Alkol hem sağlıklıdır hem de sağlıksız!
Alkol karaciğere zarar verir, göğüs kanseri başta olmak üzere birçok kanser çeşidini tetikler. Ama ölçülü içildiği zaman kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucudur!..
Alkolle ilgili kendinize sormanız gereken en zor soru elinizde tuttuğunuz martiniyi "Karıştırsam mı yoksa sallasam mı?" değil, "Bu içki sağlıklı mı yoksa bana zarar mı verecek?" olmalı... Alkolle ilgili haberleri takip ediyorsanız, kafanızın karışması gayet normal. Bir araştırma alkolün kimi bünyelere iyi geldiğini, başka bir araştırma çok zararlı olduğunu söyler. Bu, tamamen yapılan araştırmanın alkole nereden baktığı ile ilgilidir.
Göğüs kanseri riski var
Mesela alkol karaciğere zarar verir ve göğüs kanseri başta olmak üzere birçok kanser çeşidinin oluşmasını tetikler ama aynı zamanda damarlarınıza da faydalıdır. İşte bu yüzden her zaman alkolle ilgili bir pazarlık söz konusudur... Yine de, eğer bir kadınsanız, alkolün göğüs kanserini tetikleme ihtimali konusunda daha meraklı davranıyorsunuzdur. Günlük alacağınız iki bardak alkollü içki; göğüs kanserine yakalanma riskinizi yüzde 32 gibi korkutucu bir boyutta arttırıyor. Günde üç bardak içerseniz bu oran yüzde 50'ye çıkıyor! Fakat alkolün sağlıklı bir tarafı da var... Ölçülü bir şekilde tüketilen alkol, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranınızı yüzde 25 ile yüzde 40 oranında azaltıyor. Bunun sebebi bir kadeh Bordeaux şarabının, bir bardak biranın veya herhangi bir alkollü içkinin içerdiği etanol maddesi... Etanol, iyi kolesterolünüzü yükselterek kanın pıhtılaşmasını yavaşlatır. Aynı zamanda, hastalıklarda 'anti- inflamatuar' etkisi yaratır.
180 şişe şarap gerekir!
Kırmızı şarap, iltihaplarla ve damarlarınızın iç duvarlarını mahveden bazı serbest radikallerle savaşabilen bir takım özel antioksidanlar içerir. Fakat fare deneyleri gösteriyor ki; şarabın damarlarınıza bu gibi faydalarının dokunması için bir günde yaklaşık 180 şişe şarap içmeniz gerekir! Unutmayın; sağlıklı damarlar demek daha az kalp krizi, daha az inme, daha az kırışıklık ve özellikle erkekler için çok daha iyi bir seks hayatı demektir. Peki, şimdi o Kalecik Karası şarabı içseniz mi, içmeseniz mi? Buna bir gün inşallah yaptıracağınız basit bir genetik test cevap verecek...
Riske girmeden içki içmek isteyen ölçüyü kaçırmasın
Erkek-kadın farkı: Limitinizi belirleyin ve bu limite sadık kalın. Kadınlar için günde 1-1.5 bardak alkollü içecek, erkekler için de 1-2 bardak alkol limittir. Erkekler kadınlara oranla bir parça daha fazla alkol tüketebilirler çünkü onlar; mide çeperlerinde alkolü emebilen değişik bir enzime sahiptir. Erkekler genelde iki bardak içki içtikleri zaman sadece bir tanesi vücut tarafından emilir.
Dengeleyin: Eğer kadınsanız, tartın ve dengeleyin... Bazı doktorlar menopoz öncesi devresinde olan, ailesinde göğüs kanseri görülen veya hamile kalmayı planlayan kadınların kesinlikle içki içmemesi gerektiğini söyler. (Hamile kaldıktan sonra zaten kesinlikle içmemeliler) Öte yandan, kalp hastalıkları (Sanıldığı gibi göğüs kanseri değil) kesinlikle hâlâ kadınların bir numaralı ölüm nedenidir. Bu işin anahtarı ise dengedir. Mesela göğüs kanserine yakalanmak için ortalama bir risk taşıyorsunuz fakat kalp hastalıkları riskiniz daha fazla... O zaman günde 1 bardak alkol tüketmeniz, alkolün faydalarından yararlanmak anlamına gelir.
