Allah'ı Zikrin Fazileti

Son güncelleme: 12.09.2009 16:54
  • ZİKRİN FAZİLETİ

    Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

    ] فَاذْكُرُونِي أَذْكُرْكُمْ وَاشْكُرُواْ لِي وَلاَ تَكْفُرُونِ [

    "Öyleyse siz beni (itaat ve ibadetle) zikre-din ki, ben de sizi (sevap ve mağfiretle) zik-redeyim. Ve bana şükredin, (sakın) nankör-lük etmeyin." (Bakara: 152)

    ] يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اذْكُرُوا اللَّهَ ذِكْرًا كَثِيرًا [

    "Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikre-din." (Ahzab: 41)

    ] وَالذَّاكِرِينَ اللَّهَ كَثِيرًا وَالذَّاكِرَاتِ أَعَدَّ اللَّهُ لَهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا [

    "Allah'ı çokça zikreden erkekler ve (Al-lah'ı çokça) zikreden kadınlar, (işte) onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir ecir ha-zırlamıştır." (Ahzab: 35)

    ] وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ وَلاَ تَكُن مِّنَ الْغَافِلِينَ [

    "Rabbini, yüksek sesle olmaksızın sabah akşam yalvara yakara ve gizlice içinden zik-ret. Sakın gafillerden olma." (Araf: 205)

    قال r : ] مَثَلُ الذي يَذكُرُ رَبَّهوالذي لا يَذكُرُهمَثَلُ الحَيِّ والمَيِّت [ البُخَارِيُّ.

    Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
    "Rabbini zikredenle, O'nu zikretmeye-nin misali diri ile ölünün misali gibidir."
    (Buhari Fethu'l Kadir Şerhi 11/208 )
    Müslim'in rivayeti ise şu şekildedir:
    "İçinde Allah (c.c)'ın zikredildiği ev ile içinde Allah (c.c)'ın zikredilmediği evin mi-sali diri ile ölünün misali gibidir."
    (Müslim 1/ 539)

    قال r : ] ألا أُنبِّئكُم بخَير أعمالِكُم ، وأزكاها عِند مَليكِكُم ، وأرفَعِها في درجاتكُم ، وخَير لَكُم مِن إنفاق الذَّهَب والفِضَّة ، وخَير لَكُم مِن أن تَلقوا عَدوَّكُم فَتَضربوا أعناقَهُم ويَضربوا أعناقَكُم ؟ قالوا : بَلى ، قال : \" ذِكرُ اللَّهتعالى \"[
    رَوَاهُ التِّرمِذِيُّ وابن ماجة . قال الحاكم إسنادهصحيح

    Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
    "Size amellerinizin en hayırlısını, Meliki-niz katında en temizini, dereceniz bakımın-dan en üstününü bildireyim mi? Öyle ki bu amel sizin için altın ve gümüş infak etmek-ten ve düşmanınızla karşılaşıp onun boynu-nu vurmanızdan ve onların sizin boynunuzu vurup şehid olmanızdan daha hayırlıdır." Sahabeler:
    "Evet" dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
    "Allahu Teala'yı zikretmektir."
    (Tirmizi 5/459, İbni Mace 2/1245)

    قال r :] قال اللَّهعَزَّ وَجَلَّ : أنا عِند ظنِّ عبدي بي ، وأنا مَعَهُ إذا ذَكَرني ،فإن ذَكَرَني في نَفسِهذَكَرتُهُ في نَفسي ، وإن ذَكَرَني في مَلإٍ ذَكَرتُهفي مَلإ خَيرٌ منهم ،وإن تَقَرَّبَ إليَّ شِبراً تَقَرَّبتُ إليهذراعاً ، وإن تَقَرَّبَ إليَّ ذِراعاً تَقَرَّبتُ إليهباعاً، وإذا أقبَل إلي يمشي أقبلت إليهأهَرُّول[ مُتَّفَقٌ عَلَيهِ

    Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
    "Allah (c.c) şöyle buyurmuştur: "Ben ku-lumun bana olan zannı üzereyim. O beni zikrettiği zaman onunla beraberim. O beni kendi nefsinde zikrederse, ben onu kendi nefsimde zikrederim. O beni bir toplulukta zikrederse, ben onu ondan daha hayırlı bir toplulukta zikrederim. O bana bir karış yak-laşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O ba-na bir kulaç yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben o-na koşarak gelirim."
    (Buhari 8/171, Müslim 4 /2061)

    وعن عبد اللَّهبن بسر رَضِيَ اللَّهُ عَنهُ أن رجلاً قال: يا رَسُول اللَّهِ إن شرائع الإسلام قد كثرت عليّ فأخبرني بشيء أتشبث به. قال: ] لا يَزالُ لِسانُكَ رَطباً مِن ذِكرِ اللَّه[
    رَوَاهُ ابن ماجة والتِّرمِذِيُّ وَقَالَ حَدِيثٌ حَسَنٌ.‏

    Abdullah b. Busr (r.a)'dan şöyle rivayet e-dilmiştir:
    "Bir adam Rasulullah (s.a.s)'a gelerek şöyle dedi:
    "Ya Rasulallah! İslam'ın meşru kıldığı şey-ler bana çok geliyor. Öyleyse bana sürekli ya-pabileceğim bir şeyi bildirir misin?" Rasulul-lah (s.a.s) şöyle dedi:
    "Dilin Allah (c.c)'ın zikrinden sürekli ıs-lak kalsın." (Tirmizi 5/458, İbni Mace 2/1246)

