Ey,ömrünpençesin de kıvranan,Aciz insan,
Canın, tenden çıkacak,ecel geldiği zaman,
Ruhun,, bir kuş misali,uçacak tâ göklere,
Dimdik duran bedenin,yıkılacak yerlere...
Tek maddeden vücudun,kalacak topraklarda,
Bir gün gelecek o dâ,çürüyecek mezarda,
Senden eser kalacak,yırtılacak kefenin,
Topraklarda sürünen, kemikten iskeletin....
Sonra bir gün gelecek,karışacak topraklar
Mezarlardan çıkacak eller, kollar,bacaklar,
El-ayak bir tarafta, kafa-gövde bir yanda,
Kalkın diye yüce ses, haykırınca o anda......
Dağlar-taşlar yıkılıp,dökülecek yerlere,,
Gökler bi bir inip de, kapanacak secdeye
Göz açıp kapayınca dikilecek vücutlar,
Sonra gelip vücuda tek tek girecek ruhlar...
Bir mahşer kî, orada toplanacak mahlukat,
Haykırınca yüce ses, parlayacak hakikat,
Kızgın güneş altında, toplananlar yanacak,
Bir gölge bulmak için dört biryana koşacak...
Mahşere hazırlanmak gerek. Bunu apaçık bildiriyor kitabımız. Biz ne kadar hazırız, kendimizi ne kadar hissediyoruz mahşere. Onu bizim kadar kimse bilemez. İnsanın vizdanı da insanı sorgulayan bir hesap sorgulayıcı değilmi. Paylaşımıniz için teşekkür ederim
ALLAH razi olsun kardesim paylasimin ve emegin icin gercekten cok guzel ve anlamali bir siir rabbim mahser gununde alni ak olanlardan nasip eyler insallah cumlemizi