Kurtuluş Savaşı'ndaki "Çılgın Türkler"in birbirlerinden farkı yok. Ancak; anamız, avradımız, bacımız ve de yârimiz olan kadınların o akıl almaz, o çılgınca fedakârlıkları olmasaydı, bu savaş nasıl kazanılırdı? Bu, günümüzde bile kimsenin kolayca cevaplayamayacağı bir soru.
Savaş galipleri arasında çıkar çatışması başlamış, geleceğe dönük planlar müttefikleri yol ayrımına getirmişti. Çukurova, Antep, Urfa ve Maraş'ta "Çılgın Türkler"den umulmayan bir direniş gören Fransa, Ankara hükümeti ile anlaşma yolları aramaya girmiş, Fransız temsilcisi Franklin Bouillon, Ankara yollarına düşmüştü. O günlerde, Türk ordusunun silah ve cephane ihtiyacı İnebolu üzerinden karşılanıyordu. Özellikle İstanbul'da, işgal güçlerinin denetimindeki depolardan çeşitli yollarla kaçırılan silahlar ve cephaneler, küçüklü büyüklü teknelerle İnebolu'ya getiriliyor, buradan da "İstiklal Yolu" üzerinden cepheye götürülüyordu. Hangi araçla mı? Kağnılarla tabii. Başka araç yoktu ki!
"... Genç adam 'uğurlar olsun anam' diye seslendi. Kolbaşı 'Sağ ol oğul' dedi, elindeki sopayla öküzleri dürttü. Kağnılar, tekerlekleri inleyerek kımıldayıp yürüdüler. Kağnıcıların hepsi kadındı. Yalnız üçüncü kağnıyı 12 yaşında bir erkek çocuğu götürüyordu. Kadınlardan biri hamileydi. Yedinci kağnının yanında yürüyen sırım gibi genç kadının ayakları çıplaktı. Bazı kadınlar, bebelerini torbalayıp sırtlarına bağlamışlardı. Konvoyu uğurlayan genç subaylardan birisi 'Ne mübarek kadınlar bunlar' dedi." Öyleydiler...
Kurtuluş savaşında rol oynayan bu kadınlarımızı hiç bir zaman unutmayacağız.
Unutulur mu puslucuğum şerife bacılarımız hiç bu bayrak onlar sayesinde göklerde dalgalanıyor. Ayrıca Kastamonu'nun bir ilçesi olan bu İNEBOLU ilçesi Türkiyedeki tek istiklal madalyasına sahip tek ilçedir.
evet ne mübarek ne mükemmel kadinlardi Allah hepisinden razi olur Insaallah.Bir daha savas ile karsi karsiya gelmeyiz Insaallah ,sayet öyle birsey olacak olursa Vatanimi Milletimi savunmak icin herzaman elimden geleni yapmaya hazirim.