Cinayet Kavşağı

Son güncelleme: 26.09.2010 17:09
  • Afedersiniz ben kadınıma gidecektim,
    bu yolu devam mı etmem gerek
    yanlış geldin adam, yüz metre geri gidip cinayet kavşağından dönmen gerek...

    en son sen aramışsın bir de tedavi,
    ikinizide cevap vermedim gece yarısı
    ................................efendim efendim tedaviye cevap vermiyor...

    bir gece hiç bir şeye cevap vermeyen adam,
    lanet olası yoldan çıktı
    tanrım bu şiir sondan başlıyor, iyi mi şimdi !

    çektiği otostopta bir piyano durmuştu kurak yolda
    susuzdu ve romantikti,
    parmak uçlarını cebinden çıkardı ve iki şarkı sonra indi şehrin göbeğine
    göbeğine doğru inilen kadınlar gökten düşmeye başladı
    tanrı artık erzaktan vazgeçmişti
    sezon açılmıştı ve yasaklar sadece uyanların birbirlerine sunduğu
    hediyelik paketlerdi
    bugün bir kaç yasağa uydum senin için,içinde intiharlar barındıran
    bilmem kaç amperden aşağı atlamak gibi romantik bir o kadar orgazmik...
    bizim son sevişmemiz kural ihlali yüzünden tekrarlanması gerekti
    sahayı belirleyen pozisyonu da belirlemişti, zamanı da
    puştluk vakti kucağımda oynanacaktı son maç
    ben seni ters köşeye yatırıcaktım
    alıcağımız üç puanın ikisini sana vermezsem
    bu şiir de beni çarpsın
    devir komünist devriydi ne vakit birbirimizi paylaşıma gitsek
    tek mülk olan bacaklarını eşit olarak ikiye ayırınca
    sen gözün kapalı bir organımı seçip
    kendine ayırırdın,bu eşitlik çerçevesinde öpüşmelerimiz halka dağıtılırdı...

    şiddetin kol gezdiği ihanetin gözcülük yaptığı
    bir salı gecesi birbirimize düşmüştük
    yıllardır biriktirdiğimiz iç kanamalarımızla
    senin evlendiğimiz gün takılan yaralarını bozdurup
    ufak kesiklere çevirdikten sonra sonunda üç oda bir salon bir mezar almaya yetecek kadar
    ölmeye yatkınlığımız olduğu gündü
    hatırla,bir mezar kazıcısının
    bayım burası tam size göre geberip gittiğinizde, sessiz sakin bir yer, burada
    başbaşa çürürsünüz dediği gündü!
    gündü, tam yirmidört acıdan oluşan senin her anını değerlendirdiğin
    yatsıdan sonrası için deli gibi mum tedarik ettiğin
    bir yalanı dişlerinle önce kırıp sonra yumuşatıp ardından dudaklarımdan içeri bıraktığın
    o gündü gittiğin gün,
    kendimi olağanüstü hal insanı ilan ettiysem ,kalbime bir küpe takıp
    bu aşk küpe olmuşsa bana,yüzüm beşiz doğurmak üzere olan kadının rahmine benzemişse
    sebebi var işte,şimdi çatı katları gibi yalnızım,
    kendini kırmızı bültenle arayan biri olarak akşam haber bültenlerinde ölüm haberini bekleyen
    kimliğinde memleket bölümüne bizzat adının yazıldığı biriyim...



    yatak odasında unutulmuş bir arabanın lastiği ele vermişti seni
    üstümden geçip giderken sıkışmıştı dilim arasına
    şimdi ne kadar hızlı gidersen o kadar ağır katliam
    o kadar ağır kelime ,dilimin üstünde biten tüyler
    hızdan yere sürttükçe o kadar temiz o kadar mavi....
    radyoda mozart benden bahsederken sana,bu bir ön ölüşmeydi aslında
    nasılsa bulacağım seni kadınım,

    şimdi hazırlanmalıyım, şiirin başına dönme vakti.....


    requiem
#26.09.2010 17:09 0 0 0