Düşlerin Efendisi
İçimde kapkara bir gurbet gibisin
Düşüyorsun geceden girdaplarıma
Suskun türküler çığırıyorum duymuyorsun.
Yeniden şekilleniyorum saz çalan parmaklarında
Tırmanırken indiğim bir dipsiz kuyuda gözlerin
Yokuşlarında yorgun, terli, nefes nefeseyim.
Öylesine... salınıp duruyorum gelgitlerinde
Ne baygın, ne ayık; sarhoş bile değilim
Titrek bir kokusun tenime işlemiş
Damarlarımda dolaşıp duruyorsun sorumsuz
Bitirip yeniden başlıyorum çizgilerinin sarmalına
Sevdana davetsizim... kör, aç ve doyumsuz.
Okun ucundasın yayı geriyor özlemin.
Kör nişancılığımın hedefine düşmüş bir kere bahtın
İyice yaklaşmada tahta kılıcını kullanma vaktin
Düşlerin efendisi.... ya kabrim olmalısın ya tahtım