ey potemkin zırhlısının duvarlarına sırnaşan kadın
menopolisin harabelerine kazınmış senin adın...
sen ki, narcissusun ayranını içtin
gözlerinde deliorman türküleri ve zeusun sihri
belindeki kuşağa dolanmış pegasusun mührü..
şututgartta zangırdayan pelegreni katedrali
destanını senin için yazmış keşanlı ali
bundan ne ikitelli haberdar ne bab-ı ali
fakirlikten geberiyor zavallı somali...
kutsal süleymanın hazinelerine saklanan güneş
senin varlığınla alevlenecek bu ateş
zümrütler ve yakutlarla donandı marakeş
senin yüzünden bütün yiğitler oldu serkeş...
ey bahtımı karartan simden yapılma güneş
kaf dağını uzattım dört elif miktarı
senin ellerinden içtim ölümsüz nektarı
zümrüd-ü anka kuşunun bıraktığı...
izleri takip ederek buldum seni yaşatan varı...
machu pichu'daki inka harabelerinde sen
bin yıllık iran halılarında sen
gökkuşağında, ebemkuşağındaki ölümsüz desen
ölürüm yoluna, ah bir gel desen...
kutsal ganj nehrinde yıkanan sendin
mataşi-nehru'nun sutrasındaki ben'din
işvandana ve keralanın nirvasına erdin
sen, yüzyılların alıp getirdiği seherdin....
isfehanda semerkantta yürüyen kervan
hipokratının ölümsüz reçetesindeki derman
olimpos dağında tanrıların yazdığı ferman
senin yoluna kurban olayım ben aman...
senin için savaştı epimetus ve promete
senin için fethetti avrupayı imparator mete
senin için ölüyorum ah bir 'he' de...
yoksa sadist olurum, üstadım marki de sade
biliyorum, diyorsun artık gel sadede...
GEL EWET dE aRTIK ?