Yirmi iki yaşında okyanusun bu tarafında bırakıp gitmiştim dedemin kanıyla ıslattığı toprağı, vatanımı
Özledim seni demiştim varaloşumun tek sebebi, anamın çeyizi, babamın eve getirdiği ekmek
Aldığım nefes, içtiğim çay, sevdiğim ilk şey, öleceğim tek yer; vatanım, toprağım, memleketim....
Neymiş oysa özlem, nefes bile almak istemiyorum içinde kokun yok diye, gözlerimi bile açmak istemiyorum. Gözlerini göremeyeceğim diye, kalbim bile dursun istiyorum belki sesini duyabilirim diye...
diye, diye, diye... vay be, neymiş oysa özlemek...
Hep özledim derdim, şimdi derdim heraklitin bile yerinden kıpırdatamayacağı saniyeler oldu
Ayrılık çaldı götürdü duvardaki saati, yerine çektiği fotoğrafı gönderdi gül dudaklımı kaçırdığı yerden
Ve ben bir gün yelkovan azıcıkta olsa kıpırdayıvericek yerinden ümidiyle
Yazdığım her satırdan sonra kafamı kaldırıp bakıyorum saatin resmine... ama nafile...
ozlemek..cok degisik anlamlari var..
ama bir ozlem varki iste o baskadir..ama yinede icimizde kucukte olsa bazi seyleri ozleriz..
yuregine emegine saglik