dikiz aynasına astım sevgilimin iki parmağını
öyle güzel sallanıyor ki camın önünde
sanki amuda kalkmış bir zafer işareti
öyle sıcak ki hava, kabuk bağlamış yaralarım eriyor avucumda
avucum sanki it ısırığı gibi duruyor elimin içinde
elim ,kolumdan kopsa sanki ananemin dişleri çıkacak yerine
yerine konulamaz bir hayvan gözü gibi sıcak,leş gibi kokuyorum
tırnaklarımın arasındaki pislikleri sana getirmeye dair büyük bir söz çıkmasaydı benden
keserdim parmaklarımı bir bir
bitlerin tenimi cimciklemelerini sen toplardın o zaman benden
benden biliyorsun biliyorum,bacaklarının güzelliğini
ve penguenlerin sakal bırakmalarını
ama benim senden başka birşeyle alakam yok , olmadı
benim insan yüzüyle bir alakam yok,
benim babasının dişlerini kendi ağızlarında saklayan çocuklarla alakam yok
benim cennete saklanan katillerle ve kurban anonslarıyla alakam olmadı
benim devletlerle alakam yok, ve insan vücudundan sonda ile çıkarılan kaset kapaklarıylada
öyle sıcak ki hava; insan derisini bağışlamak istiyor camilere
basuru olanlar çıkarıp basurlarını yerinden buzdolabına sokmak istiyor
bu sıcakta insan kendi cesedini bile bırakıp koltuğa, kaçmak ister buralardan
buralar çok sıcak sevgilim ,sanki iç organlarım bile gittikçe esmerleşiyor
ileri ikilide oynayacak zenci bir forvet gibi duruyorum şu an itibariyle penaltı noktasında
penalti noktasından hareket eden bir araç saatte yüzseksen kilometre hızla geliyorsa sana
sana; bir katil kendini bıçaklaya bıçaklaya geliyorsa
sana; bir cenin pompalı bir tüfekten sıkılmış olarak geliyorsa
sana,bir kavim peygamberlerinin dna testi için geliyorsa,
ve hangi kavime ait olduğu bir türlü anlaşılamıyorsa uzayın
ürün testlerinde kullanılan sıçanların gövdesiyle geliyorsa
cennette can sıkıntısı,benim bazılarıyla alakam olabilir
yüzünün rengiyle lanetlenmiş bir korkağım,
ellerimi bağırsaklarınla bağla birbirine
etinle mağdur et beni, elinle mağrur,
tıpkı isa gibi,
mesela meryem şimdi isa'ya hamile kalsaydı
acaba ultrasonda belli olur muydu,
çarmıha gerileceği,
ya da yakupla tanrının güreşini
bbc sport canlı yayında
sansürsüz verir miydi...
öyle sıcak ki hava,
doğuran bir kedi gibi iniyor yüzüme güneş
terliyorum ve koltukaltım ceset torbası gibi kokuyor,
kasıklarımdan şehre irin şövalyeleri gibi dağılgan ter sızıyor
burnum kanamaya başlıyor
kanım ağır bir işkence gibi kokuyor
kanım,dolapta bozulan et tadında
kanım; kanserli kangruların pembeleşmesi gibi pıhtılaşıyor burnumun ucunda
yavaşça terk ediyor yüzüm beni
bu kadar yüzsüzlük olmaz diyorum
sanki bedenim senin için çekilmiş el freni
bedenim senin için çekilmiş 6 tane vesikalık sübhanallah
bedenim senin için çekilmiş amortiden bir bilet
bedenim senin için tanrının sırtından çekilmiş bir kader
otobüsün takla atıp parçalanacağını bile bile
illa cam kenarı istenen bir bilet bir jilet
illa kendi ölümünü cam kenarında izlemek gibi bir istek
hava öyle sıcak ki,
sevgilimin bacakları sanki ayağa kalkmış bir cumhuriyet...