Ne söylersen onu yapıyorum elimde değil verdiğin güle
dokunmamak
gözlerin neredeyse bedenim orada oluşuyor yeniden
rüzgârların eğilip kulağıma fısıldadıkları oluyor söylediklerin
dilim tutuluyor sanki buruk bir yemiş tatmışçasına
sessiz bir başına yokolarak yeniden yaşıyorum yanında
hiçliğin tadına bakıyorum
varlığını biraz biraz duydukça
bedenim bedenine kapanıyor yavaşça
sırtında büyük sırmalı bir harmaniyle karşılıyorsun beni
bir bulut gelir hani kanatları yağmur rengidir
uzun yol yorgunudur sonra başka türlü
bir yüzdür gökyüzü
onu yaşıyorum yanında
kış sabahının açmış tüm çiçekleri elinde
elimde değil senin yanında ırmakların sesini dinlememek
birden bire allak bullak oluyorum gelişinle
kollarımdan uç veren zeytin dalları
ipek bir sedire yatırıyorum duygularımı
seni ey yağmur kaçkını
sabah yeli tadı
sen güneşin ışıkdamlası ayışığı dansı
sen geceyarısı beyazı
kasırgada deniz denli tutkunu olduğum sen
yemişlerin zehir tadı
evrenim tuzum dağyelim
yaşamım
ve yanıbaşımda soluk alıp veren deniz gibi sen.
seni ey yağmur kaçkını
sabah yeli tadı
sen güneşin ışıkdamlası ayışığı dansı
sen geceyarısı beyazı
kasırgada deniz denli tutkunu olduğum sen
yemişlerin zehir tadı