Mevsim ne kış ne de yaz,
Hava soğuk ve ayaz,
Nefesim buğulanmış,
Üşüyor gibi biraz.
Boğuk ve titrek sesim,
Eriyor karlarla hevesim,
Çıkmıyor gibi nefesim,
Üşüyor gibi biraz.
Soğuk gece günlerim,
Demet tutan ellerim,
Donmuş gibi her yerim,
Üşüyor gibi biraz,
Gitarım ellerimde,
Şarkılar dillerimde,
Hayallerim ceplerimde,
Üşüyor gibi biraz.
( Yeşil cami durağında bir akşam omzunda gitar elinde bir çiçek buketi bir omzuyla durağa yaslanmış ve bana o kış akşamında üşüyormuş gibi gelen meçhul üniversite öğrencisinin ağzından yazılmıştır.)
Deniz dalga dalga, İstanbul hüzünlü,
Yollar bitmiyor yürümekle kısalı uzunlu,
Kuşların kanadında hayat buluyor düşler,
Bir küçüğün gözünde kalıyor kuru yaşlar,
Kim bilir nerede eda buluyor sessiz haykırışlar,
Geceden kalan hüzün sabahı taşlar,
Martılar suskun deniz dalga dalga İstanbul da,
Bir küçüğün yarım kalan duası dilde,
Bir hayale İstanbul bin kişiyle yolda,
Deniz siyah, gök kara, ağaç gri İstanbul da,
Düş yarım, ses yok, sevgi saklı İstanbul da,
Kimsesiz sokaklar gösterişli harabeler,
Sorsan o eski konaklar şimdi nerdeler,
Geri dönüp baksan hepsi harabeler,
Deniz dalgalı coşkun hayatlar söndü sönecek,
Bir mum ışığı sor bakalım kime yetecek,
Güneş tam kızıl fakat daha soğuk her yerden,
İnsanlar bak nasıl aşmaya çalışıyor beton kentten,
Ama çıkmıyorlar sanki her tarafı sarılmış beton bentten,
Martıların çığlıklarında kal İstanbul,
Birde şairlerin mısralarında yol bul,
Deniz dalgalansın isminle sular durulsun,
Omuzlarına tarihin yükleri vurulsun,
Evliya çelebiler senden yorulsun,
Fatihler, selimler, kanuniler sende hayat bulsun,
Hiç batmayacak olan güneşler senden doğsun,
Bütün kahramanlar senden sorulsun,
Eğer vurulacaksa şu kalp İstanbul,
Senin yayından çıkan okla vurulsun.