Kalp hastalıkları erken yapılan genetik testlerle tespit edilip engellenebiliyor

Son güncelleme: 11.06.2023 12:26
  • noimage

    Kalıtsal bir hastalık olan hiperlipidemi (kanda yüksek yağlanma) toplum genelinde yüzde 1-2 gibi yüksek bir oranda görülüyor. Bu hastalık erişkin dönemde kalp hastalıkları için risk oluşturuyor. Prof. Dr. Adnan Yüksel, çocuklukta yapılacak genetik testlerle hastalığın tespit edilip tedbir alınabileceğini belirtiyor.

    Günümüzde birçok hastalık bebek doğar doğmaz yapılan genetik testlerle tespit edilebiliyor. Yeni doğan döneminde hastanelerde yaygın olarak fenilketonüri (zeka geriliği) ve hipotroidi (yüksek tiroid) testi yapılıyor. Toplum genelinde binde 2 oranında görülen bu hastalıklar için test yapılırken yüzde 1-2 gibi yüksek oranda rastlanan hiperlipidemi (kanda yüksek yağlanma) hastalığı için hiçbir test yapılmıyor. Hatta bu hastalık insanlar arasında çok bilinmiyor. Ancak 50li yaşlardan sonra kalp ve damar hastalıkları baş gösterdiği zaman hastalığın varlığı anlaşılıyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Adnan Yüksel, son yıllarda kalp krizi geçirme yaşının 35e kadar düştüğüne dikkat çekiyor. Yüksel, 2 yaş civarında yapılacak genetik testlerle hiperlipideminin tespit edilip, koruyucu hekimlik yöntemleriyle ilerleyen yaşlarda kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinin azaltılabileceğini vurguluyor. Hiperlipideminin erişkin dönemde kalp hastalıkları için yüksek risk faktörü oluşturduğunu vurgulayan Yüksel, Kanda yağlanma çocukluk çağında başlıyor. Bunların bir kısmı genetik, bir kısmı beslenme koşullarıyla alakalı. Erken dönemde hastalığı tespit edip insanları uyarabilirsek herhalde görevimizi yapmış sayılırız. 2 yaşında tanıdığın bir hastanın tedavisi ile 30-40 yaşında tanıdığın hastanın tedavisi farklı olacaktır. Tedavi için çok erkenden tespit etmek önemli. Erişkin döneminde gelecek bazı genetik hastalıkları yeni doğan döneminde tanıyoruz, ama söylemiyoruz. Etik sorunu var bunun. Ancak hiperlipidemi öyle değil. Hayat tarzına ve beslenme düzenine dikkat etmezse 50 yaşında enfarktüs geçirecek. Dikkat ederse olmayacak. Bunu söylemek koruyucu hekimliktir. diyor.

    Kanda yağlanma oranı, 12 saatlik bir açlık süreci sonucunda, kanda lipitler denilen kolesterol, trigliserid ve lipoproteinlerin düzeyi ölçülerek tespit ediliyor. Hastalığın belirtileri bazen erişkin döneminde ortaya çıkabiliyor. Derinin eklem yerlerinde, derinin içinde, göz kapaklarında, gözün kornea çevresinde ksantomlar denen yağ toplanması oluşuyor. Erken yaşta yapılacak testlerde hastalık ortaya çıkarsa beslenme düzeni ayarlanarak gerekli tedbirler alınabiliyor. Türkiyede beslenme alışkanlıklarının çok iyi olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Adnan Yüksel Bilinçsizce tüketen bazı insanlar şişmanladıktan sonra, kalbinde ve göğsünde ağrılar başlayınca tedbir almaya çalışıyor. Aslında bunlar hep çocukluk çağında kendini gösteriyor. 2 yaşında muhakkak her çocukta test yapılmalı. Çünkü kombine hiperlipidemi yüzde 50 oranında anne babadan çocuğuna geçiyor. Kalıtsal bir hastalık. Tespit ettiğimiz zaman hemen diyete başlatıyoruz. Bu hastalık için aşırı kilolu olmak şart değil. Şişman olmayanlar da risk altında olabilir; ama şişmanlara ve ailesinde şişman kişiler bulunanlara özellikle test yapılmalı. diye konuşuyor.

    Tedavi diyetle mümkün

    Hiperlipidemi tespit edilen kişilere iki ayrı diyet tedavisi öneriliyor. 1. basamak diyette, günlük enerjinin yağlardan alınan kısmının yüzde 30u geçmemesi gerekiyor. Bu yüzden doymuş yağlardan (hayvani kaynaklı yağlar) ve kızartılmış yağlardan kaçınmak lazım. Fast food türü beslenme ayda en fazla bir kere olabilir. Karbonhidratların ve lifli gıdaların (sebzeler, meyveler, tahıllar, kurubaklagiller) tüketimi artırılmalı. Stresten uzak durulmalı. Özellikle çocukların sınav dönemlerinde yaşadığı stresi en aza indirmek için aileler özen göstermeli. Çocukların günde en az 1 saat yürümesi veya spor yapması gerekir. Merdiven çıkıp inmesi, bahçede koşması ve oynaması da spor sayılır. Yeter ki akşama kadar bilgisayar başında oturmasın. Çocuklar sabah kahvaltısında istediğini yiyebilir; ama yumurtayı ve tereyağını haftada 5 kereden fazla almamaları lazım. Hastalandıkları zaman antibiyotikleri çok az kullanmak gerekir. Ateşlendiği zaman zorda kalınmadığı sürece ilaç vermemek lazım; çünkü enfeksiyonların yüzde 70i virüslerden kaynaklanır ve antibiyotiklerin bir faydası olmaz. Vücut mikropları kendi kendine yenmeli. 2. basamak diyet düzenini, beslenme uzmanı ile çocuk doktoru karşılıklı konuşarak her hasta için özel ayarlıyor. Yağlardan alınan günlük enerji yüzde 20ye, günlük doymamış yağ oranı yüzde 7ye indiriliyor.
#09.12.2005 11:27 2 0 0
  • Tşkler ellerine Sağlık
#09.12.2005 11:38 0 0 0
  • bilgilerin için teşekkürler arkadaşım eline sağlık
#09.12.2005 20:20 0 0 0
  • Bilgilerin için sağol.
#09.12.2005 23:51 0 0 0
  • ellerinize sağlık
#23.12.2005 06:26 0 0 0
  • EMEKLERİNE SAĞLIK PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜRLER
    HERKESE SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM
    :cubuk:
#28.12.2005 06:01 0 0 0
  • paylaşımın için teşekkürler
#28.12.2005 10:53 0 0 0
  • verdiğin bilgiler için sağol.
#28.12.2005 11:22 0 0 0
  • Ellerine,yüreğine sağlık.
#08.01.2006 23:54 0 0 0
  • faydalı bilgileriniz için teşekkürler
#09.01.2006 13:26 0 0 0
  • ellerine sağilık
#09.01.2006 13:47 0 0 0
  • paylaşım için teşekkürler


#10.01.2006 21:43 0 0 0
  • Paylaşım için Teşekkürler Ellerine Emeğine Sağlık
#24.11.2022 17:02 0 0 0
  • Emeğinize Sağlık
#11.06.2023 12:26 0 0 0