İn Flames

Son güncelleme: 13.11.2009 11:12
  • İn Flames Kimdir - İn Flames Resimleri - İn Flames Biyografisi - İn Flames Hakkında


    Seksenlerin sonu ve doksanların başında temelleri amerika'da atılan death metal müzik dünyasına bomba gibi düşmüş ardı ardına oluşan death metal grupları birbiri ardına albüm yayınlamaya başlamıştı. özellikle 1990 ile 1993 arası death metal'in en sağlam dönemlerinin yaşandığı yıllardı. deicide lideri glenn benton bir rock yıldızıydı death metal parçalarına klipler çekiliyor amerikan kongresinde bile tartışılan ve yasaklanan cannibal corpse gibi kimi gruplar bu eleştiri ve yasaklanmalarla bir yandan da fark ettirmeden reklam yapmış oluyorlardı.

    Seksenlerin ortalarından sonlarına doğru metal müziğin en ateşli kolunu oluşturan thrash metal yerini death metale bırakıyordu. morbid angel obituary cannibal corpse gibi gruplar death metalin amerika kolunu oluşturuyor çiğ ve direk bir saldırganlıkla en sert ve en hızlı müziği yapmaya çalışıyorlardı. death metal o derece öne çıkmıştı ki ünlü gitarist joe satriani bile death metal grubu possessed'in "seven churches" albümünün prodüktörlüğünü yapmış ve destek vermişti. ardından çıkan death cynic atheist gibi gruplar ise bu kolun daha teknik ve karmaşık yönünü icra ediyor kaliteyi arttırıyorlardı.

    Amerika'da tüm bunlar olurken avrupalı gruplar da boş durmuyorlardı. ingiltere napalm death ve carcass'ı death metal dünyasına sunarken özellikle isveç'ten türeyen gruplar bu kolun avrupa'daki en büyük temsilciliğini yapıyorlardı. entombed at the gates unleashed grave unanimated tiamat therion house of usher dismember ve merciless gibi grupları hemen arkasından çıkan dark tranquillity in flames edge of sanity gibi gruplar takip ediyor death metal isveç'ten özellikle de göteborg'dan tüm avrupa'ya yayılmaya başlıyordu. avrupa'da yapılan death metal amerika'daki halinin aksine daha melodik daha sanatsal piyano ve bazı yerel enstrumanların da katılımıyla daha elit bir görüntü çiziyordu.

    İsveç'ten çıkan en önemli gruplardan entombed'un "left hand path" albümü hem isveç hem florida death metal'ini hem de norveç black metal'ini dahi etkilemeyi başarmış çok önemli bir albüm oluyor seksenlerin başında almanya'dan çıkıp amerikan thrash metal gruplarını etkileyen kreator gibi entombed da death metal alanında pek çokları için çığır açıyordu.

    at the gates soğuk melodileri ve benzersiz ritmleriyle tüm isveçli gruplara yıllar boyu yürüyüp faydalanabilecekleri bir yol çiziyor jonas ve anders bjorler kardeşler dan swanö johan edlund christofer johnsson mikael akerfeldt niklas sundin ve jesper strömblad gibi dehalar daha sonradan yaratacakları şaheserler öncesinde yeni yeni metal müziğe adım atıyorlardı.

    Zamanla at the gates dark tranquillity edge of sanity ve in flames ön plana çıkarken her gün yüzlerce grup da müzikal kariyerlerine başlıyor ancak onlarcası yukarıda adı geçen grupların taklitçisi olmaktan öteye geçemiyorlardı. at the gates birbiri ardına çıkardığı albümlerle bu türün en önemli ilham kaynağı olurken kardeş gruplar sayabileceğimiz dark tranquillity ve in flames de daha melodik bir tarzı benimseyerek death metal'in isveç'teki 3 büyük grubu haline geliyorlardı.
    şimdi göteborg stilini oluşturan bu gruplar arasından asıl konumuz olan in flames'e dönelim.

