Erkek ne zaman ölür

Son güncelleme: 01.12.2009 14:52
  • Erkek ne zaman ölür
    Şu ölümlü dünya!

    Erkek karısını yanağından öpmek ister... Kadın yüzüne botoks yaptırmıştır... O yüzden yanakları elma gibi durmaktadır... Erkek dudağını karısının yanağına değdirince cildin altında kalan botoks zararlısı, gördüğü baskı ile yüzün diğer yerlerine dağılır... Kadının alnında bombe yapar..

    İşte erkek o zaman ölür...

    Erkek maç seyretmek ister... Karısı bu tercihine bir süre dayanır... Sesini çıkarmaz... Erkek de "Ne anlayışlı karım var" diye içten içe sevinir...

    Nihayet sıra Fenerbahçe-Galatasaray maçına gelir... Kadının o gün "Ben filanca diziyi seyredeceğim... Bir hafta da sen maç seyretmeyi ver..." diyeceği tutar...

    İşte erkek o zaman ölür..


    Erkek bir bankada memur olarak çalışmaktadır... Nişanlısını ilişkilerini kullanarak bankaya memur olarak aldırmayı başarır...

    Artık çift maaşlı olduklarından evlenebilirler...

    Günlerden bir gün banka müdürü karısını odasına çağırır... Erkek ve diğer memurlar bu davetin sebebini merak etmektedir...

    Kadın bir süre sonra müdür beyin odasından çıkar ve neş'e içinde eşinin yanına gelip müjdeyi verir:

    "Beni tebrik et, şef oldum..."

    İşte erkek o zaman ölür...


    ***

    Kız evini, yaklaşan nikâh saatinin heyecanı sarmıştır... Erkek de kız evindedir... Dünyalar güzeli nişanlısı gelin başı yaptırmak için mahalle kuaförüne gitmiştir...

    Erkek, kuaförden gelecek olan gelini alacak nikâh salonuna götürecektir...

    Her dakikası bir saat gibi gelen uzun bir bekleyişten sonra gelin, kankaları olan kız arkadaşları ile birlikte eve gelir...

    Erkek, nişanlısı yerine Hollywood imalatı bir uzay yaratığı ile karşılaşır...

    Kuaför saçları kabartıp tepeye toplamış, kızın normal ebatlardaki kafasından Diyarbakır karpuzu iriliğinde "hidrosefal" bir kelle çıkarmıştır...

    Üstüne üstlük doğadaki bütün renkleri, kimya ilminin ıyla kızın yüzünde denemiştir...

    Şoka giren erkek işte o zaman ölür...

    Bu nasıl seçim?..
    Kızla, entel erkek birbirlerini sevmişlerdir... Erkek "işte eşim olacak kadın..."
    diye düşünmektedir...

    Buluşmalarından birinde kız konuşmaya
    başlar...

    "Yemek konusunda Fransız mutfağını, renklerden limon küfünü, çiçeklerden menekşeyi, Resimde Bedri Baykam'ı, mimaride minimal tarzı, sinemada Fransız filmlerini sevdiğini..." söyler ve ekler...

    "Tabii bir de Küçük Emrah'ı..."

    İşte entel erkek o zaman ölür...

    Erkek sıkı bir kitap okuru, kadın ise iyi bir dinleyicidir... Erkek, sık sık karısına okuduğu kitapları anlatmaktadır... Kadın her seferinde onu hiç konuşmadan, sözlerini bölmeden ilgiyle dinler... Erkek, sevgili karısı ile bir şeyleri paylaşmış olmaktan dolayı mutludur...

    Erkek bir gün yine coşar, Picasso'nun hayatından başlayıp lafı kübizime getirir...
    Kadın "kübizm" sözcüğünü duyar duymaz heyecanlanır ve ilk kez eşinin lafını keser:

    "Bizim de küpümüz vardı... Anneannem içinde turşu kurardı..."

    İşte erkek o zaman ölür...


    ***

    Erkek sporcudur eşi ise hamur işlerine dadanmış bir lapacı... Erkek adaleli vücudu ile ne kadar gurur duyuyorsa eşinin hantal yapısına da o kadar içerlemektedir...

    Karısını sık sık karşısına alır... Sporun yararından söz eder, onu özendirmeye çalışır... Kadın cevap vermez... Sonunda erkeğin söylenmesinden usanıp masanın başına geçer... Dirseğini masaya dayayıp elini alın hizasında tutar...

    Bu "var mısın bilek güreşine?" dayatmasıdır... Erkek kendine güvenle pozisyonunu alır... Karısının bileğini kavrar ve yüklenir... Ancak bütün çabasına rağmen karısı onun bileğini masaya yapıştırır...

    İşte erkek o zaman ölür...

    İçimdeki kadın..
    Kadın utangaç mı utangaç, sessiz mi sessiz, başı yerden kalkmayan silik bir tiptir... Erkek onun bu haline itiraz etse bile içten içe memnuniyet duymaktadır...

    Çünkü kapı zili duyunca oynayacak kadar fıngırdak olmayan, kolayca kontrol edebileceği bir eşi vardır... Bir gün birlikte akraba düğününe giderler...

    Kadın, eşin dostun ısrarı ile piste çıkar... İsteksiz isteksiz ellerini açıp parmaklarını usulen şıkırdatır... Bir an kendisini keyifle seyreden kocası ile göz göze gelir...

    O anda kadın zaptedilmez olur... Pistte oynayan sanki o silik kadın değil bir Tanyeli, bir Asena'dır...

    İşte erkek o zaman ölür...

    Erkek, karısının gururlu halinden, kimseye ödün vermeyen kişiliğinden memnundur... Hatta sık sık bununla övünmektedir...

    Kadın bir gün Mehmet Ali Erbil'in yönettiği bir bilgi yarışması programına katılır... Mehmet Ali "Türkiye'nin kalbi o şehirde atar... Ulu önder orada yatar... Türkiye oradan idare edilir... Bize bu şehrimizin adını söyleyin..." der...

    Ortada ödül olarak bir elektrikli süpürge vardır... Kadının yalvaran sesini televizyondan bütün Türkiye duyar...

    "N'olur Memedali Bey, biraz edin..."

    İşte erkek o zaman ölür...


    ***

    Bunlar detaydır...

    Erkeğin asıl ölümü nikâh masasındadır... Kadın "Evet" der... İşte erkek o zaman ölür... Erkek yine de ölmeden önce son sözünü nikâh memuruna söyler... "Evet" der...

    O andan itibaren kadının yeni hayatı başlar...


    alıntı
#03.11.2009 13:18 0 0 0
  • :)
#25.11.2009 21:40 0 0 0
  • Ölüm kapıyı calınca azrail bogaza dayanır derler ya ozaman !
#01.12.2009 14:52 0 0 0