Ne yazık ki, erkeklerin çoğunun, daha elli yaşına gelmeden saçları dökülmeye başlar. Bir erkeğin babası, amcası, dayısı veya dedesinin saçları dökülmüşse, kendisinin bu aile geleneğinin (esasında genetik kodlamanın) dışında kalması pek olası değildir. İnsanoğlu, çok eskiden beri, saç dökülmesine çare arıyor. Birçok araştırma ve özellikle gen mühendisliği ciddi ümitler vaat ediyor ama erkeklerin çoğu, hala saçlarının yasını tutmaya devam ediyorlar. Son ümidimiz, soya fasulyesi sindirilirken açığa çıkan, 'equol' adlı bir madde. Equol, prostat kanserine ve saç dökülmesine karşı şaşırtıcı sonuçlar sergiliyor. Mutlu sona yaklaştık mı acaba? Galiba biraz daha beklememiz lazım ama yine de haberler iyi! Equol maddesi, Cincinatti Çocuk Hastalıkları Merkezinden Dr. Kenneth Setchell tarafından 20 yıl önce keşfedilmişti. Tıp her ne kadar hızlı ilerliyorsa da, deneyler ve araştırmalar yine de zaman alıyor.
EQUAL'İN FAYDALARI
* Erkeklerin saçları neden dökülür? Erkeklerdeki saç dökülmesine, 'Androgenik alopesi' adı verilir. Bu sorunun tek nedeni, erkeklik hormonu olan testesteron'un, bütün erkeklerde, yüzde 10 oranında dihidrotestesterona (DHT) dönmesidir. Yani saçın dökülmesine neden olan, doğrudan doğruya erkeklik hormonu testesteron değil onun dihidrotestesterona (DHT) dönüşmüş şeklidir. DHT'nin görevi, anne karnındaki erkek bebeğin cinsel organının gelişmesini sağlamaktır. Ayrıca kadınlarda da az miktarda bulunur ve kadında cinsel isteği arttırır. Gelgelelim, diğer sonuçları iç açıcı değildir. Çünkü DHT bir yandan saç dökülmesine neden olurken, öte yandan prostat büyümesinden ve prostat kanserlerinden de sorumludur. İnsanlar her şeyde teselli ararlar. Kel kalan erkeklerin de, erkeklik hormonu güçlü olduğu için, saçlarının döküldüğünü söyleyenler olur. Kulağa hoş gelebilir ama bunun gerçekle bir ilişkisi yoktur.
* Soya çok yönlü bir çözüm olabilir: Yakın bir zamana kadar kelliğin en etkili tedavisi, erkek vücudundaki testesteron hormonunun DHT'ye dönüşümünü engelleyen bazı ünlü ilaçlardı. Ancak bunların bazı yan etkileri olabiliyordu. Soya fasulyesinden elde edilen 'equol' ise bu sorunları ortadan kaldırıyor. Çünkü vücutta DHT oluşumunu engellemiyor, sadece onu etkisizleştiriyor. Yani DHT oluşuyor, hormonal döngü normal seyrinde devam ediyor, ancak soya fasulyesinin sindirimi sırasında oluşan equol maddesi, DHT fazlasını bloke ederek, işlevsiz hale getiriyor. Bu çok önemli bir buluş. Böylece yalnız kelliğin değil prostat kanserlerinin de önlenmesi mümkün olabilir.
* Yan etkilere veda! Gerek kellik, gerek prostat kanseri için uygulanan en etkili tedaviler, genellikle vücuttaki testesteron hormonunu ve onun DHT'ye dönüşümünü azaltmaya dayanır. Ama bu ilaçları alan erkekler, testesteron seviyeleri aşağı çekilince bitkin düşerler ve iktidarsızlık tehditi ile baş etmeye çalışırlar. Bu nedenle Equol'un androjenleri yani erkeklik hormonlarının yararlı etkilerini önlemeden, zararlarını yok etmesi çok etkileyici bir olasılık.
BAKLAGİL TÜKETİN
* Daha fazla soya yiyin ve yeşil çay için: İlginç olan başka bir konu, soyanın sindirimi sırasında herkesin equol üretememesi. Equol üretimi yapabilen insanların oranı, ortalama yüzde 30-50 arasında. Araştırmalar soya ürünlerini ve yeşil çayı daha sık tüketenlerin daha rahat equol üretebildiğini gösteriyor. Japonya'da prostat kanserleri, şişmanlık, kellik gibi sorunlar batı ülkelerine ve Orta Doğu'ya oranla yüzde 45 oranında daha düşük. Bu imtiyazın altında yatan neden soya tüketimi olabilir.
* Equol kaynağı olan gıdalar: Equol maddesi, soya fasulyesi ve soya ürünlerinin (soya unu, kıyması, soya sütü, tofu, soya filizi vs.) yanı sıra, diğer kuru baklagiller (nohut, mercimek, kuru fasulye) ve koyu yeşil yapraklı sebzelerde (ıspanak, marul, pazı, semizotu) bulunuyor.