Türklerin uzay planı
Sıradan bir Türk vatandaşının hayal kurmaya başlaması tehlikelidir de,
sıradan insanımızın yetkili bir konuma gelmesi çok daha tehlikelidir, hatta
bu bir felakete bile yol açabilir, çünkü yetkili hale gelmiş Türk,
hayallerini gerçekleştirmeye kalkışabilir. Örneğin bizim Başbakan uzay
benden sorulur diyerek uzaya da taktığını açıklayınca devlet bir uzay planı
da yaptı hiç gecikmeden. Bu planın detaylarını okuduğumda büyük bölümünün
zararsız olarak nitelendirilebilecek unsurlardan oluştuğunu gördüm. Ama bir
de olayın uzaya gidilmesi boyutu var. Türkiye 20142te uzaya mekik
yollayacakmış. Düşünsenize doğru dürüst araba kullanmayı başaramayan bir
millet şimdi de uzaya açılacak. Bunun anlamı dünyada olması beklenen büyük
felaketin bir göktaşının düşmesi ile değil, bir Türk mekiğinin düşmesi ile
gerçekleşeceğidir. Şu aralar nedense pek popüler olmaya başlayan Dünya Türk
olsun diye bir slogan var ya bunun da Dünyanın sonunu da Türkler
getirecek diye değiştirilmesi bence uygundur (Bu arada Dünya Türk olsun
sloganının ne anlama geldiğini katiyen sormayın. Çünkü ben sordum bunu,
kimse bilmiyor ama ortada bir mantık çelişkisi de var. Dünya zaten Türk
değil mi, daha kim veya kimler Türk olacak ki?). Türklerin birliğe dahil
olması ile Avrupanın kesin sonunun geleceği zaten bekleniyor, böylece bir
kıtayı batırdıktan sonra Türkler nedense uzayın da içine etmeye karar vermiş
durumdalar.
Aslında bugüne kadar sessiz durduğumuza kimse bakmasın, bizim uzay
takıntımız çok eskiden bu yana vardır. Nitekim bir tarih yazınına göre
füzenin kaşifi Lagari Hasan Çelebidir ve bu adam uzaya uçup geri gelmesine
rağmen hayatta kalmayı da başarmıştır. İsterseniz bu olayı size detayıyla
anlatayım:
Lagari Hasan elli okka barut macunundan yedi kollu bir fişek icat ediyor
1653 yılında, (şimdi soruyorum size; bu işi o tarihlerde başarmış bir millet
20142te tekrar uzaya gidip bayrağımızı uzaya çekemez mi, bu soruya hayır
diyen vatan haini değil midir?). Sarayburnunda hünkâr huzurunda fişeğe
biniyor ve ateşliyor. Lagari Padişahım seni Hüdaya ısmarladım ve İsa Nebi
ile konuşmaya gidiyorum diyerek uzaya doğru fırlıyor.
Bu olay bana dün yazı işleri toplantısında anlatılınca ben peki bu laflar
adamın son sözleri mi oldu ki diye merak ettim ama hayır, Lagari yaşamış,
semaya 200 metre kadar fırlayıp geri düşüp de buna rağmen yaşayabilmeyi
ancak bir Türk başarabilirdi. Aslında bütün bunlar detay da sayılabilir,
çünkü benim asıl merak ettiğim konu acaba Lagari amaçladığı gibi uzaydayken
İsa Nebi ile karşılaşsaydı kimbilir ona neler söyleyecekti, bu konuda
kimsede net bilgi yok.
Asıl ürkütücü olan 20142te Türk mekiği uzaya gittikten sonra astronotların
orada deneyler yapmaya karar vermeleri durumunda olabilecekleri
düşünebiliyor musunuz? Fizik kanunları değişecektir, örneğin Türkler
nedeniyle yerçekimi filan ortadan kalkacaktır. Bunlar da önemsiz görünebilir
ama Türk astronotları uzayda yürüyüş yapmaya karar vermeleri durumunda
olabilecek felaketleri düşünmek bile istemiyorum. Ya astronotlar tükürürler
ise ne olacak veya aralarından bir tanesi bir burun deliğini kapayıp
diğerinden uzaya sümük fırlatırsa, bu maddenin dünyaya düşmesi durumunda
asıl felaket bununla gelecektir? Bu maddeyi imhaya Amerikanın bile gücü
yetmez, benim umudum sümüğün uzayın derinliklerine doğru gitmesidir, bu
sefer de uzun yıllar sonra çok uzaklara seyahat edecek Amerikalı
astronotlarının bulacakları Türk sümüğünü uzaylı canlı yaratık sanmaları
durumunda hayli ilginç gelişmeler yaşanacağı kesindir. Öyle ya da böyle
dünyanın sonunu da Türkler getirecek. Dünyayı Türkler yarattı, sonunu da
onlar getirecek, arada geçen zamanda dünya da Türk olacak. Her şey ne kadar
sıkıcı değil mi?
bu nasıL bi adam yaw?kesin türk deeL bu ???Lem temem biras vahşi oLabiLiriz ama bu kadar da deeL yaw ...
yerin dibine girseydimde bu yasıyı okumasaydım