Umutsuzdum, yorulmuştum;
Bir ömür boyu aşkı arayıp durmaktan.
Girdiğim her sokakta, çaldığım her kapıda
Çıktı hep karşıma yalnızlık..
Gönlümün gökyüzünde her daim gece,
Mutlak karanlık..
Gecemde yıldızlarım var, gecemde Ay'ım;
Hepsi birer elmas parçası gibi, ışıl ışıl.
Ama bir o kadar da uzak, bir o kadar da soğuk
Hiçbiri Güneş'im değil ki;
Karanlık kalbimi aydınlatsın, ısıtsın;
Kanımı kaynatsın,
Damarlarımda akıtsın, oluk oluk..
İşte ben böyle bezgin,
Böyle yorgun, böyle umutsuz.
Kendimi kandırırcasına taktığım
Güler yüzlü maske ardında,
Ölesiye mutsuz..
İşte ben böyle bir damla Güneş ışığına hasret,
Öylesine üşüyorken gönlümün gecelerinin ayazında.
Sen indin gökyüzünden Melek;
Ummadığım bir mekânda, ummadığım bir zamanda..
Güneş doğdu gözlerinden karanlık yüreğime;
İlk defa..
Belki de hayatımda son defa..
Şimdi sana Melek;
Tut ellerimi sımsıkı desem; tutmazsın ki..
Bak gözlerime, yak kalbimi desem;
Bakmazsın ki
Ya sarıl boynuma desem;
Hayatımda ilk defa kendimi güvende hissetsem,
Sarılmazsın ki
Beni sev desem;
Senin gibi bir güzellik
Beni sevemez ki, Değil mi?
Bir gülüşünle hayat bulan,
Hüznünle dünyası kararan
Ben..
UZAKTAN SEVDİM SENİ,
ULAŞILMAZ ZİRVELERDEKİ BİR KARDELENİ
KOKLAMANIN İMKÂNSIZLIĞINDA...