sözüm sanadır
sözüm sanadır koca dağ
eğileceksin önümde bir gün
o yenilmez duruşun toprağı öperken
titreyeceksin korkudan düşmeden önce
atacak çığlık bile bulamayacaksın
ben tek tek her taşını sökerken
sözüm sanadır kara bulut
kuruyacaksın önümde bir gün
tek bir damlanı atamadan üstüme
gıkın bile çıkmadan önce
bembeyaz kalacaksın
ben her damlanı çalarken
sözüm sanadır ulu çınar
kopacaksın liğme liğme bir gün
her bir dalın düşerken
acıyla bakacaksın yüzüme af dileyerek
teselli senden uzak olacak
ben yıkılışını zevkle seyrederken
sözüm sanadır sıcak güneş
buz gibi kalacaksın ateşinin içinde bir gün
parlayacak zaman bile bulamazken
yalnız kalacaksın, tek başına
sen bile inanmayacaksın kendine
ben söndürürken kalıntı ateşlerini
sözüm sanadır mavi deniz
geldiğin yere döneceksin bir gün
kimsenin umursamadığı yere giderken
arkana bile bakamayacaksın
kayıp diyecekler senin rengine
ben saklarken hatıra bir parça kendime
sözüm sanadır boş bardak
şimdiden o kadar zavallısın ki
kaybedecek hiçbir şeyin yokken
boşuna bekleyeceksin boşluğun dolmasını
suya bile razı olacaksın
ben başka bardaklardan içerken
sözüm sanadır ey okuyan
hızlıca geçtin ya bu satırları okunduğu bugün
dönecek yolu bulamayacaksın
çevirirken sayfayı bir kere daha
hayatını çevirdiğini hiç göremeyeceksin
ben sana kıs kıs gülerken.