    Gitarlarda jesper strömblad ve vokallerde mikael stanne'lı kadrosuyla in flames 1992 yılında göteborg'daki küçük bir stüdyoda ve kısıtlı imkanlarla kaydettiği içinde efsanevi "behind space"'in de bulunduğu 3 parçayı küçük bir şirket olan wrong again records'a gönderir. kaydı duyunca çılgına dönen şirket yetkilileri gece geç bir saatte grubu telefonla arayarak bunlar gibi başka şarkıları olup olmadığını sorarlar. grubun yanıtı ise 14 parçanın daha hazır olduğu yönündedir. şirket yetkilisine iki gün sonra kalan parçaları da şirkete yollayacaklarını söyleyip telefonu kapatırlar. ancak gerçek şudur ki grubun yolladıkları 3 parça dışında hiç bir parçası yoktur. iki gün içinde yazdıkları ve kaydettikleri parçalarla şirkete giderler ve bu sayede de şirketle anlaşma imzalayıp "lunar strain" albümüne imza atarlar. tüm müziklerin jesper strömblad tüm liriklerin de mikael stanne tarafından yazıldığı ve o zamanlar küçük bir stüdyo olan ancak zamanla isveç'in ve avrupa'nın en önemli birkaç metal stüdyosundan biri olacak studio fredman'da kaydedilen bu albüm içerdiği zengin melodiler yırtıcı vokaller hız ve duygu ile son derece başarılı bulunur ve pek çok büyük firmanın dikkatini çeker.

    1993 çıkışlı "lunar strain" sonrası 1994'te de yine tüm müzikleri jesper tarafından yazılan "subterranean" albümü çıkar. 10 parçadan oluşan "lunar strain"'in ardından 5 parça içeren "subterranean" ilk albümün kalitesini devam ettirir. daha sonra bu iki albüm "the jester race" albümünde yer alan "dead eternity" ve "dead god in me" parçasının demo versiyonu olan "inborn lifeless"'ın da eklenmesiyle 17 parça olarak ve regain records etiketiyle 2000'lerin başında "lunar strain/subterranean" adı altında tekrardan piyasaya sürülecektir.
    bu başarılı başlangıç grubun adını underground piyasada çok geniş bir şekilde duyurmasını sağlar. ardından hiç zaman kaybetmeyen in flames kimilerince hala gelmiş geçmiş en iyi göteborg tarzı death metal albümü olarak gösterilen efsanevi "the jester race" albümünü yaratır. bu albümde gruba önceden "ceremonial oath" ve "dark tranquillity" de vokalistlik yapmış anders friden katılır. mikael stanne ise dark tranquillity'ye geçer. bu albümde davullar björn gelotte bas gitarlar johan larsonn gitarlar jesper strömblad ve glenn ljungström tarafından çalınmakta vokaller de anders friden tarafından yapılmaktadır. sonradan neredeyse her şarkısı klasik haline gelecek bu albüm diğer hiç bir grupta duyulmamış şahane melodileriyle binlerce insanı büyüler. aynı zamanda bu albüm in flames'in ünlü "jester masque" maskotununda ilk kullanıldığı albümdür. 1996 çıkışlı bu albüm metal dünyasında bir devrim yaratır ve türünün yapı taşlarından biri halini alır. in flames sahip olduğu pek çok orijinal ve yeni fikri müzikseverlerle paylaşmaya başlamıştır artık. "moonshield"'in klasik olmuş akustik introsuyla başlayan albüm klip çekilen "artifacts of the black rain" karanlık atmosferiyle "dead eternity" hayalgücü dolu şarkı sözleriyle "the jester race" ve akıllara durgunluk veren duygu yoğunluğundaki solosuyla "december flower" gibi pek çok in flames klasiğini de içinde barındırır.

