Sen kokusunu alır mısın hüznün? Sonbaharda ıhlamurlarım son çiçeği gibi. İlkbaharın erguvanın son moru gibi. Dalgaların kıyıya yayılan son köpükleri gibi...
Eriyen kar,batmakta olan güneş,kırılan bir dal,gökyüzünde nereye gittiğini bilmediğim bir bulut bir kuş gibi...
Her insanın ömrü boyunca ezberinde tutacağı bir yağmuru olmalı... Ansızın veya keskin bir gök gürültüsü sonrası şehre düşen bir yağmuru ezberinde tutmalı insan.
Asla çözemediğim kurallarıyla
beni hep dışına sürükleyen hayata
yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin
size duyduğum bu derin aşk olduğunu
bilmediniz hiç.
..Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum.
Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin!
Kendime karşı oynamaya kalkıştığım andan itibaren,bilinçsizce meydan okumaya başlıyordum.
siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek,kazanmak için kendine göre bir hırsa,bir sabırsızlığa kapılıyordu;siyah olan ben,beyaz olan ben'in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu.bir tanesi bir yanlış yapınca ,öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu.
"Şimdi tek istediğim nefes alabilmek, ötesinde yok gözüm.
Kaçmak da mümkün buradan elbette ama benim istediğim kaçmak değil ki.
Ne varmayı arzuladığım bir öte diyar,
ne de bir yerlerde bıraktığım kayıp bir cennetim var.
Sadece çıkmak istiyorum.
Çıkmak da değil, çıkabilmek. Ben o ihtimali seviyorum.
Seçeneğim olmasını, kapının aralık kalmasını
Durmuşum bir eşikte, ne bir adım geri, ne bir adım ileri, uzatmışım kafamı aralıktan dışarı,
sırtımı dönmüşüm o cehennem sıcağına, mutlu mesut, çocuk çocuk soluklanıyorum serinlikten,
ötesi gerisi ne gam."
Zaman zaman kendimi tüm insanlıktan daha güçlü duyuyorum,
ama kendimi aynı anda çıplaklıklarından sıyrılmaya çalışan ağaçlar kadar da bırakılmış duyuyorum.
Özellikle ben'in, ben'i bıraktığı anlarda.
-neden beni hic aramadin? diye sordu.
-seni dusunmekle o kadar mesguldum ki, aramayi unuttum.
-beni dusunmeni degil,aramani isterdim.
-seni dusunmezsem, arayamam ki.
-beni dusundugunde de aramiyorsun.
-biliyorum, mukemmel bir ikilem bu.
Biraz gez, dünyanın hiç kimsenin olmadığını anlarsın. Nereye kök salsan bir başkalık bir yabancılık taşıdığını. Nereye adım atsan sona kaldığını. O zaman anlarsın Adem'den bu yana bu yer'li olmadığını. O ilk adımın hatırası yerli yerinde bu kadar taze dururken neyi neresinden kurcalasan arkasından bir iğretilik bir son...radanlık çıkacağını. Mülkün Gerçek Sahibi bu kadar zahirken, toprak üzerindeki kimsenin kimseye öncelik hakkı bulunmadığını, sadece bazılarının biraz erken geldiğini bazılarınınsa biraz geç kaldığını.
Biliyorum beni sarhoş sanıyorsunuz!... Saçma! Yani... ben fena halde sarhoşum, ama sorun bu değil; ben içkiden sarhoş değilim. Sizi görünce içki başıma vurdu..