygunun en yoğunluklu yaşandığı andır. O an kendine gelir ve her şeyiyle Rabbine döner insan. Kula kul olmaktan kurtulur. Hani Milli Şairimiz Mehmet Akif, "O rükû olmasa dünyada eğilmez başlar" der ya İşte namaz insana, ALLAH'tan başka kimseye boyun eğmemeyi talim ettirir.

    İşte ezanı Türkçeye çevirenler, 'felah' kelimesini de Türkçeye çevirip "haydi kurtuluşa" anlamına gelen bir çağrıya zemin hazırlamamakla, namazın temel fonksiyonunu acaba nasıl etkisizleştirebiliriz düşüncesinde olmuşlardır. Şimdilerde ara ara aynı düşünceyi seslendirip "millet anlamıyor, Türkçe okunsun" diyenlerin amacı milletin anlaması değil, değerlerinden kopmasının kapısını aralamaktır.

    Milletin değerleriyle cebelleşmeyi kendine vazife edinen dünyanın başka neresinde bu tür insanlar vardır acaba? Çok yazık. Çok şükür o günler geride kaldı. Geri getirme heveslilerinin çabaları da kursaklarında kalmaya mahkûmdur.
    ALLAH bugünlerimizi aratmasın.
    AMİN


    ALINTI
#13.08.2009 14:11 0 0 0
  • bnce arapça olmalı
#20.08.2009 17:33 0 0 0
  • Ezan bence Arapça okunmalı
    Türkçemize sahip çıkmamız qereken yerler farklı...
#23.08.2009 01:16 0 0 0