    Grubun bu hızlı çıkışı sonucunda o zamanlarda ufak ancak daha sonra çok büyüyecek ve dünyanın en büyük metal firmalarından biri olacak olan alman nuclear blast firması grubu kendi bünyesine katar ve "the jester race" albümünü wrong again records'dan lisanslayarak piyasaya sürer. bu albümün ardından grubun konserleri ve bu sayede de hayranları artar.

    bu arada in flames "black ash inheritance" adlı kısa bir ep yayınlayarak "goliaths disarm their davids" adlı eseri de hayranlarının beğenisine sunar. aynı zamanda kimi in flames parçalarından bölümler içeren "acoustic medley" de bu albümde yer almaktadır. bu arada in flames bir iron maiden tribute albümüne "murders in the rue morgue" ve bir metallica tribute albümüne de "eye of the beholder" ile katılır.
    tarih 1997'yi gösterdiğinde in flames ikinci büyük bombasını patlatır ve yine kendi türünün yapı taşlarından birini oluşturan muhteşem "whoracle" albümünü piyasaya sürer. bu albümün kayıtlarının hemen arkasından gitarist glenn ljungström ve bas gitarist johan larsonn 5 yıldır içinde oldukları in flames'ten ayrılırlar. in flames bu albümün albüm kitapçığında ileride "gardenian"ı kuracak niklas engelin'e ve bir sonraki albümde gruba katılacak olan bas gitarist peter iwers'e teşekkür etmektedir. bir önceki albümde olduğu gibi bu albümde de dark tranquillity'den niklas sundin lirik yazımında anders friden'e yardım etmektedir.

    Bu albüm gruba tam anlamıyla bir değişim getirmiştir. grup logosu eski death metal etkilenimli karmaşık halini terk edip gayet kolay okunabilen ve düz bir yazı tarzına dönmüştür. bu ayrıntı bile grubun yakalayacağı ticari başarı yolunda atılan bir adım olarak göze çarpmaktadır. müzikal olarak albüm bir önceki "the jester race"e göre daha oturaklı bir yapıdadır. özellikle kayıt kalitesindeki iyileşme ile bir önceki albümdeki soğuk atmosfer gitmiş yerine daha modern ancak biraz daha suni bir hava gelmiştir. neredeyse her şarkısı in flames hayranlarınca tapılırcasına sevilen bu albümde klip çekilen ve kelimelerle anlatılmaz güzellikteki "jotun" ve "food for the gods" daha önceden yazılmış ve yerel motifler taşıyan "gyroscope" benzesiz enstrumantal "dialogue with the stars" duygu yoğunluğuyla "jester script transfigured" ve konserlerin vazgeçilmez kapanış parçası "episode 666" gibi pek çok hit'in yanı sıra ticari adımlardan biri daha olarak göze çarpan depeche mode cover'ı "everything counts" da yer almaktaydı. iyileşen kayıt kalitesi gitarların son derece güzel tonu ve anders friden'ın belki de en iyi performansı ile bu albüm türünün en güzel örneklerini sergilerken bir yandan da bir önceki albümdeki saldırganlık yerini daha duygu yüklü ve orta tempo parçalara bırakmıştır. in flames'in death metal'in çiğ yönünü terk ederek daha modern bir sound'a bürüneceği kariyeri bu albüm ile şekillenmeye başlamıştır.

    Bu albüm eleştirmenlerce de göklere çıkarılır ve kimi müzik yazarlarınca in flames'in; iron maiden metallica ve judas priest gibi pek çok devle kıyaslanıp gelecekte bu gruplarla aynı düzeye geleceği konusunda iddialar ortaya atılır. grup tüm avrupa'yı ve uzak doğu'yu turlar. hayranlar ve albüm satışları hızla artmaktadır.
#10.11.2009 22:12 0 0 0
  • Dimmu Borgir Kimdir - Dimmu Borgir Resimleri - Dimmu Borgir Biyografisi - Dimmu Borgir Hakkında



    Dimmu Borgir Biyografisi ( Hayatı )


