Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı
Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
Oysa kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen
gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,
Bir yanı çılgın dağ doruğu.
Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu?
Bir yanım çılgın nar ağacı
Bir yanım buz sarayı.
Murathan Mungan
En fazla sensiz gibi en az sensizlik kadar bu ömrüm
Küf kokuyor caddeler virajlarında boğuluyorum.
Ağıtlar kendi kendini yakıyor!
Kırılıp dökülüyorum yavaş yavaş
Toplama!
Parmağımı basıyorum acımın en kanayan yerine
Öfkem alnının ortasından vuruyor hayatı
Avuçlarımdan düşüyor yüreğin...
Şimdi sen mi kanıyorsun ben mi
Ey Hayat !
Oluk oluk kanatsan da ömrümü
Varlığın burnumda ince bir sızıdan ibaret..
"Ey hüznümün noktalı bir-gülü!
Sesim ol.Yüreğimin kavi duraklarında.
Yankılansın her anışımda yüreğimin boşluğunda ismin
Ey hüznümün bir-gülü!!
Sana dua dua biriktim de öylece bekledim.
Şimdi yüreğimin kavi parmaklı zindanlarında hercailerin açmasını bekliyorum.
Ya gelip bahardır dersin.
Ya da hazandır deyip gidişlerde kalırsın.
...."
Rabbim, acıya razıyım; ama gözyaşım bende kalsın.
Razıyım yoklukta var olayım.
Yitirdikçe bulayım.
Öldükçe doğayım.
Canım çekildikçe aradan saf aşktan ibaret kalayım.
Rabbim, çıkar aradan takılıp kaldığım tenimi,
Kaldır aradan saf aşkla aramdaki perdeleri"
Kalemin ve kâğıdın kaldıramayacağı, harflerin ve imlânın taşıyamayacağı
bir dert var içimde. Çilenin ifadesine kalksam, mübalâğa ölü doğar
dudağımdan. Kelimeler tefritte çoğalırken ifratta can verir bütün
mânâlar. Ancak yine de yazının bedenine ihtiyacım var. Ruh, kara
mürekkebin ucunda şimdi..