Hiç Başlamayın: Zaten ağzına içki koymayanlardansanız, hiç başlamayın. Özellikle ailenizden birinde içki ve uyuşturucu bağımlılığı geçmişi varsa! Alkolün zararları; bağımlılıktan kalp hastalıklarına, karaciğer problemlerinden trafik kazalarına kadar geniş bir alana yayılır. Emin olun kalp ve damar hastalıklarından, kırışıklardan, hafıza kaybından ve ereksiyon probleminden kurtulmak için çok daha değişik yöntemler var ve ben bu yöntemlere 'üç büyükler' diyorum: Aktif olun, kilonuzu koruyun ve akıllı beslenin. Doymuş yağlardan, şekerden, tam tahıl içermeyen her türlü ekmekten kaçının!
Küçük düşünün: Son zamanlarda patates kızartmaları ve giysilerden çok daha fazla şeyin boyutu büyüdü. Bardaklar daha iri tasarlanmaya başladı... Ama bardakları ne kadar büyürse büyüsün siz verilen resmi miktarlarda kalın. İşte size içkilerdeki alkol miktarları: Bir kadeh şarap 140 ml., bir bira 350 ml., bir bardak kokteyl 45 ml.
Abartmayın: Günde bir bardak alkol, cumartesi gecesi 7 bardak alkole eş değerde değildir. Günlük hakkınızı biriktirip bir gecede tüketme fikrini aklınızdan çıkarın! Çünkü; alkol zehirli bir madde haline dönüşür ve bağışıklık sisteminizi yaşlandırarak kalbinizi yorar.
Kafeinsiz kahve bağımlısı mısınız?
Çarpıntı yapmayacak ve uykunuzu kaçırmayacak diye özellikle seçtiğiniz kafeinsiz kahvenizin içinde bile bir miktar kafein olduğunu biliyor musunuz?..
Bu sabah biraz huysuz musunuz? Bu sinirinizin sebebi geç kaldığınız bir toplantı değilse, kesinlikle kafeinsiz kahvenizi içmeye vakit bulamamanızla alakası var! Evet, kafeinsiz... Yaklaşık iki büyük fincan kafeinsiz kahve bile 21 miligram kadar kafein içerebilir. Bu sizin ayık kalmanıza yetecek bir miktardır. (Ortağım Dr. Mike bu olayı biraz abartıp günde ortalama 8 fincan kahve içer!)
Kafeine hassas bünyesi olanların bilecekleri gibi; çok az sayıda markanın kafeinsiz diye sattığı ürünler gerçekten yüzde yüz kafeinsizdir. Pek çok kafeinsiz kahvenin, bir fincanında 7 miligram kafein bulunur.
Hatta kafeinsiz espresso çeşitlerinde bu rakam 16 miligrama kadar çıkabilir. Bu miktarlar, normal bir kahve ile alınan 90 ila 135 miligram kafeinin ya da bir fincan espressonun içerdiği 40-50 miligram kafeinin yanında son derece düşük kalır. Ama kafein o kadar kuvvetli bir uyarıcıdır ki; ufak miktarları bile birçok insanı yerinden hoplatabilir.
Bir fincanda 7 Ml.
Kafein ne çok iyidir ne çok kötü... Eğer normalin dışında bir nabza sahipseniz, migren ağrıları çekiyorsanız, kahve sonrası mide ağrılarından şikayetçiyseniz, çarpıntı ya da uykusuzluk gibi problemleriniz varsa kafein tüketimi bunları daha da arttıracaktır. (Dr. Mike ise tam tersi kafeinin bunlara iyi geldiğini söylüyor!)
Fakat bağımlılık yaratma gücü yüzünden eğer bünyenizi günde beş fincan kahveye (kafeinsiz bile olsa) alıştırırsanız, bu miktarı azaltmanız bile birkaç gününüzü uykulu, baş ağrılı ve mide bulantılarıyla dolu geçirtebilir.
İyi yanlarını saymak gerekirse; kahve tüketmek ileri yaşlarda Alzheimer ve Parkinson hastalıklarına yakalanma riskinizi yüzde 25 ila 45 arası, karaciğer kanseri riskini de yüzde 40 oranında düşürür. O yüzden sizi başka bir şekilde rahatsız etmiyorsa, 'Sabah evden kafeinsiz kahvenizi almadan çıkmayın' derim... Seçim size kalmış...