Sana Seslenmek İçin

Son güncelleme: 07.10.2009 00:29
  • SANA SESLENMEK İÇİN

    Gece sessizce başlıyor ve ırmağın
    Öte yakasına geçiyor atlılar.
    Bir papatyanın acısını dinliyorum.
    Gökyüzü gitgide genişliyor.
    Islak yaprakların derin yeşilliği
    Islak dağların uyandırdığı keder.
    Kendime bir demet çiçek topluyorum
    Öğretmenimin iliklediği göğsüm
    Ne kadar genç
    Ağzımda taptaze bir tütün kokusu
    Ve taze ceviz kabuklarının kararttığı parmaklarımda
    Bir ağız mızıkası.
    Öğrendiğim ilk şarkılar
    Yollar yollar yollar boyunca
    Söylediğim ilk şarkılar
    Sevgilim olan bütün kızlar
    Siyah önlükleri ve
    Kaçamak bakışlarıyla geçip gittiler
    İlk fotoğraflarımdaki yakışıklı saçım...
    Ey akşam, ey bir aşkın
    Başlaması ve bitmesi
    Ey turuncu akşam, bütün akşamların akşamı
    Ey mor akşam, dudaklarım gibi moraran.
    Gece evleri sardığında
    Ve bahçeleri
    Işıklar içinde kaçıp giden
    Bir tavşan gibi yalnızım.
    Yolun iki yanında kalan
    Karanlık dağların ötesinde
    Neler olup biter
    Ve girdiğimiz uykulu kasabada
    Lokantadaki uykulu cocuk
    Olgun ışıklı lokantada
    Olgun patatesler.
    Bir adamın
    Doğması ve ölmesi
    Ve bazı işlemeler yapması hayatında
    Bazı bağlardan
    Üzüm toplaması
    Bazı sinemalara gitmesi
    Bazı kızları sevmesi
    Ve ölesiye yalnızlık çekmesi
    Bazı şehirlerde.
    Ey akşam, turuncu ve mor akşam
    Ey gökyüzü, ey benim
    Gittikçe esmerleşen kalbim.
    Şimdi beyaz bir kızın
    Yanında olabilmek için
    Bazı çılgınlıklar yapabilirim
    Onu boynundan öpsem ve onunla
    Dönyada olup bitenleri konuşsak
    İngiliz birahanelerinde
    Damalı kasketleri
    Ve şaşılacak kadar yorgun yüzleriyle
    Ve bütün emekçiler gibi
    Çocuksu gözleri
    Partal elleriyle oturan
    İşçilerden konuşsak
    Zencilerden konuşsak sonra
    Gülünce bütün yüzleriyle gülen
    Yakışıklı ve hazin
    Zencilerden.
    Gece dünyanın her yerinde
    Geliyor ve her yerde
    Aynı duygu uyanıyor kalbimizde.
    Sen şimdi
    Duvarına bir şiirimi asmışındır
    Uyuyorsundur
    Belki düşünüyorsundur
    Sonuncu kattaki odandan
    Yıldızlara bakarak.
    Ve yıldızlar her zaman
    Eski ve tanıdıktır.
    Özellikle bir tren penceresinden bakıldığında.
    İçimiz nedensiz bir hüzünle dolduğunda
    Sırtüstü uzanıp toprağa
    Baktığımız yıldızlar.
    Bir harman yerinde ya da.
    Düz bir damda.
    Uzaktan
    Bütün kürtçe türküler gibi
    Yanık bir türkü gelirken
    Sıcaktan bunalırken
    Evler ve yollar;
    Ve yaşlı kadınlar
    Uyuklar gibi büzülüp minderlerine
    Düşünürlerken eskisini
    Olağanüstü günlerini
    Gece sesizce başlıyor ve ırmağın
    Öte yakasına geçiyor atlılar
    Çalıların hışırtısını dinliyorum.
    Sana seslenmek için
    Yeni şiirler tasarlıyorum..

    Ataol Behramoğlu
#06.10.2009 01:39 0 0 0
  • yüreğine sağlık
#07.10.2009 00:29 0 0 0