İyi bir hayatın göstergesi nedir? Son zamanlarda, seçim sonucu araştırması yapar gibi bunu soruşturdum. Fazla film seyretmekten mi, gerçek hayattan kopmak için mi bilmem, sonuçlar ikiye ayrıldı.
Öncelikle çıkan her iki sonuç da çoğunluğun yaşam standardına çok uzak. Bu ne demek? Kimse yaşadığı hayattan memnun değil demek. Peki, değiştirmek için ne yapıyoruz? Hiçbir şey!
Bu muhabbeti yaptığım kadınların yaşları 20 ile 50 arasında değişiyor. Aslında çok farklı cevaplar çıkmalıydı diye düşünüyorum. Öyle ya, 50 yaşında tecrübe sahibi, evrenin işleyişini çözmüş, yıllanmış şarap tadında bir hanım ile daha her şeye yeni başlayan, dünyanın en az yarısının pembe olduğunu düşünen bir genç kızımızın verecekleri cevaplar arasında ciddi farklar olmalıydı. Yanılmışım demek ki! İyi bir yaşamın göstergesi şu iki şartta toplandı. Ya bir köpeğiniz ve kocanız olacak, ya margaritanız. Elbette, konuyu ben böyle simgeleştirdim. Herkes margarita demedi. Ama düşünülen mükemmel hayat tarzı onunla bütünleşti.
Birinci bölümü, yani bir köpek ve koca ile simgeleştirdiğim kısmı seçenlerin istedikleri ve iyi bir yaşam buna denir dedikleri düzende, ülkemiz şartlarını zorlayacak maddeler var. Öncelikle bu bölümde yer almak için, düzgün, sadık, iyi bir baba ve iyi bir koca olabilecek, kazancı da ortalamanın üstünde olan bir adama ihtiyaç var. Sonra bahçe içinde iki katlı ev, garajı olan, güzel bir semtte, iyi komşularla yaşanılan bir ev. Her akşam koşarak evine, ailesinin yanına gelecek adam. Pazar günleri bahçede mangal partileri, birlikte gidilen geziler, akşamları sohbetle yenen yemekler, büyük mutfakta çiftin beraber pişirdiği spagetti, adamın üstüne "ısır beni" yazan bir mutfak önlüğü ve illa beraber toplanan masa, yıkanan bulaşıklar. Akşam 21.00 olduğunda uslu uslu yatan çocuklar -böyle rahat olunca en az 2 tane çocuk, tabii bir kız, bir erkek- şömine başında şarap içip sohbet eden karı-koca, tutkulu sevişmeler ve unutmuşum yazmayı, bir de arka bahçede havuz. Koltuğun üstünde yatan koca köpeğimizi de resmin içine yerleştirdiğimizde her şey tamam. İşte, bu tablo birinci kısmı seçenlerin hayali, onlara göre iyi bir hayat böyle olur.
İkinci kısımda ise, hayat yarışını açık ara önde götürmek isteyen, çalışma hırsı ile donanmış, bekar ve özgür kadınlar var. Onlar büyük şirketlerin üst düzeyinde yönetici olmak istiyorlar. Siyah naylon çorap, topuklu ayakkabı, diz üstü etek ama mutlaka ceket! Markaların pahalı kıyafetlerinden seçilmiş, ciddi paralar ödenmiş ayakkabı ve çantalar. Bir gökdelenin bilmem kaçıncı katında, en çok iki odalı, modern döşenmiş bir ev, açık mutfak, hafta sonu hariç yalnız uyunan yatak odası, dışardan yemek, iyi anlaşan birkaç kız arkadaşlar ile akşamları bara gitmek, hafta içi yemek ama salata olmak kaydıyla! Bu arada çok uzun süreli olmayan aşklar ya da kendilerinin seçtiği adamlarla sürecek ilişkiler. Bu hayatı en güzel sembolize edecek şey ise, margarita!
Konuştuğum kadınlar cümle cümle aynısını söylemediler elbette, ancak buluştukları ortak nokta bu hayatlardı. Biz çok fazla Amerikan aile filmi seyrediyor olabilir miyiz? Buna benzer hayat yaşayan insanlar ülkemizde yok mu? Var, ama kaç kişi? Doğal olarak, bu hikayelerin içinde yaşanabilecekler bize biraz uzak.
Ben yüzsüzlük edip, ikisinin ortası bir düzen tercih ediyorum. Hayal kurmak parayla değil ya? Ortaya bir buçuk karışık alacağım mümkünse! Peki, siz hangisini mükemmel hayata daha yakın buluyorsunuz? Bir köpek ve iyi kocayla döşenmiş bahçeli evi mi, yoksa margaritayı mı?