    Dimmu Borgir, 1993 yılında Shagrath, Silenoz ve Tjodalv tarafından kurulmuş bir melodik black metal grubu. Brynjard Tristan'ın basçı, Stian Aarstad'ın da klavyeci olarak katılmasıyla tam anlamıyla doğmuş olan Dimmu Borgir; Emperor, Cradle Of Filth ve Kreator kadar başarılı, kaliteli bir topluluktur.
    Agresif gitarlar, yıkıcı davullar, dinleyenin tüylerini diken diken eden yırtıcı, melodik ve operatik vokaller, ürkütücü klavye melodileri, müthiş bir ahenk. İşte Norveçli grubun müziğini böyle tanımlayabiliriz. 80'lerin black ve heavy metal etkilerini taşıyan Dimmu Borgir, Wagner ve Dvorak gibi klasik müzik bestecilerinden de etkilenmiş.
    Topluluk, piyasaya, 1994'te Necromantic Gallery Productions'dan çıkardıkları "Inn I Evighetens Morke" adlı çalışmalarıyla girdiler. Albüm büyük ilgi gördü ve birkaç haftada yüksek satış rakamlarına ulaştı. Black metal çevresinde artık adlarıduyulmuştu. Ve aynı yıl "For All Tid" isimli ilk uzun albümlerini hazırladılar. Yavaş, karamsar ve atmosferik bir kayıttı bu. Albümde Dodheimsgard'dan ldrahnand'a, Ved Buens Ende'den Vicotnik'e kadar birçok ismin yardımları vardı. Shagrath davul ve vokallerde (ve beşinci şarkıda gitarda), Silenoz gitar ve vokallerde, Tjodalv gitarda, Tristan bassta, Aarstad ise klavyede ve efektlerde şarkıları icra eden isimlerdi.
    1996'da black metal tarihinin önemli albümlerinden biri olan "Stormblast"'ı yayınladılar. Bu albüm, Dimmu Borgir'ın diğer birçok melodik black metal grubundan daha başarılı olduğunun göstergesiydi. Bugünkü tarzlarına doğru büyük bir adım attılar. Olgun şarkı sözleri, klasik müziğin güçlü etkisi ve mükemmel bir müzik. "Stormblast" ile Dimmu Borgir hızını arttırmış ama atmosfer ve melodiyi yerli yerinde tutmasını bilmiştir. Bu albümde; Shagrath lead Gitar ve vokalde, Silenoz ritim gitar ve vokalde, Tjodalv davul ve perküsyonda,Tristan bass gitarda, Aarstad ise klavye ve piyanoda karşımıza çıkıyordu.
    Topluluğun ilk iki albümünde şarkılar Norveççeydi. Daha sonra bütün dinleyicilerin anlaması ve daha geniş bir kitleye hitap edilmesi açısından sözler İngilizce olarak yazılmaya başlandı.
    "Stormblast" dan sonra 1996'da Dimmu Borgir "Devil's Path" isimli bir Mini CD yayınladı. 4 şarkıdan oluşan bu çalışmaya adını veren "Devil's Path" isimli parça, büyük beğeni toplamış, kalitesiyle dikkat çekmişti. Bu albümde bassa Tristan yerine Nagash geçti. Stian Aarstad askere gittiği için klavye işlerine katılamadı. Albüm; gitarda Shagrath, vokal ve klavyede Silenoz, davulda Tjodalv ve bassta Nagash ile kaydedildi.
    1997'de Dimmu Borgir çok başarılı bir çalışmaya daha imza attı: "Enthrone Darkness Triumphant". Black metal dünyasının en önemli 10 albümünden biri sayılabilecek olan çalışma, daha büyük bir firmadan, Nuclear Blast'tan çıkmıştı. Çünkü önceki firma dağıtımda yeterli performansı sağlayamamış, istenilen satışı gerçekleştirememişti. "Enthrone Darkness Triumphant" 150.000'den yüksek bir satış rakamına ulaştı. Dimmu Borgir artık black metalin en büyük isimlerinden biriydi. Hala sert, melodik ve agresif. Bu arada albümdeki "Tormentor Of Christian Souls" parçasının sözlerinin neden CD kitapçığında olmadığı merak konusu olmuştu. Bunun nedeni, Nuclear Blast'ın, sorun çıkmasından çekinerek şarkının sözlerini basma sorumluluğunu üzerine alamamış olmasıydı. Dimmu Borgir çalışmaları arasında önemli bir yeri olan bu albümde; Shagrath gitar ve vokallerde, Silenoz gitarda, Tjodalv davulda, Nagash bassta, Aarstad klavye ve piyanoda çalışmıştı.