    قال r : \" مَن قَرَأ حَرفاً مِن كِتَابِ اللَّهفَلَهُ حَسَنَةٌ ، والحَسَنَةُ بِعَشرِ أَمثالِها، لا أَقولُ ] ألم [ حَرف وَلكن ألِفٌ حَرفٌ ولامٌ حَرفٌ وَميمٌ حَرفٌ \" رَوَاهُ التِّرمِذِيُّ وَقَالَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صحيح.‏

    Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
    "Her kim Allah (c.c)'ın kitabından bir harf okursa buna karşılık onun için bir ha-sene vardır ve hasene onun on misline ka-dardır. Ben 'elif, lam, mim' bir harfdir de-miyorum. Fakat 'elif' bir harfdir, 'lam' bir harfdir, 'mim' bir harfdir."
    (Tirmizi 5/175, Tirmizi rivayet etti ve hasen ve sahih dedi)

    عن عقبة بن عامر الجهني قال: خرج علينا رسول اللّهصلى اللّهعليهوسلم ونحن في الصُّفَّةِ فقال: \" أيكم يحب أن يغدو إلى بُطحان أو العَقيق ( واديان بالمدينة فيأخذ ناقتين كَومَاوَينِ زهراوين ( أي سمينتين مائلتين إلى البياض من كثرة السمن ) بغير إثمٍ باللّهعز وجلّ ولا قطع رحم \" ؟ قالوا : كلنا يا رسول اللّه، قال: \" فلأن يغدو أحدكم كل يوم إلى المسجد فيتعلم آيتين من كتاب اللّهعز وجل خيرٌ لهمن ناقتين ، وإن ثلاثٌ فثلاثٌ مثل أعدادهنَّ من الإِبل \" رواهمسلم

    Ukbe b. Amir (r.a)'den şöyle rivayet edil-miştir :
    "Biz mescidin bir köşesinde otururken Ra-sulullah (s.a.s) yanımıza geldi ve şöyle dedi:
    "Hanginiz Buthan veya Akik'e gidip gü-nah işlemeden ve akrabalık bağını kesme-den iki değerli deveye sahip olarak geri dönmek ister?" Mecliste bulunanlar dediler ki:
    "Hepimiz (bunu isteriz) ya Rasulallah!" Bu-nun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:
    "Sizden birinizin her gün mescide gide-rek Allah Azze ve Celle'nin kitabından iki ayet öğrenmesi onun için iki deveden daha hayırlıdır. Üç ayet öğrenmesi onun için üç deveden, dört ayet öğrenmesi dört deveden daha hayırlıdır. Ne kadar ayet öğrenirse onun için o sayıda değerli develerden daha hayırlıdır." (Müslim 1/553)

    قال r : \" مَن قَعَدَ مَقعداً لم يَذكر اللَّهتعالى فيهكانت عليهمن اللَّهتِرَةٌ ، وَمَن اضطجَعَ مَضجِعاً لا يَذكر اللَّهتعالى فيهكانت عَلَيهمِن اللَّهتِرَة \" رَوَاهُ أبُو دَاوُدَ بإسناد حسن.

    Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:

    "Her kim bir yerde oturur ve orada Al-lah (c.c)'ı zikretmezse Allah (c.c) ona bun-dan dolayı hasret ve pişmanlık duyuracak-tır. Her kim de bir yerde uzanır ve orada Allah (c.c)'ı zikretmezse Allah (c.c) ona bun-dan dolayı hasret ve pişmanlık duyuracak-tır."
    (Ebu Davud hasen senedle rivayet etmiştir. 4/264)

    قال r : \" ما جَلَسَ قَومٌ مَجلِساً لَم يَذكروا اللَّهتعالى فيه، وَلَم يُصَلُّوا على نَبِيِّهِم فيهإلا كانَ عَلَيهم تِرَةً ، فَإن شاءَ عَذَّبَهُم وإن شَاءَ غَفَرَ لَهُم \" رَوَاهُ التِّرمِذِيُّ وَقَالَ حَدِيثٌ حَسَن

    Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
    "Bir mecliste oturup da Allah (c.c)'ı zik-retmeyen ve nebisine salavat getirmeyen hiç bir topluluk yoktur ki Allah (c.c) bundan dolayı onlara hasret ve pişmanlık duyurma-sın. Allah (c.c) dilerse bundan dolayı onla-ra azab eder, dilerse de affeder."
    (Tirmizi rivayet etti ve hasen ve sahih dedi)

    قال r : \" ما من قوم يقومون من مجلس ولا يذكرون اللَّهتعالى فيهإلا قاموا عن مثل جيفة حمار وكان لهم حسرة \"
    رَوَاهُ أبُو دَاوُدَ بإسناد صحيح.

    Rasulullah (s.a.s) şöyle demiştir:
    "Oturdukları meclisten Allah (c.c)'ı zik-retmeden kalkan her topluluk eşek leşi ye-mekten kalkmış gibi kalkar ve bundan dola-yı pişman olacaklardır."
    (Ebu Davud sahih senedle rivayet etti 4/264 )
#02.09.2009 03:54 0 0 0
  • Allah salih kullarından eylesin cümlemizi
#12.09.2009 16:54 0 0 0