Deniz balıklarının bazıları su yüzeyine yakın yaşarlar ve bunlara yüzey balığı denir. Örneğin ringa, sardalye, hamsi, orkinos ve uskumru yüzey balıklarıdır. Deniz dibine yakın ve dipte yaşayan balıklara da dip balığı adı verilir. Dip balıklarına örnek olarak morina, mezgit, berlam ve bütün yassıbalıklar verilebilir.
kurşun: Anemiye, kan basıncında artışa, böbrek, beyin ve erkeklerde üreme fonksiyonlarında hasara, kadınlarda düşüklere, çocuklarda öğrenme ve davranış bozukluklarına sebep olur.
kadminyum: İshal, karın ağrıları ve ciddi kusma, kemik kırılması, üreme bozuklukları, bağışıklık sistemi hasarı, psikolojik bozukluklar, merkezi sinir sistemi hasarı yapar.
cıva: Sinir sistemi bozukluklarına sebep olur. Beyin fonksiyonlarına zarar verir. DNA ve kromozomlara zarar verir. Alerjik reaksiyonlara, deri isiliklerine, yorgunluğa ve baş ağrısına yol açar. Spermlere zarar verir. Sakat doğumlara ve düşüklere sebep olur.
Yüzey balıkları: Hamsi, istavrit, uskumru, palamut.
Bütün çöplerin, zehirli atık suların nihayet bulduğu denizlerin artık bu kirliliği kaldıramayacak hale gelmesi, içinde yaşayan canlılarla birlikte insanlara da zarar vermeye başladı. Deniz dibine çöken en tehlikeli maddeler, buralarda yaşayan balıklarla birlikte insan vücuduna taşınıyor.
Dip balıklarını sık tüketen kişilerin vücudunda uzun vadede kurşun, kadmiyum, cıva gibi tehlikeli ağır metallerin birikimi sonucu karın ağrıları, sinir sistemi bozuklukları, böbrek hasarı, kemik erimesi, çocuklarda otizm belirtileri gibi rahatsızlıklar oluşuyor. Normalde besin değeri çok yüksek olan ve sağlıklı olduğu takdirde haftada bir öğün tüketilmesi önerilen balıkların, artık yaşadığı yere göre daha iyi seçilerek ve daha seyrek alınması gerekiyor. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü Kimyasal Oşinografi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuray Balkıs, dip balıklarının ve özellikle midyelerin kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini söylüyor.