    "Enthrone Darkness Triumphant" kayıt edildikten sonra, Shagrath'ın canlı performanslardaki vokal ve sahne etkinliğinin artmasını sağlamak amacıyla gruba sezonluk olarak Astennu dahil edildi. Gitarlarda etkin olan bu isim, daha sonra grubun daimi üyesi olacaktı.
    Dimmu Borgir,"Enthrone Darkness Triumphant" turundan sonra bi küçük tur daha yaptı ve bu program esnasında Tjodalv ailesiyle ve yeni doğan çocuğuyla daha fazla zaman geçirebilmek için birkaç aylığına gruptan ayrılmak durumunda kaldı. Onun yerine Auro Noir'den Aggressor sezonluk davulcu olarak alındı. Bu isim, şarkılara çok çabuk adapte oldu. "Enthrone Darkness Triumphant" turu sırasında bazı konserlerde sorun çıkaran Aarstad kendini kapının önünde bulmuştu. Onun yerine; Therion ve Ancient ile de çalışmış olan Kimberly Goss geldi. Ancak sezonluk bi klavyeci olduğundan gruptan kendi isteğiyle ayrıldı. Bu kez de Mustis adlı genç bi müzisyen katılmıştı gruba. İlk konseri de Dynamo Open Air 1998 festivalinde olmuştu.
    Mustis önceden herhangi bi grupta çalmamış olmasına karşı Dimmu Borgir'a önemli katkılar sağlamayı başardı. "Spiritual Black Dimensions" albümünde de ağırlığı ciddi şekilde hissedilmektedir. Şarkıların % 60'ı klavye üzerinde bestelenmişti.
    1998'de Nuclear Blast etiketiyle "For All Tid" albümü, bazı eklentilerle tekrar yayınlandı. "Inn I Evighetens Morke" albümünden de 2 parça, bu çalışmada yer almıştı. Aynı yıl Dimmu Borgir bi Mini CD daha çıkardı. 2 yeni, 2 eski, 1 cover ve 3 canlı performanstan oluşan Nuclear Blast etiketli bu albümün adı "Godless Savage Garden" idi. Norveç'in Grammy'si olarak kabul edilebilecek olan "Spellemannsprisen"de bu çalışma için oldukça iyi bir değerlendirme yapılmıştı. Ancak The Kovenant ve Mundanus Imperium'un albümleriyle birlikte aday gösterilen "Godless Savage Garden", ödülü Kovenant'ın "Nexus Polaris"'ine kaptırdı.
    Hayranlarının sabırsızlıkla beklediği "Spiritual Black Dimensions" albümü, adı pek fazla duyulmamış olan Abyss Sütüdyoları'nda kaydedildi. Dimmu Borgir, göze çarpan, büyüleyici bir albüme imza atmıştı. Ve Phantasmagoria ilk kez Dynamo 1998'de çalındı. Bir diğer şarkı da "Beauty In DarknessVol. 3" derlemesindeki "The Insight And The Catharsis" idi. Bu da albüm piyasaya sürülmeden ortaya çıkmıştı. 1 Mart 1999 tarihinde beğeniye sunulan "Spiritual Black Dimensions" albümü, büyük yankı uyandırdı. Dimmu Borgir'ın karanlık krallığının tahtının tek sahibi olduğu bir kez daha kanıtlanıyordu.
