Volkan Konak Şiirleri

Son güncelleme: 03.08.2009 12:32
  • Volkan Konak Seslendirdiği Şiirler - Volkan Konak - Martı Yüzlü Şiiri
    noimage

    Deniz kıyısında bir martıyla konuşurken görüyormuş dostlarım beni sürekli,
    Bir kaptanım çünkü, kağıt gemilerden emekli

    Gülemedim ki hiç hasta yatağının başında
    Haberi bu yüzden yoktur annemin sol yanağımdaki gamzeden

    Komidinin stündeki ilaçların sayıları arttıkça
    Kutularından yaptığım gökdelenin uzamasına seviniyorum
    Ve bilmezdim
    Annemin yaşantısındaki renkliliğin
    Yalnızca raflara dizili kavanozların içindeki reçeller olduğunu

    Bilerek mi yanına almadın giderken
    Başının yastıkta bıraktığı çukuru
    Güveniyordum oysa ben sevgimize
    Vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar

    Beni senin gibi bir de annem terketmişti
    Ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur
    Sıralanmış saksılar vardı limana bakan penceremizin önünde
    Ve çiçekler arkasında ekmek kırıntıları serpen martı yüzlü bir anne

    Terasta toplanan kadınlar limandaki beyaz geminin ışıkları yanınca
    Dedikodusunu yapmayı unuturlardı
    Tam o saatte sokaktan geçen yazlık sinemadaki biletçi kızın
    Annesinin dizlerinin dibinden hiç ayrılmayan uslu bir çocuk gibidir
    Limandaki deniz
    Ama sokağa çıkıp dalga olmak geçer yüreğinden

    Hiç bir bardakta dudak payı bırakmadınız bana
    Bir kaşık sesini bile çok gördünüz şekersiz içerek çaylarınızı
    İki çocuk rahatlıkla oturduğumuz kapının eşiğine
    Kendi başıma zor sığıyorum bugün
    Büyüdükçe insan yalnız mı kalıyor ne?

    Kabuğunu koparmadan ne bir elmayı soyabildim
    Ne de iyileştirebildim bir yaramı
    Ama karşıma çıkınca kızmadım hiç elma kurduna
    Bendim çünkü bıçağı saplayan onun yurduna

    Büyüklerle ben yapamıyorum
    Çocuklar da almıyor beni oyunlarına
    Devlet dairesinde yangından kurtarılmayacak sıkışmış bir çekmece gibiyim
    Açılamıyorum sana

    Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen
    Sen nasıl sevmezsin eşitliği
    Yürürken düşen çoraplarınıaynı hizaya getirmek için
    Annen değilmiydi önünde diz çöken

    Yol kenarlarındaki yağmur mazgallarını kumbara sanıp
    Harçlığımı atardım
    Bu yüzden en çok denizden alacaklıyım...


    Sunay Akın
#03.08.2009 12:04 0 0 0
  • Uyanışların En Güzeli - Volkan Konak

    noimage


    Gülüm bu gece birden bire yüreğimde sıcak bir mermi gibi
    Hissettim yokluğunu
    Bu gece yaz havası gibi etimdesin
    Dişlerinle ısırdığın kızılcığa doyamadığım, karabardos sesi
    Geliyor dere boylarından
    Bu gece ayrılığımızın bin kere bininci gecesi galiba
    Tütün gibi tükendi zaman
    Oysa ben seni erken yaşayıp hiç kaybetmemek
    İçin, taze, hudutsuz, sevdim
    Yüreğimin yenilmez aşk tanrıcası
    Galiba bu gece yazık ve özlemlerin gecesi
    İnsanlar kapı önlerinde ki ayakkabılarını içeriye almayı
    Öğrendiği tarihlerde
    Biz bolivya dağlarında dolaşıyorduk
    Minik ellerin avuçlarımda, sonsuz ufuklarda ki
    İnsanlığa, hürrüyet kadar sevdiğimiz
    İnsanlara doğru
    Galiba bu gece ölümsüzlüğün gecesi
    Bu gece çık boztepe'ye gülüm seyredeyim seni tepeden
    Tırnağa
    Sağ taraftan değirmen dere'nin kurak kalçalı bir kız gibi
    Denize katılışını seyret
    Seni hissettim
    Sol taraftan akçaabat'ın tütün kokusunu çek ciğerlerine
    Seni imrendim
    Hiç bir şey yapmıyorsan gülüm güneşin boztepe eteklerinde
    Yayılışını seyret
    Seni kıskandım
    Bense bolaman virajlarında uzun saçlarının yerinde çay
    İçmekteyim
    Az kaldı düşerim o sahillere
    Yelkenleri rüzgariçmiş süremene takası gibi sarhoş, açık
    Denizlerinden
    Seni özledim
    Ağzımda yarım kalmış bir öpüşme gibi sadık gazioğlu
    Hocamızın bize söylediği
    Türkiye sana geliyorum

