Ne zaman yüreğimde bir deli tay gemi azıya alsa...
Ne zaman yağmur yürekli bulutlarla yarışsa gözlerim..
Ve ne zaman ürkek bir ceylan geçse düşlerimden..
Sen geliyorsun aklıma... Duru berrak engin derin gözlerinle sen... Gelip oturuveriyorsun yüreğimin orta yerine.
"Ne zaman aklıma gelsen
Kırk ikindi yağmurları misali
Uzunca bir sağanak
Boşalıyor gözlerimden
Sana giden yollarda
Başlıyor bir tipi
Başlıyor bir boran"
O ünlü türküye inat yolun sonu görünmüyor dağlar geçit vermiyor. Lakin; gönül de ferman dinlemiyor. Bir al kızı oluyorsun düşlerimde. Hani ninelerimizin soğuk ve karlı kış günlerinde anlattığı ağzımızdan buharlar çıkarak soğuktan kızarmış burunlarımızla dinlediğimiz o masal kızı.. Hani yakaladığında senin olan ve her isteğini yerine getiren güzel peri kızı. Seni yakalamak için büyük çaba sarf ediyorum. Ama beyaz bir köpük gibi kayıveriyorsun avuçlarımdan. Ellerim boş kalıyor gözlerim boş bakıyor yüreğim boş...
Bir bebek oluyorsun sonra. Henüz emekleyen ve eşyalara çarpa çarpa yürümeye çalışan şirin ve afacan bir bebek. Ve yürüyorsun beynimde bedenimde yüreğimde.. tüm hücrelerimde yankılanıyor ayak seslerin.
Sonra deniz oluyorsun. Yemyeşil/masmavi bir deniz. Nice fırtınalara gebe engin bir deniz. Ve ben gözlerinin hapsinde müebbet muhabbete mahkum bir forsa. Yüreğim yüreğine prangalı gönlüm gönlüne kilitli bir forsa. Mahkum sevinir mi hiç? Ama ben seviniyorum. Çünkü senin mahkumunum. Ne güzel bir mahkumiyet bu.
Ve sonra yağmur oluyorsun rüzgar oluyorsun bahar oluyorsun ask oluyorsun... Ama her şeyden önemlisi ben oluyorsun. Öyle bir ben ki; baştan aşağı sen... Fikrimin ince gülü yirmi dört ayarım suna boylum kalem kaşlım..
Yalan değil seni sevdiğim. Seni özlediğim yalan değil. Sensiz gecelere öksüz hecelere isyankâr ağıtlara yetim türkülere odamın duvarlarına sor. Dolunaya ufuklara başa karlı dağlara sor. Kalemime bağlamama sor..
Bugün bunu bir kez daha anladım. Anladıkça ağladım ağladıkça anladım.
Ömrümde ilk kez böylesine deli seni sevdim..
Ömrümde ilk kez böylesine deli seni özledim..
Ömrümde ilk kez böylesine deli seni arzuladım..
Ve şimdi ömrümde ilk kez bir sigara yakıp; dumanını ciğerlerime değil ta iliklerime çekiyorum. Gün doğmuş gün batmış kimin umurunda.
Yokluğunda terk edilmiş bir kent gibiyim.. Tut sana uzanan ellerimden Sevda Ecesi... Sıla tükensin hasret ölsün.
yüregine o sevgiyi koyan elini bıraskmasın
sana bu duygu yüklü harika yazıyı yazdırın hep yüzüne gülsün
ve ömrün ruhundakkı asalet ömrüne yansısın
harika bir yazı
kelamına bereket