    Bir kesim, Dimmu Borgir'ın müziğinin nereye gittiğini tam kestirememiştir. Ancak krallar, tarihlerindeki en iyi albümü yapmışlardı. Nagash, The Kovenant'a tam anlamıyla konsantre olabilmek için gruptan ayrıldı ve yerine Simen Hestnaes geldi. Operatik vokalleriyle gruba yeni şeyler katan Simen, bir süre sonra grubun değişilmez elemanı olacaktır. Piyasada fırtına gibi esen, Dimmu Borgir'a altın çağını yaşatan "Spiritual Black Dimensions"; vokalde Shagrath, gitarda Erkekjetter Silenoz, lead gitarda Astennu, davul ve perküsyonda Tjodalv, bassta Nagash, klavye ve piyanoda Mustis kadrosuyla oluşturulmuştu.
    "Spiritual Black Dimensions" albümü yayınlandıktan bir ay sonra "Old Man's Child"la bi albüm daha yaptılar. "Sons of Satan Gather for Attack" adlı çalışmadan sonra, aynı ay içinde, Astennu'nun yan projesi olan "Carpe Tenebrum, Mirrored Hate Painting" albümünü yayınladılar. Burada Nagash ın vokalleri yer aldı. Müzik, Dimmu Borgir müziğine çok yakın olmakla beraber biraz daha hızlıydı.
    1999 başlarındaki New Jersey ve Montreal konserlerinden sonra; Tjodalv, gruptan ayrılmasının herkes için en iyisi olacağı görüşünü belirtti. Nedenleri müzikal açıdaki değişikliği ve bakması gereken bir ailesi olmasıydı. Onun yerine kimin geleceği belliydi; Cradle Of Filth'in eski davulcusu Nick Barker. Nick, henüz Borknagar'la olan Kuzey Amerikadaki "Kings Of Terror" turunu tamamlamıştı.
    Dimmu Borgir 2000 yılının Mart ayında yeni albüm kayıtları için Abyss sütüdyosuna girmeyi planlıyordu ama bu gerçekleşmedi. Çünkü yeni materyali tamamlamak için zamana ihtiyaçları vardı. Finansal problemler söz konusuydu, Nick hala İngiltere'de yaşıyordu ve her istediğinde Norveç'e gelmesi mümkün değildi. Kişisel sorunlar yüzünden Astennu gruptan atıldı ve yerine Norveç black metal müziğinin önemli gitaristlerinden Galder geldi. Bu değişikliklerden bir süre sonra aynı yılın sonbaharında İsveç'teki Fredman Stüdyosu'na girdiler. (At The Gates, In Flames, Dark Tranquillity gibi topluluklar burada kayıt yapmıştır.) Ve yine oldukça kaliteli bir işle dinleyenlerinin karşısına çıktılar: "Puritanical Euphoric Misanthropia". Ürkütücü atmosferiyle hayranlarını kendilerinden geçiren bu albüm, büyük bir kesime göre Dimmu Borgir'ın o güne kadarki en iyi albüm çalışmasıydı. Şarkı yazma işi en yüksek noktaya ulaşmıştı artık. "Blessings Upon The Throne Of Tyranny", "Kings Of The Carnival Creation", "The Mealstrom Mephisto" ve "Architecture Of A Genocidal Nature" parçaları bu açıdan özellikle dikkat çeken çalışmalardı.
    Bazı parçaları Göteborg senfoni orkestrasıyla kaydetmişlerdi. Sonuç; mükemmel gitar işleri ve dinamik klavyeler... Nick Barker, şarkılarda patlamalar yaratmış, basta mükemmeliğe ulaşan Hestnaes çok iyi geri vokal icra etmiş, Shagrath' ın korkutucu vokalleri, Dimmu Borgir müziğini zirveye çıkarmıştır.
    Grup, Mart 2001'de yollara düştü ve yüzbinlerce hayranına müthiş gösteriler sundu. 2001 sonbaharında 11 Eylül saldırısı nedeniyle turlarını yarıda kestiler. 26 Ekim 2001 de Alive in Torment adlı canlı performans albümlerini çıkardılar. Çalışmanın içeriğini şu parçalar oluşturdu; "Tormentor of Christian Souls", "The Blazing Monoliths of Defiance", "The Insight and the Catharsis" ve "Puritania and The Maelstrom Mephisto...
#10.11.2009 22:25 0 0 0
  • KonuLar BirLe$tiriLdi...
#13.11.2009 11:12 0 0 0