    Ben bu kadar içmezdum
    Derdumden içeyirum
    Ağlayın beni kızlar
    Yandum da tüteyirum
    Gerisini sorma, o günlerden belleğimde bir tek sen kaldın
    Lekesiz (bembeyaz) ve tertemiz gerisini unuttum
    Daha sonraları ise ayrı düşmeyi ve sesini duyup gece
    Yatağımdan fırlamayı öğrendim
    Sen benim korkum, yutkunuşum uyanışlarımın en güzelisin
    Sen benim, insanlığın bütün zaman ve mekanlarda peşinden
    Koşup da bilemediği bildiğimsin
    Galiba, galiba bu gece yağmurda gökkuşağı misali gülerken
    Ağlamanın zamanı
#03.08.2009 12:14 0 0 0
  • Volkan Konak - Anacım
    Doğurdun beni hacel arada kör karanlık bir gecede
    On altı yaşında beni İstanbul a saldın anacım
    Ama inan göbeğimi kopartığında bu kadar canım yanmamıştı
    Belki bu yüzden bu yüzden anacığım yüzüm gözüm kırık dolaşırım hala
    Avuçlar dolusu ağladım yalnızlığımda pek belli etmeden
    Ama en çok babam buzağımı kestiğinde ağlamıştım
    Şimdi bunlar nerden çıktı deme bana hep konuşmak istemişimdir yıllar yılı
    Ama olmadı
    Beklide kalabalık sülale olmanın bedeli
    Bir sofrada kahvaltıya doyamadım anacığım bırakta konuşayım
    Beklide ölesim gelmiş kim bilir bırakta ağlayayım
    Buralarda insanlar araba ve elbise markalarını ezberlerler bense ayrılıkları
    Bağzıları yazlıklara gitmeye özler bense gübre kokulu anneme kavuşmayı özlerim
    Kendimi kızılağaçlar arasında kaybediyorum zaman zaman
    Başıma bastığın toprağın kokusu vuruyor anam anacığım
    Anacığım bilirsin üniversiteyi Almanya da ki eniştemin parasıyla bitirdim
    Düzensiz harcamalarımı da bilirsin aç kaldım zaman zaman ama onursuz hiçbir zaman
    Hiçbir zaman da gücenmedim yedi bölgeli ülkeme
    Çok küfür ettim onursuzlara vazgeçmem derdim
    Düşüncelerimden dolayı çok uğraştılar benimle

    Kökü toprakta karayemiş fidanı gibi direndim dimdik onurla
    İki kez silahlı saldırıya uğradım ağustos ayında ise ekinler sararırken doğduğum şehirde uyandım
    Beş yaşındayken âşık oldum lisedeyse öğretmenime ablamın ve senin müdahalene karşı
    Velhasıl çok sevdim kadınları anacım aldattıklarımda oldu aldatıldığım da ama asla konuşmadım arkalarından
    Hele sana lacivert gözlü torun veremedim ya ben yine hayırsız oğlunum senin
    Kimsenin önünde eğilmedi bu asi başım
    Bize ilkokulda öğretti öğretmenlerimiz Celal Bahçekapılı Nuri Gazioğlu ve Orhan Yavuz
    İleriyi görmek için başımızı hep dik tutmayı onlardan öğrendik
    Bu yüzden anacığım işte bu yüzden güneşin bile üzerine yürüdüm gölgemi geçmek için
    İyide oldu uzakta kırılan söğüt dalını gördüm acısını da
    Mısır püskülünü rüzgârda salınmasını seyrettim bahtiyarlığını da
    Karşı yamaçtaki evde doğum sancısından ve de fakirlikten tahtayı ısıran kadının acısını duydum yüreğim derinlemesinden orta yerinden yarılarak
    Şimdi gelelim sana beni iyi dinle koca çınarım

    noimage

    Kemal Dursun ve Rüştü Er iyi doktordur ilaçlarını bir defa olsun saatinde al be anacım
    Öyle kolay pes etmek yok yaşamakta direneceğiz ve kahretsin ki buda bizim elimizde olan bişey anacığım
    Duyduğuma göre abimin resmini ahırda inekle buzağının arasına asmışsın benim koca anacığım millet senin kara bıyıklı oğluna sevdanı bilemez gülecekler sana
    Mektubumdaki üzünçlerimden babama bahsetme beni kırsada yıkamaz bu kirli şehir hem kolay okuyasın diye büyük harflerle yazdım kolayına gelipte ablama okutma cumhuriyet kadını evet anam yine kirpiklerim tuzlandı yine galiba şimdilik bu kadar
    Seni ilkbaharda patlayan tohumun hışırtısı kadar masum öpüyorum ve seni kardelen çiçeğinin özlemiyle kucaklıyorum
    Biliyorum bu son sözlerden bir şey anlamadın ve beni sövdürmeye başlıyorsun
    O zaman al sana al sana anderin mastisi seni çok seveyirum hayırsız oğlun ÖMER AHMET
#03.08.2009 12:32 0 0 0